Viktor Frankl’in logoterapisi, bireyin yaşama anlam yüklemesinin iyilik haline etkisini güçlü şekilde ortaya koymuştur. Frankl’a göre insan, acı çekse bile bir anlam bulabildiği sürece varlığını sürdürebilir. Modern toplumda ise bireyler, anlamdan çok görünürlük, başarı ve haz peşinde koşmakta; bu da yüzeysel bir doyum sağlamaktadır.
Anlam arayışı içindeki bireylerde sıklıkla varoluşsal kaygılar, depresyon ve tükenmişlik görülmektedir. Birçok kişi “Neden yaşıyorum?”, “Hayatımın amacı ne?” gibi sorulara yanıt arar ama cevabı dış dünyada bulmaya çalışır. Halbuki bu yanıtlar içsel bir keşif sürecinde ortaya çıkar.
Psikoterapi, bireyin bu soruları cesurca sormasına, kendi değerlerini ve yönlerini keşfetmesine alan tanır. Anlam arayışı, bireyin yaşadığı acılara yeni bir bakış açısı kazandırabilir ve dönüştürücü bir güç haline gelebilir.
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz
Anlam boşluğu: modern insan neyi arıyor?
Modern çağın insanı, görünürdeki başarıya rağmen içsel bir boşlukla mücadele ediyor. Anlam boşluğu, bireyin yaşamını yönlendiren değerleri ve hedefleri kaybetmesiyle ortaya çıkar. Bu durum bireyin ruhsal dünyasında bir 'yolculuğa çıkma' ihtiyacı uyandırır.
