Psikodinamik Terapi ve Çocukluk; Geçmişteki İzlerimizi Anlamak

Psikodinamik Terapi ve Çocukluk; Geçmişteki İzlerimizi Anlamak
Psikodinamik terapinin temel meselelerinden bir tanesi özellikle çocukluk döneminde yaşanan olayların bugüne yansımasını anlamaktır. Çocukluk döneminde yaşanan olaylar, kurulan ilişkiler yetişkinlik döneminde kurduğumuz ilişkileri, davranışlarımızı ve verdiğimiz tepkileri önemli ölçüde belirlemekte ve etkilemektedir. Peki bu dönemi anlamak neden bu kadar önemli?
Kişilik özelliklerimiz ve kendilik algımız çocukluk döneminde oluşmaya başlar. Kişi kendini ve çevresinde gelişen dış dünyayı tanımanın ilk adımlarını atar. Çocuk çevresinde kendisini yetiştiren yetişkinler (bakım verenler, genellikle ebeveynler) tarafından ilgi ve sevgi gördüğü noktada kendini güvende ve değerli hissedecektir. Öte yandan bunun tam tersi yani ilgisiz ve çok eleştirel bir ortamda yetişen çocuk değersizlik ve güvensizlik duygularını daha çok deneyimleyerek büyüyecektir. Bu duygular da yetişkinlik döneminde kuracağımız ilişkileri ve kendilik algımızı büyük oranda etkileyecektir. (Berzoff, Flanagan, & Hertz, 2016).
Çocukluk döneminde yaşadıklarımız genellikle fiziksel gelişimimizle daha çok bilinç düzeyinde 3 yaşından itibaren hatırlanmaya başlanır fakat aslında bu dönemin çok daha öncesinde aslında ana rahmine ilk düştüğümüz andan itibaren bilinçdışımızda çevremizde olan bitenler ve yaşadıklarımız saklanmaya başlanır. Psikodinamik terapi tüm bu süreçlerden muhafaza edilen bu bilinçdışı düzeydeki anıları terapi sürecinde bilince entegre etme hedefiyle çalışır (McWilliams, 2011). Bununla beraber kişi tüm bunlardan nasıl etkilendiğini anlayarak mevcut yaşamındaki problemlerinin kaynağını ve çözüm yollarını keşfeder.
Bu deneyimler bizlerin hayatında belli kalıpların oluşmasına sebep olabilir. Nasıl ilişki kurduğumuzdan dış dünyayı ve kendimizi nasıl algıladığımıza kadar birçok önemli alanda bu kalıplar söz konusudur. Çok fazla eleştiri ile büyüyen bir çocuğun ileride yetersiz hislere daha savunmasız olması ile bu çocuk özgüven problemleri yaşayabilir. Psikodinamik terapi bu döngülerin temelini arar. Hiçbir zaman tek bir karmaşık olmayan sistem söz konusu değildir ve burada kişiden kişiye değişen birçok parametre vardır. Aynı problemi birbirine çok benzer iki kişi bile yaşasa çok farklı tepkiler verebilir. Bu sebeple bireysel psikoterapi süreçleri çok kıymetlidir, biriciklik üzerinden çalışılır. Çalışma sonrasında kişinin kendisi ve çevresindekilerle daha sağlıklı ilişkiler inşa etmesi amaçlanır. Tekrar eden örüntülerin fark edilmesi, kişiye bunları dönüştürme şansı tanır (Shedler, 2010).
Çocukken yaşanan bazı negatif deneyimler kişide duygusal olarak bir yüke dönüşebilir. Terapi alanı sonu ve başı belli olan daha kontrollü bir alandır ve bu çocukluk deneyimlerinin işlenebilmesi için daha güvenli bir ortam sağlayabilir.
Amaç çocukluğu değiştirmek ya da silmek değildir. Geçmişe dönüp ne yazık ki bir şeyleri değiştiremeyiz fakat elimizdeki güç bunlara yön verebilme gücüdür. Bunları anlayabilmek değiştirebilme gücünü getirir.
Kaynakça
- Berzoff, J., Flanagan, L. M., & Hertz, P. (2016). Inside out and outside in: Psychodynamic clinical theory and psychopathology in contemporary multicultural contexts. Rowman & Littlefield.
- McWilliams, N. (2011). Psychoanalytic diagnosis: Understanding personality structure in the clinical process. Guilford Press.
- Shedler, J. (2010). The efficacy of psychodynamic psychotherapy. American Psychologist, 65(2), 98–109.


