Doktorsitesi.com

Evden Çalışanlar için Zihinsel Sınır Koyma Teknikleri

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen
1 Ağustos 202513 görüntülenme
Randevu Al
Evden çalışma, zaman ve mekân esnekliği sunarken, iş ve özel yaşam arasındaki sınırların bulanıklaşmasına neden olur. Bu durum, zihinsel yorgunluk, kaygı ve tükenmişliği artırabilir. Zihinsel sınır koymak, bu riskleri azaltmak için kritik önemdedir. Zaman bloklama, çalışma alanını fiziksel olarak ayırma, dijital bildirimleri sınırlama, düzenli mikro-molalar verme ve içsel sınır dili geliştirme gibi stratejiler, iş-yaşam dengesini destekler. Araştırmalar, bu tekniklerin hem üretkenliği hem de psikolojik iyi oluşu artırdığını göstermektedir. Evden çalışırken sürdürülebilir verimlilik ve zihinsel esenlik için bireylerin bu sınırları bilinçli olarak inşa etmeleri gerekir.
Evden Çalışanlar için Zihinsel Sınır Koyma Teknikleri

Pandemiyle birlikte yaygınlaşan uzaktan çalışma modeli, birçok kişi için kalıcı hale geldi. Bu durum zaman ve mekân bağımsızlığı açısından bazı avantajlar sunsa da, özellikle zihinsel sınırların silikleşmesiyle birlikte kaygı, tükenmişlik ve verimlilik problemlerini de beraberinde getirdi. Artık sadece fiziksel bir alanda “işte olmak” gibi net ayrımlar yok. Ev, aynı anda hem çalışma alanı hem de dinlenme, bakım ve ilişkilerin yürütüldüğü bir yaşam alanı hâline geldi. Böyle bir ortamda, zihinsel sınır koymak sadece konfor için değil; psikolojik sağlık ve sürdürülebilir üretkenlik için bir gerekliliktir.

Evden çalışan bireylerin en sık yaşadığı sorunlardan biri, “hep erişilebilir olma” hissidir. İşe gidip gelmenin yarattığı ritüel kaybolduğunda, sabah kahvesiyle bilgisayar başına geçmek ve akşam saatlerinde hâlâ e-postaları yanıtlamaya devam etmek normalleşir. Ancak bu durum, iş ve özel hayat arasında olması gereken psikolojik ayrımı bulanıklaştırır. Derks ve Bakker’in (2014) günlük tutum analizine dayanan araştırmasında, iş saatleri dışında işle meşgul olmanın, hem stres düzeyini hem de tükenmişlik riskini anlamlı ölçüde artırdığı bulunmuştur. Bu, sadece iş yükünden değil, zihnin sürekli “çevrimiçi” kalmasından kaynaklanır.

Zihinsel sınırlar oluşturmanın ilk adımı, günlük zaman kullanımını yeniden yapılandırmaktır. Bu sadece “program yapmak” anlamına gelmez; günün belli bölümlerini net biçimde iş, dinlenme, sosyalleşme ya da sessizlik için ayırmak anlamına gelir. Bailey ve Miller (2021), bu tekniği “zaman bloklama” olarak adlandırır ve özellikle evden çalışan bireylerde dikkat yönetimi ile iş-yaşam dengesi arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirtir. Örneğin, sabah saatlerini odaklı çalışmaya, öğle sonrası saatleri ise planlama ve iletişim işlerine ayırmak hem üretkenliği artırır hem de zihni yapılandırır.

Bununla birlikte, fiziksel çevre de zihinsel sınır koymada belirleyicidir. Her ne kadar herkesin ayrı bir çalışma odası olmayabilirse de, ev içinde belirli bir köşeyi sadece çalışma için ayırmak, beynin iş ve dinlenme modları arasında geçiş yapmasına yardımcı olur. Allen ve arkadaşlarının (2021) uzaktan çalışanlar üzerine yaptığı meta-analizde, fiziksel sınırların net olmadığı durumlarda dikkat dağınıklığı ve işle ilgili ruminasyonun (aşırı düşünmenin) arttığı gösterilmiştir. Bu nedenle, küçük sembollerle bile olsa (bir masa lambası, kulaklık, belirli bir sandalye) zihne “şimdi çalışıyoruz” ya da “çalışma bitti” mesajı verilebilir.

