Roza, yüzde kızarıklığın ön planda olduğu bir hastalıktır. Hastalığın adı olan rosa (gül) da buradan gelir, bu durum gül hastalığı olarak da bilinir.
Yüzün orta kısmında daha fazla olmak üzere, yanak, alın, çene ve burunda kızarıklık ve şişme görülür. Bazen belirtiler kulak, sırt ve göğsü de içine alabilir. Hastalık ilerlediğinde kılcal damar genişlemeleri ve sivilce benzeri küçük kırmızı kabarıklıklar ortaya çıkar. Bu şikayetler zaman zaman azalıp çoğalarak uzun yıllar devam edebilir. Hastalık ilerlediğinde yüz kızarıklığı belirgin hale gelir.
Bir kısım hastada gözler de hastalıktan etkilenir ve konjonktivit denen göz kızarıklığı, yanma, batma, akıntı ortaya çıkabilir; arpacık gelişebilir. Bu durumlar mutlaka tedavi gerektirir.
Roza en çok orta yaşlı ve açık tenli kadınlarda görülen bir hastalıktır. Ancak bu hastalık erkeklerde, çok daha erken veya ileri yaşlarda da gelişebilir.
İlk belirtiler yoğun stres, güneş, sıcak ve kozmetik kullanımıyla tetiklenen yüzde kızarıklık ve hassasiyet olabilir. Çeşitli büyüklükte ve bazıları iltihaplı sivilceler belirtilere eklenebilir. Alkol, çay, kahve kullanımı da bu durumu artırabilir. İleri dönemlerde burun derisinin kızarıp kalınlaşmasına bağlı olarak bu bölge büyük görünür.
Tedavi
Rozanın nedeni tartışmalı bir konudur. Yağ bezlerinde veya kıl diplerinde yaşayan demodeks isimli parazitin hastalığın oluşumunda rol oynadığına dair yayınlar vardır. Ben uzun yıllardır roza hastalığına özel önem veren, bu hastalıkla ilgili verileri takip ve kayıt eden bir hekim olarak söz konusu parazitin hastalığın etkeni olduğu düşüncesindeyim. Bu bakımdan aile öyküsü, kızarık yapıdan örnek alarak parazit araştırması diğer cilt hastalıklarından ayrılması ve tedavisi açısından büyük önem taşıyor. Parazit saptanan hastalarımın tedaviye oldukça iyi yanıt verdiğini de gözlemliyorum.
Hastada kılcal damar genişlemesi olduğunda lazer tedavisi gereklidir. Göz şikayeti olduğunda hastalık göz hastalıkları uzmanıyla ortak tedavi edilmelidir.
