Tik; Düzensiz bir şekilde tekrar eden, kişilerin kontrol edemediği, kompleks ya da basit hareket veya seslere verilen addır. Tikleri olan kişiler bu hareketleri yapma ihtiyacı hissetmektedir. Hareket ya da seslerin tekrarlanmasının ardından ise psikolojik olarak rahatlamaktadırlar. Tik sorunu her yaş bireyde görülse de sıklıkla küçük yaştaki çocuklarda rastlanır. İlk ve orta okul çağındaki çocuklarda sıklıkla tik problemine rastlanmaktadır.
Tourrette sendromu olarak adlandırılan tik Bozukluğu; Göz kırpma, baş sallama, omuz silkme ve bunun gibi basit hareketlerle kendini gösterebileceği gibi birden fazla istemsiz hareketin aynı anda ortaya çıkmasıyla da kompleks şekilde gözlemlenebilir.
Tourette Sendromu Nöropsikiyatrik bir hastalıktır; Hastalığın adı, 1885 yılında hastalarla çalışma yapan ve sendromu tanımlayan Fransız doktor Gilles de la Tourette’ten gelmektedir.
Tik bozukluğu daha çok 3-9 yaş aralığındaki çocuklarda rastlanır. Belirtiler genellikle boyun ve kafa bölgelerinde ortaya çıkar. İlk semptomlar arasında göz kırpma, omuz silkme ve başı ileri geri sallama gibi hareketler vardır. tanılama için bu hareketlerin belirli bir süre devam etmesi gerekmektedir. Bu tik bozukluğunun bilinen herhangi bir tedavisi olmasa da şiddetini azaltmaya yönelik ilaç tedavisi ve psikoterapi gibi yöntemler uygulanmaktadır.
Tik Bozukluğunun Nedenleri
Genetik eğilim ve sosyal zorlanmalarla ilgili faktörler
Stres ve kaygı faktörü
Aşırı kontrolcü, baskıcı aile tutumları
İlgi ve sevgi eksikliği, yetersizliği
Çocuğu sürekli olarak eleştirme, davranışlarına müdahalede bulunmak
Çocuktan performansının üstünde yüksek beklentide bulunmak
Arkadaşları ve kardeşiyle kıyaslanması
Aile içi sorunlar ve problemler
Kaygı veren, güvensiz bir ortam
Kardeş kıskançlığı
Aile tarafından çocuğun tikleri konusunda sürekli uyarılması
Çocuğun kendini psikolojik olarak baskı altında hissetmesi
Aşırı korumacı aile tutumlarıyla yetişmesi
Aileler Nelere Dikkat Etmelidirler?
Aile tik bozukluğu olan çocuğuna sürekli uyarıda bulunmamalıdır. Sorunun altında yatabilecek nedenlere odaklanmalıdırlar. Bu anlamda örneğin belli yerlerde özellikle rahat stres altında olmadığı yerlerde tik davranışını daha az sergilediklerini görebilirler. Buradan bu durumu aileler "çocuğum istediğinde yapmıyor kendi kontrolünde" şeklinde bir yorumlamada bulunmamalıdırlar. Ailenin çocukta meydana gelen tiklere sürekli müdahale etmeye çalıştığında ortaya çıkan gerginlik neticesinde çocuktaki tikler artış gösterir.
Bu yüzden çocuğun tikleri görmezden gelinmeli çocuk rencide edilmemelidir. Tik bozukluğunun tedavi edilebilir bir rahatsızlık olduğu unutulmamaldır. Bu yüzden öncelikle ailelerin kendi kaygı durumlarını kontrol etmeleri iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Aileler çocuğun detaylı değerlendirilmesi, tiklerin altında yatan nedenlerin araştırılması, tik bozukluğuna eşlik eden herhangi bir başka durumun olup olmadığının saptanması için bir uzmandan destek almalıdırlar. Tik bozuklukları aile, öğretmen ve tedavi ekibiyle iş birliği içerisinde çözüme kavuşturulmalıdır. Çocuklarla çalışırken özellikle oyun terapisi yöntemi çocuğun duygu düşünce ve isteklerini ifade etmelerine olanak sağlamaları açısından onlara güvenli bir ortam oluşturmakta ve iyileşme de etkili bir yöntem olarak kullanılabilmektedir.