Bir diğer önemli nokta ise dijital sınırların oluşturulmasıdır. Evden çalışmak, dijital dünyada da sürekli aktif olma baskısını beraberinde getirir. Gün içinde çok sayıda platformdan gelen bildirimler, sürekli bölünen dikkat ve görevler arasında geçiş, zihinsel yorgunluğu artırır. İşten sonra e-posta bildirimlerini kapatmak, mesai bitiminde çevrimdışı moda geçmek veya bazı iş uygulamalarını tamamen kapatmak, bu anlamda zihinsel sınır koymanın dijital versiyonudur. Keller ve arkadaşlarının (2020) önerdiği üzere, düzenli olarak verilen kısa “mikro-molalar”, yalnızca zihinsel dinlenmeyi değil, karar alma süreçlerini de güçlendirmektedir.

Zihinsel sınırların bir diğer boyutu ise içsel konuşmalarla ilgilidir. Evde çalışırken kişi çoğu zaman kendi zihninde sınırı esneten cümleler kurar: “Şu işi de bitirsem iyi olur”, “Hazır evdeyken bunu da aradan çıkarayım”… Bu düşünceler başlangıçta masum görünse de zamanla iş-özel hayat dengesini bozar. Bu nedenle bireylerin, kendilerine yönelik net sınır dili geliştirmesi önemlidir. Örneğin “Saat 18.00 itibarıyla tüm ekranlardan uzaklaşıyorum” gibi kararlı ifadeler, hem davranışa yön verir hem de zihinsel yükü hafifletir.

Sonuç olarak, evden çalışmanın getirdiği esneklik, ancak iyi tanımlanmış zihinsel sınırlarla sürdürülebilir hâle gelir. Bu sınırlar, yalnızca üretkenlik için değil, aynı zamanda duygusal esenlik, ilişkilerin kalitesi ve yaşam doyumu için de gereklidir. Çalışanların hem bireysel olarak hem de kurumsal destekle bu farkındalığı geliştirmesi, yeni çalışma düzeninde psikolojik sağlamlık açısından kritik önemdedir.

Kaynakça 

  • Allen, T. D., Golden, T. D., & Shockley, K. M. (2021). How Effective Is Telecommuting? Assessing the Status of Our Scientific Findings. Psychological Science in the Public Interest, 22(1), 40–68. https://doi.org/10.1177/1529100620948662

  • Bailey, D. E., & Miller, C. M. (2021). Remote Work and Work-Life Boundaries. Harvard Business Review.

  • Derks, D., & Bakker, A. B. (2014). Smartphone Use, Work–Home Interference, and Burnout: A Diary Study on the Role of Recovery. Applied Psychology, 63(3), 411–440.

  • Keller, A. C., Meier, L. L., & Semmer, N. K. (2020). Daily Work Stressors and the Use of Micro-breaks. Journal of Occupational Health Psychology, 25(1), 1–14.

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen

Uzm. Psk. Begümsue Taşdelen

Psikolog Begümsue Taşdelen, lisans öncesi eğitimlerinin ardından Akdeniz Üniversitesi Psikoloji lisans programı ve beraberinde Anadolu Üniversitesi Sağlık Yönetimi lisans programına başlamıştır. Lisans eğitimleri süresince Klinik, Devlet Hastanesi ve Rehabilitasyon merkezlerinde staj yaparak onur derecesiyle mezun olmuştur. Mezuniyetin ardından Bursa Teknik Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisans programına başlayarak yüksek onur derecesiyle programdan mezun olmuştur. Ardından İstanbul Topkapı Üniversitesi’nde Psikoloji Tezli Yüksek Lisans programından mezun olmuştur. Yıldız Teknik Üniversitesi Aile Danışmanlığı eğitim programınını da başarıyla bitirerek Aile Danışmanı unvanını almaya hak kazanmıştır. Şu anda kurucusu olduğu Sue Danışmanlık'ta hizmet vermektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.