Vagus siniri, beyinden çıkan onuncu kranial sinirdir ve parasempatik sinir sisteminin en önemli elemanlarından biridir. Vücuttaki en uzun kranial sinir olarak, medulla oblongata'dan çıkar ve kalp, akciğerler, karaciğer, mide, bağırsaklar gibi çeşitli organlara dallanarak geniş bir alana yayılır (Berthoud & Neuhuber, 2000). Sadece fizyolojik işlevlerde değil, psikolojik düzenleme, sosyal bağlantı, duygu regülasyonu ve travma yanıtlarında da çok yönlü roller üstlenir. Bu nedenle vagus siniri, hem sinirbilim hem de psikoterapi alanlarında artan bir ilgi odağı haline gelmiştir.
Vagus sinirinin yaklaşık %80'i afferent liflerden oluşur, bu da vücuttan beyne bilgi taşıyan liflerin yoğunluğunu gösterir (Berthoud & Neuhuber, 2000). Bu özellik, vagus sinirinin homeostatik dengenin sağlanmasında neden bu kadar kritik bir rol oynadığını açıklar. Kalp atım hızını, solunumu, sindirimi ve inflamatuar yanıtları düzenleyen bu sinir, aynı zamanda duygu durum, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik durumlarla da ilişkilendirilmiştir (Thayer & Lane, 2009).
Stephen Porges tarafından geliştirilen Polivagal Teori (1995, 2011), vagus sinirinin sosyal bağ kurma, tehlike algılama ve savunma mekanizmalarındaki rolünü açıklar. Teoriye göre vagus siniri iki ana dallanma ile işlev görür: ilki daha ilkel olan dorsal vagal kompleks (DVC), diğeri ise sosyal etkileşimi kolaylaştıran ventral vagal kompleks (VVC). DVC, tehlike altında donakalma veya kapanma tepkilerini tetiklerken; VVC sosyal ilişikiler, yüz ifadeleri ve vokal işaretleşme gibi ileri düzey sosyal davranışları düzenler (Porges, 2011).
Bu bağlamda vagus sinirinin "tonusu" (vagal tonus), bireyin sinir sistemini ne kadar etkin bir şekilde düzenleyebildiğini gösteren bir biyobelirteç olarak kullanılır. Kalp atım hızı değişkenliği (HRV) ölçülerek belirlenen vagal tonus, bireyin stres karşısında ne kadar esnek olduğunu ve ne kadar hızlı toparlandığını ortaya koyar (Thayer & Lane, 2009). Araştırmalar, yüksek vagal tonusun daha az depresyon ve anksiyete semptomu, daha iyi dikkat regülasyonu ve daha dengeli bir duygu durum ile ilişkili olduğunu göstermiştir (Kemp et al., 2010; Park & Thayer, 2014).
Son yıllarda vagus siniri uyarısı (VNS) hem invaziv hem de non-invaziv tekniklerle terapötik müdahalelere konu olmaktadır. Cerrahi olarak yerleştirilen cihazlarla sağlanan invaziv VNS uygulamaları, dirençli depresyon ve epilepsi tedavisinde FDA onaylı olarak kullanılmakta ve çeşitli araştırmalarla desteklenmektedir (Yuan et al., 2016). Bunun yanı sıra, transkutanöz vagus siniri stimülasyonu (tVNS) gibi non-invaziv yöntemlerle de vagus sinirine erişim sağlanmakta ve olumlu psikofizyolojik etkiler rapor edilmektedir.
Ayrıca, vagus sinirini doğal yollarla uyaran teknikler de literatürde yer almaktadır. Bu teknikler arasında derin diyaframatik nefes alma, uzun süreli sesli tonlama ("om" sesi gibi), soğuk suyla yüz yıkama, gargara yapma, şarkı söyleme ve boyun/göğüs masajı gibi yöntemler vardır (Laborde, Mosley & Thayer, 2017). Bu uygulamalar, ventral vagal dalı aktive ederek parasempatik sistemin baskınlaşmasını ve sinir sisteminin sakinleşmesini sağlar. Mindfulness, yoga, bedensel farkındalık teknikleri de vagus siniriyle çalışan uygulamalardandır.
Terapötik bağlamda, beden odaklı yaklaşımların vagus siniriyle ilişkili olduğu giderek daha net bir şekilde ortaya konmaktadır. Somatik deneyimleme, travma terapisinde vücut odaklı çalışma, nefes terapisi gibi yöntemler, bireyin otonom sinir sistemini yeniden regüle etmesine yardımcı olur (Dana, 2018).
Vagus sinirinin psikofizyolojik önemi, gelecekteki psikoterapi modellerinin biyolojik temelli olmasına da katkı sağlamaktadır. Sinir sistemiyle senkronize bir terapi, sadece zihinle değil, bedenle de çalışmanın iyileştirici gücünü ortaya koyar.
Kaynakça
Berthoud, H. R., & Neuhuber, W. L. (2000). Functional and chemical anatomy of the afferent vagal system. Autonomic Neuroscience, 85(1–3), 1–17. https://doi.org/10.1016/S1566-0702(00)00215-0
Carney, R. M., Freedland, K. E., Stein, P. K., et al. (2005). Heart rate variability and depression: A review of recent literature. Depression and Anxiety, 22(1), 1–7.
Dana, D. (2018). The Polyvagal Theory in Therapy: Engaging the Rhythm of Regulation. Norton.
Kemp, A. H., Quintana, D. S., Gray, M. A., et al. (2010). Impact of depression and antidepressant treatment on heart rate variability: A review and meta-analysis. Biological Psychiatry, 67(11), 1067–1074.
Laborde, S., Mosley, E., & Thayer, J. F. (2017). Heart Rate Variability and Cardiac Vagal Tone in Psychophysiological Research – Recommendations for Experiment Planning, Data Analysis, and Data Reporting. Frontiers in Psychology, 8, 213.
Park, G., & Thayer, J. F. (2014). From the heart to the mind: Cardiac vagal tone modulates top-down and bottom-up visual perception and attention to emotional stimuli. Frontiers in Psychology, 5, 278.
Porges, S. W. (1995). Orienting in a defensive world: Mammalian modifications of our evolutionary heritage. Psychophysiology, 32(4), 301–318.
Porges, S. W. (2011). The Polyvagal Theory: Neurophysiological Foundations of Emotions, Attachment, Communication, and Self-Regulation. Norton.
Thayer, J. F., & Lane, R. D. (2009). Claude Bernard and the heart–brain connection: Further elaboration of a model of neurovisceral integration. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 33(2), 81–88.
Yuan, H., Silberstein, S. D., & et al. (2016). Vagus nerve and vagus nerve stimulation, a comprehensive review: Part III. Headache, 56(3), 479–490.