Doktorsitesi.com

Bağımlı Kişiliğin İlişkilere Yansıması:Tutunmak mı, Kaybolmak mı?

Uzm. Psk. Dan. Yağmur Sayın Çakar
Uzm. Psk. Dan. Yağmur Sayın Çakar
14 Kasım 20259 görüntülenme
Randevu Al
Bağımlı kişilik yapısına sahip bireyler, ilişkilerinde ayrılmakta ciddi güçlük yaşarlar. Karşısındaki kişi tarafından duygusal olarak yıpratıldıklarını, hatta zaman zaman kullanıldıklarını açıkça fark etseler bile ilişkiyi sonlandıramazlar. Çünkü kaybetme, yalnız kalma ya da sevilmeme korkusu; gördükleri zararın farkından daha baskındır. Örneğin; partneri tarafından sürekli eleştirilen, değersiz hissettirilen biri, bu durumun kendisine iyi gelmediğini bilse de ‘ya bensiz mutlu olursa?’, ‘bir daha kimse beni sevmezse?’ gibi düşüncelerle ilişkide kalmaya devam edebilir. Kendisini korumaktan çok, ilişkiyi koruma eğilimindedir hatta çoğu zaman karşı tarafın mutluluğunu kendi iyi oluşunun önüne koyar.
Bağımlı Kişiliğin İlişkilere Yansıması:Tutunmak mı, Kaybolmak mı?

Hayatınızdaki kararları tek başınıza almakta zorlanıyor musunuz? Bir ilişkinin bitme ihtimali sizi dehşete düşürüyor mu?

Bağımlı kişilik özellikleri gösteriyor olabilirsiniz. Sevildiğini, desteklendiğini ve yalnız olmadığını hissetmek ruh sağlığının önemli bir parçasıdır. Ancak bazı kişiler için bu ihtiyaç, ilişkilerde aşırı boyutlara taşınır ve kişinin kendi hayatını yönetmesini zorlaştıran bir hâl alır. Bağımlı kişilik, bir kişinin günlük yaşamda karar verirken, ilişkilerde adım atarken veya duygusal olarak ayakta dururken başkalarına aşırı derecede ihtiyaç duyması ile karakterizedir. Bu kişiler, çevrelerindeki bir veya birden fazla kişiyi (eş, anne-baba, yakın arkadaş) kendileri için bir “dayanak noktası” olarak görürler. Bu dayanak noktasını kaybetmekten o kadar korkarlar ki, ilişkilerini korumak için kendi isteklerini, düşüncelerini ve hatta sınırlarını feda edebilirler. Bu kişiler için yalnız kalmak, reddedilmek veya destek görememek çok yoğun bir kaygı yaratır. Bu nedenle ilişkilerde tutunma, onay arama ve ayrılıktan kaçınma davranışları sık görülür. Bağımlı kişilik yapısına sahip bireyler, ilişkilerinde ayrılmakta ciddi güçlük yaşarlar. Bu bir zayıflık değil, genellikle çocukluktan gelen deneyimlerle şekillenmiş derin bir güvenlik arayışıdır. 

Bağımlı kişilik özellikleri, ilişkilerde zaman içerisinde kişinin kendi benliğinden uzaklaşmasına ve ilişki dinamiklerinin sağlıksız bir hâl almasına neden olabilir. Bu süreç, çoğu zaman fark edilmeden ilerler ve kişi kendisini ilişkide “var olma” yerine “tutunma” çabası içinde bulur.

Bağımlı kişilik örüntüsünde görülen en belirgin etkilerden biri kimlik bulanıklığıdır. Kişi, kendi istek ve ihtiyaçlarını tanımlamakta zorlanır; neyi gerçekten kendisi istediğini, neyi ilişkide kalmak için yaptığını ayırt edemez. Zamanla partnerin tercihleri, kişinin kendi yaşamının merkezine yerleşir ve bireyin özgün benliği geri planda kalır.

Bu örüntünün başka bir sonucu ise sınır ihlalleridir. Partnerin talepleri, beklentileri veya davranış biçimleri kişinin kişisel alanının önüne geçer. Kişi, karşı tarafı kaybetmemek için kendi sınırlarını görünmez hâle getirebilir. Bu görünmezleşme, kişinin ilişki içinde kendini ifade etmesini daha da zorlaştırır.

Bağımlı kişilik yapısına sahip bireylerde sık görülen bir diğer durum duygusal yıpranmadır. Sürekli onay beklemek, reddedilme ihtimaline karşı tetikte olmak ve “yeterince iyi miyim?” düşüncelerine kapılmak zamanla kişinin ruhsal enerjisini tüketir. Bu tablo, kaygı düzeyinin artmasına ve kişinin öz-değer algısının daha da zayıflamasına yol açabilir.

Tüm bu süreçlerin sonunda ilişkide dengesiz bir dinamik oluşur. Rol dağılımı eşit değildir; bir taraf yönlendirirken diğer taraf uyum sağlama görevini üstlenir. Bu asimetrik yapı, ilişkiyi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırır ve hem bireyin hem de ilişkinin sağlığını uzun vadede zedeler.

Bağımlı kişiliğin ilişkiler üzerindeki bu etkileri, kişinin kendi varlığının ilişkede giderek silikleşmesine neden olabilir. Ancak farkındalık, bu döngüyü değiştirebilmenin en önemli adımıdır. Kişisel sınırların fark edilmesi, kimlik algısının güçlendirilmesi ve duygusal ihtiyaçların sağlıklı yollarla karşılanması, kişinin hem kendisiyle hem ilişkileriyle daha dengeli bir bağ kurmasını mümkün kılar.

Değişim Mümkün: Farkındalık İlk Adımdır

Bağımlı kişilik özellikleri değiştirilebilir bir örüntüdür.
İyileşme süreci genellikle şu adımlarla başlar:

  • İlişkilerdeki davranış döngülerini fark etmek

  • Kendi ihtiyaçlarını tanımaya başlamak

  • Sınır koyma becerilerini geliştirmek

  • Duygusal dayanıklılığı artırmak

  • Terapötik destekle sağlıklı bağlanma modelleri geliştirmek

Beklemek, kaygılanmak, tutunmak…
Bunların hepsi anlaşılır duygular ve davranışlardır. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir ilişki, bir kişinin kendini kaybetmesi pahasına sürdürülmemelidir.

Etiketler

Güvenli ilişkide duygusal bağlanmalaryetişkin psikolojisiBağımlı kişilikBağımlı kişinin ilişki örüntüsüÇift danışmanlığı

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Dan. Yağmur Sayın Çakar

Uzm. Psk. Dan. Yağmur Sayın Çakar

2016 yılında Sakarya Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden yüksek onur derecesiyle mezun oldum. Lisans eğitimimin 1,5 yılını burslu olarak yurt dışında, uluslararası değişim öğrencisi olarak tamamladım.
Bu süreçte farklı kültürleri tanıma ve Avrupa ile Balkan ülkelerinin psikoterapi yaklaşımlarını yakından deneyimleme fırsatı buldum. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimimi tamamlayarak uzman unvanını aldım. Şu anda Sakarya Üniversitesi’nde 2022 yılında başladığım doktora eğitimime devam etmekteyim.
Meslek hayatım boyunca çocuk, ergen, yetişkin, çift ve ailelerle psikolojik danışma süreçlerinde görev aldım. Danışma sürecinde, bireylerin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve bilimsel temelli yöntemlerle çalışmayı önemsiyorum.
İstanbul ve Sakarya’daki özel eğitim kurumlarında psikolojik danışman olarak edindiğim deneyimlerin yanı sıra, Marmara Üniversitesi Aile Danışmanlığı Eğitimi ile bu alanda da yetkinlik kazandım.
Katıldığım başlıca mesleki gelişim eğitimleri arasında Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Sanat Terapisi, Aile Danışmanlığı, Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Masal Terapisi, DEHB Uzman Eğitimi, Attentioner Dikkat Terapi Programı, Objektif Testler ve MOXO Dikkat Testi yer almaktadır.
İnsanın kendini tanıma ve dönüştürme sürecine eşlik etmeyi, yaşamda anlam, denge ve içsel güç bulmalarına destek olmayı değerli buluyorum. Her danışma sürecini, kişinin kendine doğru yaptığı bir yolculuk olarak görüyor ve bu yolculukta empati, güven ve anlayışı merkeze alarak ilerliyorum.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.