Ebeveyn Olduktan Sonra Kaybolan Eş Rolü

Eşlikten Ebeveynliğe Geçiş Nasıl Olur?
Çiftler çocuk öncesinde birbirleriyle kurdukları ilişki üzerinden tanımlanır. Zaman, ilgi, temas ve paylaşım büyük ölçüde bu bağ etrafında şekillenir. Çocukla birlikte ise sistem değişir. Öncelikler yeniden sıralanır, sorumluluklar artar ve ilişki daha işlevsel bir hâl alır.
Bu noktada ilişki “partnerlikten” çok “ekip arkadaşlığına” dönüşebilir. Kim neyi yapacak, kim yoruldu, kim uyanacak gibi konular ön plana çıkar. Bu düzenleme gerekli ve kaçınılmazdır; ancak eş rolüne alan açılmadığında ilişki yalnızca görev üzerinden ilerler.
Eş Rolü Nasıl Kaybolur?
Eş rolü çoğu zaman bir anda değil, parça parça kaybolur. Önce sohbetler azalır. Sonra temas rutinleşir. Ardından çiftler birbirine daha çok ebeveyn olarak seslenmeye başlar. “Çocuğun ödevi”, “okul”, “uyku saati” derken ilişki dili daralır.
Bu daralma, sevginin bittiği anlamına gelmez. Ancak yakınlığın geri plana atıldığını gösterir. Zamanla çiftler birbirlerini hâlâ önemser ama özlemez hâle gelebilir.
“Bu Dönem Böyle” Düşüncesinin Riski
Birçok çift bu durumu geçici olarak görür. “Çocuk büyüyünce düzelir”, “şimdi sırası değil” gibi düşünceler ilişkiyi ayakta tutan umut cümlelerine dönüşür. Ancak eş rolü uzun süre ihmal edildiğinde, geri dönmek zorlaşır.
Çünkü ilişki yalnızca zamanla değil, temasla canlı kalır. Temas olmadığında alışkanlık artar, bağ zayıflar.
Kaybolan Eş Rolünün Duygusal Sonuçları
Eş rolü geri çekildiğinde, çiftler arasında görünmez bir mesafe oluşur. Bu mesafe çoğu zaman açık bir sorun olarak konuşulmaz. Daha çok içten içe hissedilir. Yalnızlık, anlaşılmama ya da değersizlik duyguları bu dönemde sık görülür.
Bazı çiftler bu boşluğu tamamen işlevsellik ile doldurur. Ev yürür, çocuklar bakımlıdır, düzen vardır. Ancak duygusal temas eksiktir. Bu eksiklik zamanla ilişkide sessiz bir yorgunluk yaratır.
Ebeveynlik ve Eşlik Bir Arada Var Olabilir mi?
Evet, ama kendiliğinden değil. Ebeveynlik çok güçlü bir rol olduğu için eşlik bilerek korunmadığında arka planda kalır. Burada mesele büyük romantik anlar yaratmak değildir. Küçük ama bilinçli temaslar ilişkiyi canlı tutar.
Birlikte çocuk dışı bir konu konuşmak, yalnızca eş olarak yan yana kalınan kısa anlar yaratmak, duyguyu ertelemeden ifade etmek… Bunlar eş rolünün tamamen kaybolmasını engeller.
Suçlamak Yerine Fark Etmek
Bu süreçte çiftlerin birbirini suçlaması oldukça yaygındır. “Artık bana eskisi gibi davranmıyorsun”, “hep çocukla ilgileniyorsun” gibi cümleler gerilimi artırır. Oysa çoğu zaman iki taraf da aynı kaybı farklı şekillerde yaşamaktadır.
Burada önemli olan, kaybolan şeyin ne olduğunu fark edebilmektir. Sorun eşin değişmesi değil; ilişkinin rol dengesinin bozulmasıdır.
Ebeveyn olduktan sonra eş rolünün geri plana düşmesi sık yaşanan bir durumdur; ancak kaçınılmaz bir kader değildir. Eş olmak, ebeveynliğin karşısında duran bir rol değil; onun yanında var olabilen bir bağdır.
Eğer bir ilişkide kendinizi yalnızca “anne” ya da “baba” olarak tanımlarken, “eş” kelimesi uzak gelmeye başladıysa bu bir alarm değil; bir fark etme çağrısıdır.
Bazen ilişkiyi yeniden canlandırmak için büyük değişimlere değil, kaybolan rolü yeniden hatırlamaya ihtiyaç vardır.

