🪞Ait Hissetmek: Bir Yere Değil, Birine Değil… Kendine

Ait hissetmek çoğu zaman bir yere, bir insana ya da bir topluluğa bağlanmakla karıştırılır. Oysa gerçek aidiyet, dışarıdan değil içeriden başlar. Bir grubun parçası olmanın ötesinde; kendini orada özgür, görünür ve değerli hissedebilme hâlidir.
Bir yere ait olmayı zorlayan kişiler genellikle önce kendilerinden uzaklaşmışlardır. Çünkü kişi kendine yabancılaştığında, hiçbir yere tam olarak yerleşemez.
Yeni şehirler, ilişkiler, işler değişir ama içteki o “nereye aitim?” sorusu hep yankılanır.
Gerçek aidiyet, maskesiz var olabildiğin yerde başlar.
Yargılanmadan konuşabildiğin, sustuğunda da anlaşılabildiğin, kendi ritmini koruyabildiğin yerde…
Ama en önemlisi, tüm bunlar önce kendinde mümkün olduğunda.
Kendine ait hissedebilmek;
- Kusurlarını savaşmadan kabul etmek,
- Kendinle dürüst bir ilişki kurmak,
- Yalnız kaldığında bile güvende hissetmek demektir.
Aidiyet, bir ev bulmak değil, kendinle bir ev kurmaktır.
Bu evin duvarları şefkatten, kapısı ise kendine izin vermekten yapılır.
Oraya döndüğünde dış dünyanın karmaşası azalır; çünkü bilirsin:
“Benim yerim, önce kendimin yanıdır.”




