Selülitlerinize savaş açın! işte selülitlerle mücadele eden 14 besin

Selülitlerinize savaş açın! işte selülitlerle mücadele eden 14 besin

Selülitlerinize savaş açın! İşte selülitlerle mücadele eden 14 besin

Yapılan araştırmalar her on kadından sekizinde selülit olduğunu gösteriyor. Selülit genetik yatkınlığa bağlıdır ancak beslenme ve yaşam şekline göre ortaya çıkar. Genetik yatkınlığınız olsa bile hareketli ve aktif bir yaşam ve sağlıklı beslenme ile selülitsiz bacaklara sahip olmak mümkün. Aşağıda sıraladığım besinler bu savaşta en iyi yardımcılarınız olacaktır. Beslenmenizi değiştirin, bu besinlere yer açın. Günde 2-2,5 litre suyunuzu tüketin ve mutlaka yürüyüşe yer verin. Unutmayın, hareketli yaşam ve sağlıklı beslenme bir arada olmadan sağlıklı bir vücut ve güzel bir fizik elde etmeniz mümkün değil.

Keten tohumu: Keten tohumu omega 3 yağ asidinden zengindir. Bu özelliği ile damarların genişleterek kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Tane olarak çiğneyebilir veya yoğurt ve salataya çekilmiş olarak ilave edilebilir. Ancak tüketim miktarının aşırıya kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kalori bakımından bir tatlı kaşığı keten tohumu bir yemek kaşığı sıvı yağa eşdeğerdir.

Sarımsak: Doğal antioksidan olarak bilinen sarımsağın faydaları yazmakla bitmez! Kan dolaşımını rahatlatması ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olmasından dolayı selülitle mücadelede en yardımcı besinlerdendir.

Soğan: Soğan da kan basıncının dengelenmesini sağlar, dolaşım sistemini harekete geçirir.

Muz: Glisemik indeksi yüksek bir meyve olmasına rağmen selülitlerin azalmasına yardımcı olan meyvelerdendir. Yüksek miktarda çinko ve potasyum içerir. İçerdiği potasyum kan akışını hızlandırarak dolaşım sisteminin çalışmasına yardımcı olur.

Portakal, greyfurt: Portakal ve greyfurt yüksek miktarda C vitamini içermesine bağlı olarak selülitlerle mücadelenize yardımcı olacaktır. C vitamini hem dolaşım sistemini hızlandırır hem de kollajen dokunun sıkılaşmasını sağlar.

Ananas: Ananas içerdiği bromelain enzimi sayesinde dokulardaki ödemi atmaya yardımcı olur, yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlar ve ayrıca yeni yağ hücreci yapımını engeller. Bu özelliği ile selülitle mücadele eden kadınların ve biz beslenme uzmanlarının selülit için favori besinlerindendir.

Maydanoz: C vitamini kollajen yapımında etkin rol oynar ve kollajen dokunun güçlenmesini sağlar. Maydanoz yüksek miktarda C vitamini içerir, bu özelliğinden faydalanmak için öğünlerinize mutlaka maydanoz, dereotu, roka gibi yeşil yapraklı sebzelerden ilave edin.

Brokoli: Brokoli hem C vitamini içermesi, hem içerdiği su miktarının fazla olması hem de içerdiği alfa lipoik asit sayesinde selülitin başta gelen düşmanlarından. Haftada 2-3 kez brokoli tüketin.

Soya: Türk mutfağında yaygın olarak kullanılmasa da soya içerdiği fitoöstrojenler aracılığıyla Türk kadınlarının selülitle mücadelesine destek olmak için bekliyor. Soya ürünlerini çeşitli kullanım şekilleriyle mutfağınıza sokun.

A ve C vitamini: C vitamini yukarıda bahsettiğim gibi kollajen dokuyu güçlendirmesinden dolayı dolaşım sistemi üzerinde ciddi bir etkisi vardır.  Ayrıca, yapılan birçok araştırmada güçlü antioksidan olan A ve C vitaminlerinin selülitleri gidermeye yardımcı oldukları kanıtlanmıştır.

Biberiye: Hem metabolizmayı hem de kan dolaşımını hızlandırır. Yemeklerinizi ve yoğurt ve salatalarınızı baharatlandırın.

Yeşilçay: Diyete en iyi destek olan çaylardandır. Hem güçlü antioksidanları içermesinden ötürü vücuttan toksinlerin atımına yardımcı olur, hem de metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca son dönemde yapılan çalışmalar içerdiği teobramin sayesinde selülit oluşumunu engellediğini gösteriyor.

Limon: Limon da diğer turunçgiller gibi yüksek miktarda C vitamini içerir. Bu sayede vücuttan toksinlerin ve ağır metallerin atımını sağlar. Salatalarınıza, yemeklere, sıcak veya soğuk içeceklerinize ilave edebileceğiniz limona beslenmenizde günde 2-3 kez yer vermelisiniz.

Su: Besinlerin yanı sıra selülitle mücadelede en başta yapmanız gereken şey içtiğiniz su miktarına dikkat etmek olmalıdır. Günde ortalama olarak 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Besinlerin içerisinde bulunan yukarıda saydığım vitamin, mineral ve enzimlerin işlevlerini yerine getirebilmeleri için ve ayrıca vücuttan atık maddelerin atılabilmesi için su tüketimi çok önemlidir. 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Safiye Taş Koçyiğit

Ben Safiye Taş Koçyiğit. 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun oldum. Mesleki anlamda çalışma hayatıma, 2010 yılında son sınıf öğrencisi iken, Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nda başladım. Mezuniyetimin akabinde İzmir’e taşındım. Özel Akut Kalp ve Damar Hastanesi ve sonrasında Özel Ege Sağlık Hastanesi’nde çalışmamın ardından, 6 yıldır İzmir Özel Kent Hastanesi’nde çalışıyorum. Mezun olduğumdan beri tıp biliminin insan faktöründen dolayı değişken olduğunu kabul ediyor ve güncel konularda kongre ve eğitimleri takip ediyorum. 2015 yılında ISO 22000:2005 Standartları ve Baş Denetçi Eğitimi aldım. 2016 yılından bu yana ketojenik diyet konusunda uluslararası kongreleri takip ediyor ve eğitimler veriyorum. Aynı zamanda, düşük kalorili ketojenik diyet alanında, Türkiye’de yapılan geniş çaplı bir çalış ...

Etiketler
Selülit ve beslenme
Dyt. Safiye Taş Koçyiğit
Dyt. Safiye Taş Koçyiğit
İzmir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube