Depresyonda Duygusal Uyuşma: Terapötik Yaklaşımlar


1. Duygusal Uyuşma Nedir?
Duygusal uyuşma, bireyin kendisini hissiz, tepkisiz, donuk ya da “robot gibi” hissetmesiyle tanımlanır. Bu durum genellikle yoğun stres, uzun süreli depresyon ya da travmalar sonrasında gelişir. Beyin, yoğun duygusal acıyla baş edemediğinde bu tür bir savunma mekanizmasını devreye sokabilir.
2. Depresyonla İlişkisi:
Depresyonda serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği sadece enerji düşüklüğüne değil, aynı zamanda duygusal işlemlemede de bozulmalara neden olur. Kişi neşe, heyecan, sevgi gibi duygulara erişemediği gibi; acı, üzüntü gibi duyguları da “hissiz” biçimde yaşar.
3. Terapötik Zorluklar:
Duygusal uyuşma yaşayan danışanlar, terapiye “hiçbir şey hissetmiyorum”, “boşluktayım”, “hayat sanki flu” gibi ifadelerle gelirler. Bu ifade zenginliği azlığı, terapötik sürecin ilerlemesini zorlaştırabilir. Danışan, duygularına temas edemediği için hedef belirleme ve motivasyon da düşer.
4. Duygulara Erişim Teknikleri:
- Deneyimsel çalışmalar: Beden taraması, duygu günlüğü, resimle anlatım gibi çalışmalar duygulara farkındalık kazandırır.
- Duygulara yumuşak yaklaşım: “Bir şey hissedememen de aslında bir histir” gibi ifadelerle danışanın uyuşukluğunu kabulle karşılamak önemlidir.
- Bilinçli farkındalık (mindfulness): Duyulara odaklanan egzersizler (tat alma, dokunma, nefes farkındalığı) bireyin şimdiki ana gelmesini ve duygulara daha yakın olmasını sağlar.
5. Duygusal Uyuşmanın Altında Yatan Nedenler:
Bu semptom, çoğu zaman bastırılmış öfke, suçluluk ya da çaresizlik gibi yoğun duyguların ifadesine engel olduğu için ortaya çıkar. Terapist bu duyguları güvenli bir ortamda adım adım keşfetmeye yardımcı olmalıdır.
6. Terapötik Yaklaşımlar:
- Şema Terapi: “Duyguları bastırma” ya da “duygusal kopukluk” gibi şemalar çalışılarak, danışanın kök inançları dönüştürülür.
- Bilişsel Davranışçı Terapi: Uyuşma halini sürdüren düşünceler sorgulanır ve alternatif düşünce kalıpları geliştirilir.
- Duygu Odaklı Terapi: Duyguların ifade edilmesine güvenli alan açılır, danışan ağlamaktan ya da sinirlenmekten korkmadığı bir ortamda çalışır.
7. İlişkisel Güven:
Terapist ile kurulan güvenli bağ, duygusal uyuşmanın çözümünde kilit rol oynar. Danışan, duygularını yargılanmadan ifade edebileceğini hissettiğinde, bastırdığı ya da donuklaşmış duygular açığa çıkmaya başlar.
Sonuç olarak, depresyonda görülen duygusal uyuşma, terapi sürecinde özel olarak ele alınması gereken bir durumdur. Duygularla teması artırmak, danışanın yeniden yaşamla bağ kurmasına ve içsel canlılığını hissetmesine olanak sağlar. Bu, depresyonun çözümünde en derin ve kalıcı adımlardan biridir.
Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz