Teknolojinin hayatımıza entegre olması, bilgiye erişimi ve iletişimi kolaylaştırsa da uzun süreli ekran maruziyeti bireyin hem fiziksel hem de psikolojik sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle pandemi süreciyle birlikte dijital araçlara bağımlılık belirgin şekilde artmış, bu durum uyku bozuklukları, göz yorgunluğu, odaklanma sorunları ve anksiyete gibi rahatsızlıkların yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Araştırmalar, günde 7 saatten fazla ekran süresine sahip bireylerde depresif belirtilerin ve yalnızlık hissinin daha fazla görüldüğünü göstermektedir. Sosyal medyada geçirilen zaman, çoğu zaman gerçek sosyal ilişkilerin yerini alarak bireyin aidiyet ve anlam bulma ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalır.
Dijital sağlığı korumanın ilk adımı, ekran süresinin sınırlandırılmasıdır. Özellikle yatmadan en az 1 saat önce ekran kullanımını bırakmak, melatonin hormonunun doğal salınımını destekler ve uyku kalitesini artırır. Günlük hayata ekran molaları eklemek, hem göz sağlığı hem de zihinsel berraklık açısından faydalıdır.
Ayrıca dijital detoks uygulamaları, bireyin dikkatini daha anlamlı aktivitelere yönlendirmesine yardımcı olur. Kitap okumak, yürüyüş yapmak, doğa ile temas kurmak ya da yüz yüze sohbet etmek; ekranın pasifleştirici etkisini dengeleyerek zihinsel iyilik halini artırır.
Psikolojik açıdan, dijital araçlarla geçirilen zamanın farkında olmak ve içerik tüketim alışkanlıklarını bilinçli bir şekilde düzenlemek çok önemlidir. Dijital araçlar faydalı birer araç olabilir; ancak kontrolsüz kullanım, bireyin ruhsal dengesini tehdit edebilir.
Sonuç olarak, dijital yaşamın sunduğu imkanlardan faydalanırken ekran süresi ile zihinsel sağlık arasındaki dengeyi gözetmek; günümüz bireylerinin en önemli sağlık sorumluluklarından biridir.
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz