Çocuklarda yalan söyleme davranışı
Çocukların iki yaşına doğru konuşmaya başlamalarıyla yalanı değerlendirmek mümkün hale gelince; yalan söyleme davranışının erken yaslardaki gelişimi ve çocuklarına hangi nedenlerle yalan söylediklerine bağlı. Çocuklarda erken dönemde görülen ve kendi menfaatlerini gözetme amacıyla söyledikleri yalanların daha çok zihinsel durumlara yönelik anlayışla birlikte ortaya çıktığı gözlenmektedir.
3 yaşından itibaren anne babanı tutumları çocuğun yaptığı şeyleri gizleme ya da anlatmama gibi durumlarla görülebilir. Çocuklar daha çok bu yaşlarda kendi isteklerini ön planda tutarlar gelişim döneminin de etkisiyle. Ebeveynlerin çocuğa yaklaşımı yalanın ilerleyen süreç de çocuğun benliğiyle bütünleşebilir.3 yaş da söylenen yalan davranışı daha masumane kalmaktadır. Fakat çocuğun bu süreç de yalan davranışın altındaki sebepler daha önemlidir.
Bu süreç de değerler eğitimi 3 yaş da önce ailede sonra anaokulu dönemiyle başlar. Değerler sosyal-duygusal yönden sağlıklı gelişimin önemli bir yardımcısı olarak görülmektedir.
Değerlerin edinilmesinde okulun en uygun ortamlardan biri olduğu düşünülürse, eğitimin ilk aşamasında bazı temel değerlerin öğretilmesi daha da önem kazanmaktadır. Okul öncesi değerler eğitimi çalışmalarında vurgulanan değerlerden biri doğruluk-dürüstlüktür. Benzer şekilde, bambaşka bir coğrafyada olan Çinli çocuklara da hükümet tarafından okul öncesi dönemden itibaren toplulukçuluk ve vatanseverliğin yanı sıra dürüstlük ve alçakgönüllü olma gibi değerler aktarılmaktadır. Son zamanlarda özellikle ülkemizde de değerler üzerine okullarda ciddi çalışmalar gözlenmektedir.
Genel olarak her gelişim döneminde görülen yalan söyleme davranışının sıklıkla görülmemesi için anne ve babalar çocukların duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat vermeli ve olumlu davranış örneklerini takdir etmelidirler. Tehdit etme, eleştirme, kıyaslama, baskı gibi uygulamalar yerine çocukta iç disiplini geliştirmeye çalışmalıdırlar. Bu noktada çocukta güven duygusunu geliştirmelidir.
Araştırmacılar yalan söylemenin altında yatan motivasyonu sadece çocuğun etkilendiği ebeveynlik tarzına ve ailedeki etkileşime bağlama konusunda hassas davranmışlardır. Ama ne yazık ki olumsuz ebeveynlik stillerine maruz kalan çocukların çok yönlü yalan söyleme davranışını artırdığını gözlemlemekteyiz.
Vakalarda yalan söyleme davranışı bilinçli olarak çocuklarda 7 yaş sonrasında da kendi menfaatlerini ön planda tutmak amacıyla daha çok kullanılmaktadır. Kaygılı bağlanma stiline bağlı olarak da ebeveynlerin tutumlarına göre çocuğun yalan söyleme davranışının geç söndüğünü söyleyebiliriz. Dürtü kontrol bozukluğu ve dikkat dağınıklığı bozukluğu görülen danışanlarda yalan söyleme davranışına daha sık rastlamaktayız.
6-12 yaş döneminde çocuklar için kurallar kesin ve değişmezdir. Kurallara uyulmadığında otomatik olarak cezalandırmanın olacağı düşüncesindedirler. Kuralların arkasındaki neden bu yaş döneminde aranmadığı için kayıtsız şartsız otoriteye itaat, dışsal kurallara bağlılık net bir şekilde görülebilmektedir.
Bazı vakalarda yalan söyleme davranışı bilinçli olarak çocuklarda 7 yaş sonrasında kendi menfaatlerini ön planda tutmak amacıyla daha çok kullanılmaktadır. Kaygılı bağlanma stiline bağlı olarak da ebeveynlerin tutumlarına göre çocuğun yalan söyleme davranışının geç söndüğünü söyleyebiliriz. Dürtü kontrol bozukluğu ve dikkat dağınıklığı bozukluğu görülen danışanlarda yalan söyleme davranışına daha sık rastlamaktayız.
Bu süreç de ebeveynler tedirgin olmakla beraber yanlış davranış tutumlarıyla yalan davranışını çocuk da kullanılacak yanlış bir kaçış yöntemi haline gitmektedir.
7 yaş itibariyle yalan söyleme davranışının çocuklarda kalıcı hale gelmemesi yönünde
söylenen yalanın da çocuk için sonuçlarını kestiremediği bir kaçış olarak görülmesi muhtemeldir. Bu durum bize çocuğun o an için somut bir cezadan kaçmak ya da ödül almak için yalan söylediğini göstermektedir. 12 yaş sonrasında çocuk ahlaki özerklik kazanmaya başlar. Arkadaş çevresinin genişlemesi ve etkileşimlerinin artması ile bireyde kurallara karşı bakış açısında hızlı bir değişim oluşur. Artık kurallara uyulmadığında otomatik olarak nedensiz cezanın geleceği düşüncesi yoktur. Ceza almak için kuralların ihlal nedenleri ve “niyet” önemlidir.
Bir de yaş ilerlemesiyle artık yalanın patolojik yalan haline gelmesi en önemli özelliği inandırıcılık gücünün çok kuvvetli olmasıdır. Ailelerin en çok dikkat etmesi gereken yalan türüdür. Alışkanlık haline gelen yalandan farkı herhangi bir yararı olmasa dahi çocuğun doğruyu söylememesidir. Patolojik yalandaki amaç gerçekten uzaklaşarak bencilce bir sonuca ulaşmak olabilmektedir. Olmayan şeylerle çevresindeki insanların inandığını görmek çocuğa zevk vermektedir. Patolojik yalan söyleyen çocukların içsel çatışmalarını yansıttıkları unutulmamalıdır.
Burada ebeveyn kendini sorgulaması açısından bu soruları cevaplamak faydalı olacaktır.
Örneğin;
• Çocuğumdan beklentim oldukça fazla mı?
• Çocuğumu ne kadar çok sevdiğimi onlar biliyor mu?
• Çocuğumdan beklentilerimi ve bu beklentilerin nedenlerini onlara zamanında açıklıyor muyum?
• Disiplin metotlarım çok sert mi?
Ebeveynlerin bu noktada iyi bir gözlemci olmaları problem davranışların üstesinden gelebilmek açısından önem taşımaktadır. Bazen çocuklar dikkat çekmek, kızgınlıklarını belli etmek, aileyle uyumlu olmak, cezadan kaçmak, arkadaş kazanmak için ve ailedeki bir davranışı model aldıkları için yalan söyleme davranışı sergilemeye başlarlar.
Ebeveynler için pratik öneriler
Söyledikleriniz ve yaptıklarınız arasında tutarlılık olmalıdır.
Çocuğunuza yalan söylemesine imkân verecek durumlar oluşturmamaya çalışmalısınız.
Yalanı renklere ayırmamalı, patolojik yalan belirtileri gözlediğinizde mutlaka bir uzman yardımı almalısınız.
Çocuğunuzun söylediği yalanın içeriğine değil onu yalan söylemeye iten nedene odaklanmalısınız.
Ebeveyn olarak aşırı kuralcı ve otoriter olmaktan kaçınmalısınız.
Çocuğunuzun yaptığı yanlış gördüğünüz her durumu cezaya başvurmamalısınız.
Yalan söylediği anda hemen onu yalanı ile yüzleştirmemelisiniz.