Cenk bey merhaba. Benim çok silik ve pasif bir çocukluğum geçti. Şimdi yaşım 36. Haala bekar ve ailemle birlikte yaşıyorum. Ben hayatım boyunca insanlar ve başkaları kırılmasın diye hep içine kapanık bir yaşamım oldu. Bu durumdan dolayı bir çok kez psikiyatrist ve psikologla görüştüm. Psikiyatri ilaçları bir nebze olsa anksiyete ve depresyona iyi geldi. Psikolog görüşmeleri ise terapi sırasında iyi derecede motivasyon ve dışa dönüklük sağladı. Aradan 1 yıl geçtikten sonra hem ilaçlar hem de terapiler sanki etkilerini yitiriyor. Kendimle bir türlü barışamıyorum. Hemen ufacık bir yanlışta kendimi çok ağır suçlamada ve cezanlandırmada bulunuyorum. Yaşıtım olan tüm arkadaşlarım evlendi ve çocuk sahibi oldular. Bense haala ailemle birlikte yaşıyorum. Yeri geliyor çok üst düzey yönetici ve saygın kişilerle birarada oluyorum fakat karşı cinsten bir kimseye açılamıyorum ve evlenme cesaretim yok. Bu durumu bazen çok karizmatik ve yakışıklı olmayışıma bazen maddi durumumun iyi olmayışına bazen de çok güzel bir kadın benim gibi birini ne yapsın diye ? düşüncelerde boğulmuş hissederek geçiştiririyorum. Ailemse koskaca adamsın bu devirde görücü usulü ile mi evlencen? diye bu konuyu onlar bile alaya alıyor. Günümüz şartlarında sadece asgari ücretin çok cüzzi üstünde bir maaşla geçim kaygısı duyuyorum. Geleceği ve sonuçları düşünmeden hareket etmek, olan sonuçlardan hiç acı duymamayı sağlıcak bir terapi veya tedavi şekli var mıdır? Siz neler önerirsiniz? Şimdiden çok teşekkür ederim bilgi paylaşımınız için.
Turan Bey merhaba. Yaşamınız boyunca kendinizle yüzleşmeye çalışmışsınız. Terapiler almış ve bunlarda ilerlemeler kaydetmişsiniz. Bunlar gösteriyor ki kendinize dair bir şeyler değişebiliyor. Diğer bahsetmiş olduğunuz konularda da değişim gelebilir ancak siz hiçbir zaman hiç acı duymayacak ve geleceği düşünmeyecek hale gelmeyeceksiniz. Çünkü biz insanız Turan Bey. Geleceği düşünmek bizim canlı olarak özelliğimizdir ve aynı şekilde bazen de varmış olduğumuz sonuçlardan acı çekeriz. Fakat geleceği düşünüyoruz diye de hareketsiz kalmayız, düşüncelerimiz doğrultusunda sonuçları göze alarak harekete kalkışırız. Bunu yapmazsak hiçbir zaman istediğimiz geleceğe doğru bir adım atamayız. O yüzden burada değişmesi gereken şey sizi acı duymayan, sonuçları düşünmeyen ve geleceğini hiç düşünmeden hareket eden biri haline getirmek değil; sonuçları ve geleceği düşünmeye devam eden ama yine de harekete geçen ve yeri geldiğinde acı duyan ama acısıyla baş edebilmen bir insan haline getirmektir. Çünkü bu durum insan doğasına uygun bir haldir. Acı çekmeme hali ve düşünmeden yaşam insan doğasına dahil değildir. Şöyle düşünün; bugünden itibaren ben hiç yemek yemeden yaşamak istiyorum diyen biri gibi. Bu mümkün değildir ama çok yemeden yaşamak mümkündür. O yüzden sizin problemlerinizde de insan doğasına uygun bir cevap arayışında olmamız gerekiyor. Bunlar için önerilerime gelirsem eğer, aslında şunu yapın şu terapi size iyi gelir diyemeyeceğim. Çünkü Turan Bey, her insanın önerisi ve çözümü kendi yaşamının içinde ve kendisinde yatıyor. Sadece üstü kapalı bir şekilde bekliyor. Örneğin terapilerde ilerleme kaydetmiş olduğunuz konularda çözüm dışarıda mı yatıyordu? Hayır yine sizin içinizdeydi. Dışa dönüklük size dışarıdan verilemez ki. İçeriden çıkartıldı bu. Sadece üstündeki örtü, terapiyle kaldırıldı. Bugünkü problemleriniz içinde aynısı geçerli Turan Bey. Üstü örtülü onların ve bu örtünün kalkması için o örtünün neden orada olduğunun anlaşılması gerekiyor. Çünkü sahip olduğum problem aynı zamanda benim önemli bir parçamdır ve bir amaca hizmet eder. Onun hizmet ettiği amacı ve onu tam olarak tanımadan, onu oradan kaldıramam ve yerine yeni bir çözüm koyamam. Sevgilerimle...