Çocukluk Çağı Travmalarının Benlik Gelişimine Etkisi

Travmanın etkisi çoğu zaman çocuğun kendine yönelik inançlarında ortaya çıkar. Travma
yaşayan çocuklar “Ben değersizim.”,
“Ben sevilmem.” veya “Benim yüzümden oldu.” gibi içsel söylemler geliştirebilir. Bu
düşünceler, yetişkinlikte düşük özgüven,
suçluluk duygusu ve ilişki problemleri olarak devam edebilir.
Güvenli bağlanma travmadan ciddi şekilde etkilenir. Duygusal ihmal, fiziksel şiddet, sözel
taciz veya ebeveyn çatışmaları,
çocuğun bakım verenine olan güvenini sarsar. Bu durum ya aşırı kaygılı bağlanma ya da
kaçınmacı bağlanma stilinin gelişmesine
neden olabilir. Her iki durumda da birey yetişkinlikte sağlıklı ilişkiler kurmakta zorlanabilir.
Travma çocukların duygu düzenleme becerilerini de etkiler. Travma sonrası çocuklarda
sinir sistemi sürekli yüksek uyarılma
haline geçebilir. Bu durum öfke patlamaları, yoğun kaygı, içe kapanma ve uyku problemleri
olarak kendini gösterebilir.
Bilişsel şemalar da travmayla birlikte şekillenir. “Dünya tehlikeli bir yer.”, “İnsanlara
güvenilmez.” veya “Ben yetersizim.”
gibi olumsuz şemalar uzun vadede kişinin yaşam kalitesini düşürür.
Travma sonrasında iyileşme mümkündür. EMDR, oyun terapisi, şema terapi ve bilişsel
terapi teknikleri travmanın duygusal
yükünü azaltmakta oldukça etkilidir. Terapötik süreçte amaç, travmanın etkilediği inanç
sistemlerini yeniden yapılandırmak
ve bireyin güven duygusunu onarmaktır.
Sonuç olarak travmalar benlik gelişimini sarsabilir ancak doğru destekle çocuk ve
yetişkinler yeniden güçlenebilir.
İyileşme, güvenli ilişkiler ve profesyonel destekle mümkündür.

