Doktorsitesi.com

Depresyonda Duygusal Uyuşma: Terapötik Yaklaşımlar

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
9 Temmuz 202526 görüntülenme
Randevu Al
Depresyon sadece mutsuzluk ya da umutsuzluk hissiyle değil, aynı zamanda duygusal uyuşma (emotional numbing) adı verilen bir durumla da kendini gösterebilir. Duygusal uyuşma, kişinin hem olumlu hem de olumsuz duygulara karşı hissizleşmesi, içsel boşluk ve kopukluk yaşaması anlamına gelir. Bu durum kişinin yaşamla bağını zayıflatır, ilişkilerini zorlaştırır ve terapi sürecini etkileyebilir. Bu yazıda, depresyonda görülen duygusal uyuşmanın nedenleri, etkileri ve terapötik yaklaşımlar ele alınacaktır.
Depresyonda Duygusal Uyuşma: Terapötik Yaklaşımlar

1. Duygusal Uyuşma Nedir?
Duygusal uyuşma, bireyin kendisini hissiz, tepkisiz, donuk ya da “robot gibi” hissetmesiyle tanımlanır. Bu durum genellikle yoğun stres, uzun süreli depresyon ya da travmalar sonrasında gelişir. Beyin, yoğun duygusal acıyla baş edemediğinde bu tür bir savunma mekanizmasını devreye sokabilir.

2. Depresyonla İlişkisi:
Depresyonda serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği sadece enerji düşüklüğüne değil, aynı zamanda duygusal işlemlemede de bozulmalara neden olur. Kişi neşe, heyecan, sevgi gibi duygulara erişemediği gibi; acı, üzüntü gibi duyguları da “hissiz” biçimde yaşar.

3. Terapötik Zorluklar:
Duygusal uyuşma yaşayan danışanlar, terapiye “hiçbir şey hissetmiyorum”, “boşluktayım”, “hayat sanki flu” gibi ifadelerle gelirler. Bu ifade zenginliği azlığı, terapötik sürecin ilerlemesini zorlaştırabilir. Danışan, duygularına temas edemediği için hedef belirleme ve motivasyon da düşer.

4. Duygulara Erişim Teknikleri:
- Deneyimsel çalışmalar: Beden taraması, duygu günlüğü, resimle anlatım gibi çalışmalar duygulara farkındalık kazandırır.
- Duygulara yumuşak yaklaşım: “Bir şey hissedememen de aslında bir histir” gibi ifadelerle danışanın uyuşukluğunu kabulle karşılamak önemlidir.
- Bilinçli farkındalık (mindfulness): Duyulara odaklanan egzersizler (tat alma, dokunma, nefes farkındalığı) bireyin şimdiki ana gelmesini ve duygulara daha yakın olmasını sağlar.

5. Duygusal Uyuşmanın Altında Yatan Nedenler:
Bu semptom, çoğu zaman bastırılmış öfke, suçluluk ya da çaresizlik gibi yoğun duyguların ifadesine engel olduğu için ortaya çıkar. Terapist bu duyguları güvenli bir ortamda adım adım keşfetmeye yardımcı olmalıdır.

6. Terapötik Yaklaşımlar:
- Şema Terapi: “Duyguları bastırma” ya da “duygusal kopukluk” gibi şemalar çalışılarak, danışanın kök inançları dönüştürülür.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Uyuşma halini sürdüren düşünceler sorgulanır ve alternatif düşünce kalıpları geliştirilir.
- Duygu Odaklı Terapi: Duyguların ifade edilmesine güvenli alan açılır, danışan ağlamaktan ya da sinirlenmekten korkmadığı bir ortamda çalışır.

7. İlişkisel Güven:
Terapist ile kurulan güvenli bağ, duygusal uyuşmanın çözümünde kilit rol oynar. Danışan, duygularını yargılanmadan ifade edebileceğini hissettiğinde, bastırdığı ya da donuklaşmış duygular açığa çıkmaya başlar.

Sonuç olarak, depresyonda görülen duygusal uyuşma, terapi sürecinde özel olarak ele alınması gereken bir durumdur. Duygularla teması artırmak, danışanın yeniden yaşamla bağ kurmasına ve içsel canlılığını hissetmesine olanak sağlar. Bu, depresyonun çözümünde en derin ve kalıcı adımlardan biridir.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.