ES
Emi*** S***16.12.2025
Zamanlama
★★★★★
5.0İlgi
★★★★★
5.0Ortam
★★★★★
5.0Prof. Dr. Yeşim Eralp Tıp Kitaplarının Gelecekte Yazacağı Tedaviyi Bugünden Uygulayan Bir Deha Eşime çok nadir ve agresif bir tür olan Leiomyosarkom teşhisi konduğunda, danıştığımız diğer profesörler; "Literatürde bu tür için akıllı ilaç verisi yok, genetik test siz isterseniz yaptırın, normalde gerek yok, standart protokol belli" yaklaşımındaydı. Ancak o standart protokollerin sunduğu şans maalesef çok çok düşüktü. Eğer o gün sadece "kitapta yazana" teslim olsaydık, bugün bu satırları yazamıyor olurdum. Prof. Dr. Yeşim Eralp ile tanışmamız, bizim için bir doktor seçiminden öte, hayatta kalma savaşımızın dönüm noktası oldu. Bizi uçurumun kenarından alan bu süreci, yaşayan biri olarak tüm detaylarıyla anlatmak borcumuz gibi hissediyoruz: Bizi en çok etkileyen fark, Yeşim Hoca'nın sadece var olan tedavi şablonlarını uygulayan bir doktor değil, moleküler biyolojiye hakim bir "Tıp Mühendisi" vizyonuyla çalışmasıydı. Sadece "Kandan gen testi yapıp işimize yarayacak bir genetik farklılık yok" deyip geçmedi, o; "Anahtar normal doku geninde değil, tümörün geninde olabilir" diyerek çok kapsamlı bir tümör doku analizide istemişti. Hatta doku bloğunu test için Amerika’ya gönderdikten sonra; "Doku dokudur, orada kalmasın, bize lazım olacak" diyerek laboratuvardan numuneyi geri getirmesi bu konuyu ne kadar önemsediğini gösteriyor. Ve bu ısrarında haklı çıktı; tümörün genetik şifresini (BRCA2 kaybını) dokuda tespit edip hastalığı "kurumundan yakaladı. " Tedavi yönetiminde tam bir zamanlama dehası gösterdi. Sonuçları bekleyerek agresif tümöre zaman kazandırmadı; ilk günden en güçlü silahlarla savaşı başlattı. Tabiri caizse cephede savaşırken, masada istihbaratı (genetik sonucu) bekledi. İlaç dozlarını ise standart şablonlara sıkışarak değil, eşimin kan tablosuna ve direncine göre anlık ve milimetrik optimize etti. Bizi radyasyon yükünden korumak için "rutin PET" kolaycılığına kaçmadı, takibi MR ile yaptı. PET kozunu sadece en stratejik anda, ameliyat kararlarını verirken kullandı. Bu "360 derece korumayı" her an hissettik. Bir gece eşimin ateşi yükseldi kendisiyle görüştük, hemen acile gidin dedi. Acile gittiğimizde, karşımızda nöbetçi hekimleri değil, Yeşim Hoca’nın bizzat yönlendirdiği kendi ekibini bulduk. Hemen etrafımızı sardılar ve tüm süreci onlar yönettiler. Başka zamanlarda hangi branş doktoru ile görüşsek, biz daha söze başlamadan "Yeşim Hoca ile görüştüm, konuya tamamen hakimiz" dediler. Ve büyük zafer. . . İlk tedavinin sonunda cerrahımız "Tamamen temizlenecek bir tablo çok zordur, muhtemelen açıp kapatırız" görüşündeydi. Ama Yeşim Hoca, tablodan o kadar emindi ki, ısrar etti ve o ameliyatı kurulda oy çokluğu ile karar alıp yaptırdı. Ameliyattan çıkan cerrahın itirafı, Yeşim Hoca'nın başarısının tesciliydi: "Böyle bir tablo aklımdan bile geçmemişti. Açık ameliyata bile gerek kalmadan kapalı yöntemle kalan çok küçük bir kaç lezyonu temizledik. Bana değil Yeşim Hoca'ya teşekkür edin; işin %99'unu o yapmış, bize sadece %1'lik final dokunuşu kalmış, iyi ki ameliyat konusunda bu kadar ısrarcı davranmış dedi. " Hocamız "bitti" deyip bırakmadı. Asıl vizyonunu koruma tedavisini planlarken gösterdi. Genetik raporda BRCA2 kaybı çıkınca, bize stratejiyi biyolojik bir denklem gibi kurdu: "Trabektedin ilacı hücre bölünürken DNA kırıkları oluşturur ve hücrenin mekanizmasını bozar, Sizin tümörünüzde BRCA geni yok, yani 'tamirci' eksik, bu bozukluğu tamir edemez. Biz bunun üstüne bir de Olaparib (Akıllı İlaç) eklersek, tümörün kalan son tamir yollarını da tıkarız hücre çaresiz kalıp çöker. " Hocamız bu kombinasyona karar verdiğinde ortada henüz yayınlanmış bir çalışma yoktu; tamamen tümör biyolojisine ve mekanizmaya olan hakimiyetiyle, bir öngörüyle hareket etti. Ve inanılmaz bir şekilde, biz tedaviye başlamadan 2 hafta önce yayınlanan uluslararası bir çalışma (pre-proof), hocamızın kurduğu bu denklemin yüzde yüz doğru olduğunu kanıtladı. Bilim dünyası o sonuçları yeni tartışırken, biz o "geleceğin tedavisini" çoktan planlamıştık. Özetle; Yeşim Hoca standart tedavilerle çözümü olmayan durumlarla karşılaştığında tıp kitaplarını geriden takip eden değil, o kitapların gelecekte yazacağı tedavileri bugünden uygulayan bir dehadır. "Yapılacak bir şey yok" denilen yerdeyseniz, Yeşim Hoca'nın biyolojik bir planı mutlaka vardır. Bir kaç başka profesörden ikinci görüş almak istedik, biri Gata da bir onkoloji profesörü, evraklardaki Yeşim hocanın ismini görünce dosyayı kapatıp, ben Yeşim hocanın takibindeki hastaya farklı bir görüş vermem dedi. Amerika da görev yapan başka bir konudaki profesöre MD Andersondaki onkoloji profesörü arkadaşına ek bir değerlendirme için dosyaları gönderdik. Bu hocanın kendiside görüntüleme alanında profesördü. Evraklardaki Yeşim hocanın ismini görünce, Yeşim hocamıza görüşünü soracağım arkadaşımdan çok daha fazla güveniyorum. bu hastalık benim başıma gelseydi Yeşim hocanın lafından 1 milim bile dışarı çıkmazdım dedi. Özetle Yeşim hoca dünya çapında tanınan bir başarı hikayesi fakat bunu birde hasta yakını olarak bizden dinlemenin diğer hasta yakınları için çok değerli olabileceğini düşündüm. Umarım bu yorum okuyan bir kişiye dahi olsa fayda sağlar. Şifa ve sağlık dilerim.


