Verimli çalışmanın kaygı ve başarı ile ilişkisi

Verimli çalışmanın kaygı ve başarı ile ilişkisi

Sevgili öğrenci ve anne babalar; başka bir yazımda, başarının önünde ki zihinsel ve duygusal engellerden ve bunlarla nasıl baş edilebileceğinden söz etmiştim. Bu yazımda ise verimli ders çalışma yöntemlerinin yanı sıra stres faktörü olmaksızın uzun vadeli başarı yakalamaya dair de paylaşımlarda bulunacağım.

Psikoterapi yüksek lisansı yaptığım yıllarda, Rus asıllı bir hocam “kişi inanmadığı konuda tembellik eder” diye bir ifade kullanmıştı. Anlaşılabilir, karmaşık olmayan ama bir o kadar da doğru bir tespit bu.

Sevgili öğrenciler;

Bu anlayışla yine diyebiliriz ki “rotası belli olmayan gemiye, hiçbir rüzgar yardımcı olamaz.” İşte tam da bu sebepten dolayı önceliğiniz; ilgi, yetenek ve algı becerileriniz yönünde bir hedef belirleyerek yola çıkmak olmalıdır. Hedefiniz net olursa onu vurabilirsiniz, ancak sürekli (kararsızlıklarla) değişen bir hedefi ıskalama riskiniz var.

Hedef belirlerken kendinizi tanımanız, yani özellik ve yeterliliklerinizi bilmeniz son derece önemli. Genç yaşlarda bunun zor olduğunu kabul ediyorum, çünkü bireyin gelişimi ve kendine dair keşfi ömür boyu sürer. Bu zor durumu bir miktar da olsa kolaylaştırmak için, kendinizle yakınlık kurmanız yani içsel anlamda gözlem, değerlendirme vb. yapmanız, kaynakları kullanarak araştırmalar yapmanız işe yarayacaktır.

Bu kaynaklar bilgi edinebileceğiniz kişi ve kurumlar olabileceği gibi internet imkanları da olabilir. Belirlediğiniz hedef size ulaşamayacağınız kadar uzakta ve büyük görünebilir, bu da sizde kaygıya ve dolayısıyla başarısızlığa sebep olabilir. Bu nedenle, aşabileceğiniz parçalardan, bütüne giden bir strateji belirlemeniz daha etkili olacaktır.

Örneğin; kısa vadeli hedef (sınıfımı iyi bir ortalama ile geçmek gibi.), orta vadeli hedef (liseyi iyi derece ile bitirmek ve üniversite sınavının kazanmak gibi.) uzun vadeli hedef (mesleğimde kariyer yapmak vb.) belirlemek sizin emin adımlarla ilerlemenizi
sağlayacaktır.

Hedefiniz sizin çalışmalarınızda motivasyon kaynağınız olacak. Belirlenen hedefi plan dahilinde yürütmek de stresinizi azaltacaktır. Yapılan tekrarlar edinilen bilginin pekişerek kalıcı olmasını sağlar. Ders kitabı ile sınırlı kalmamak farklı kaynakları kullanmak ta son derece önemlidir.

Ezber büyük hata…

Sevgili öğrenciler; öğrenme ortamına ne kadar fazla duyunuzu katarsanız etkiyi o kadar arttırmış olursunuz. Örneğin ; dersin niteliğine göre, sadece gözleriniz ile okumak yerine, sesli okuma yapmak, not tutmak, işaretler kullanmak, hayal gücünüzü devreye sokmak, çağrışım yöntemlerini kullanmak bilgiyi daha kalıcı kılacaktır. Çünkü ezberlenen bilgi sınav heyecanı ile karıştırılır, unutulur dolayısı ile
size ait değil geçici ve uçucudur, işe yaramaz. Çalışma alışkanlıklarınızı düzenlerken çalışma ortamınızı da düzenlemeniz gerekir. Öğrenme
ortamınızı dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırmalısınız. Ve tabi ki teknolojik aletlerinizde kapalı
konumda olmalı.

Not odaklı mı, öğrenme odaklı mı ….??

Sınırları belli ve sorumluluk dahilinizde olan konuları içerir sınavlar, sizin belirlenen sürede ki performansınızı ölçer, zekanızı yada kişiliğinizi değil. Sınavlara yüklediğiniz anlamı ve bakış açınızı gözden geçirdiğinizde bir takım kaygılarınızın da yersiz olduğunu göreceksiniz. Sınavlar, sınırları önceden belirlenmiş alanda bilgi ve beceriniz ölçüsünde, öz değerlendirme ve eksikleri giderme adına da fırsattır aslında.

Bu bağlamda ders çalışmaya başlarken ki odak noktanız yüksek not değil, ÖĞRENMEK olmalı. Merak duygusunu devreye sokarak, öğrenme odaklı bakış açısına göre çalıştığınızda bilgi edinecek, doğru yanıtlara ulaşacak ve dolayısıyla da not karşılığını zaten alacaksınız. Yeni bakış açınızla sloganınız “elimden geleni yapıp, sonucu kabul edeceğim” olursa stres yükünüzün azaldığını görecek, başarı duygusunu tadacak ve özgüveninizi de tazelemiş olacaksınız. Bilgiye ve sevgiye ulaşma yolunda, hepinize sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim hayatı
diliyorum…

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Aylin Şanver Aydın

Uzm. Kl. Psk Aylin ŞANVER AYDIN, 1976 Manyas doğumludur. İlk ve ortaokulu Manyas’ta, liseyi Adnan Hunca Çok Programlı Lisesinde okudu (1990-1993) ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ – PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK bölümünden mezun oldu.(1994-1998 ) PSİKOEĞİTİM – PSİKOSOSYAL PROJE Eğitimleri aldı.(Marmara depremi sonrası PTSB (Travma Sonrası Stres Bozuklukları) bireysel ve grupla terapi –yas ve travma  çalıştı.) (1999 ve sonrası) Beceri Transferi Eğitimi-Uğur Kariyer Merkezi (2002) Psikoeğitim Paket Programı Geliştirme Eğitimi aldı. – AHE Enstitüsü- (2003) Özel Çocuk ve Ergenlerde BEP Eğitimi- (2004) Ergenlerde Psikolojik temel Önleme Eğitimi aldı. (2005) PSİKOSOSYAL PROJE- Psikolojik Anlamlandırma Eğitimi aldı.-UNICEF-(2005) PSİKOSOSYAL PROJE- Grupla Danışma Eğitimi aldı.-UNICEF-(2006) TYT 9-11 Temel Yetenekler Testi uygulayıcısı. – ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Öğrenci psikolojisi
Uzm. Kl. Psk. Aylin Şanver Aydın
Uzm. Kl. Psk. Aylin Şanver Aydın
Kocaeli - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube