Mesleki deneyimlerim gösterdi ki, her hücrenin bir ruhu var. Eğer insanlar negatif duygulanım içerisinde olurlarsa bu durum bedenlerinde ya da ruhlarındaki bir rahatsızlığa neden oluyor. Ağır negatif duygulanım bedensel organlara yansıma yapıyorsa somatizasyon (bedenselleştirme) dediğimiz bozukluk ortaya çıkıyor. Örneğin, evliliğinde mutsuz olan bir kişi, birlikte olduğu insanın pasif agresif baskılarına ya da fiziki öfkesine bir süre katlandıktan sonra duygularını göstermek yerine bastırmaya ve saklamaya başlıyor. Bu bastırma kişide ağır olumsuz duygulanım oluşturuyor ve tıbben açıklanamayan fiziksel sorunları ortaya çıkartıyor. Bazen de tıp, oluşan fiziksel sorunu açıklasa da sadece semptomlara ( baş ağrısı, mide ağrı, bel fıtığı vb.) odaklanıyor ve bir sorun bittikten sonra bir diğeri gün yüzüne çıkıyor. Biz bu ağrı ve semptomların gerçekten olduğunu ve hissedildiğini kabul ediyoruz fakat bunlara sebebiyet veren unsurların duygusal kökenli olabileceğini de hatırlatmalıyız.
Duygusal kökenli olan semptomlara psikoterapi ve danışmanlık süreçleri ile müdahale edilmediği takdirde, verilen ilaçlar ağrının geçmesine sebep olsa da ağrının yok olmasına sebep olmuyor. Bu durum ancak ağrıya sebep olan duygu üzerinde çalışılmasıyla giderilebilir.
Alerji için de aynı tabloyu görüyoruz. Yetişkin ve çocuklarda alerjiye sebep olan duyguları incelediğimizde aslında alerjinin de duygusal problemlerden kaynaklanan ve çözümü olan bir rahatsızlık olduğunu görüyoruz. Bunun yanında, kalp rahatsızlıklarının birçoğunun strese bağlı olduğunu da yapılan çalışmalar sayesinde öğrenmiş oluyoruz.
Bebek sahibi olma sürecinde gıdaların önemini belirten ve gıdaların emilimini sağlayan ikinci bağırsağımızın adeta ikinci beyin olarak adlandırıldığı yayınların önemini biliyoruz. Aynı zamanda çocuk sahibi olmakla ilgili duygu durumlarındaki karışıklık da bebek sahibi olmayı engelleyen faktörlerden biridir. Çiftlerden biri çocuk sahibi olmak ister biri istemezse çocuğun olabilmesi için gerekli olan süreçlerde aksamalar gerçekleşebiliyor. Ardından tüp bebek tedavileri devreye giriyor; uzun, yıpratıcı ve pahalı tedavi süreçleri yaşanıyor. Burada kişilerin anne ve baba olmakla ilgili heyecanı ‘ya olmazsa’ kaygısıyla karışabiliyor. Bu durumda her şey net olsa bile bebeğin tutmasını, anne rahminde büyümesini bilinç dışı engel olabiliyor. Tedavi olumsuz sonuçlandığında da yeni tedavinin sürdürülebilmesi açısından psikolojik destek tedavinin başarısını arttırabildiğini, artık birçok tüp bebek uzmanınca da kabul görmektedir.
Sağlık sorununuz miğren,sedef, allerji, kalp çarpıntısı, bel fıtığı, bayılma, miğde ağrısı, reflü , kulak ağrısı, nedeni bilinmeyen kısırlık , emes, kanser vb bir çok durum olabilir. Tıbbi destek alırken DUYGUSAL CHECK-UP yaptırmaya ne dersiniz ?
