Amerika Psikiyatri Birliği’nin tanımına göre Özel Öğrenme Güçlüğü; zekası normal ya da normalin üstünde olan bireylerin, standart testlere göre yaş, zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma, matematik ve yazılı anlatım düzeyinin beklenenin önemli ölçüde altında olmasıyla tanısı konulan ruhsal ve nörolojik bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere disleksi tanılaması yapılabilmesi için bireyin normal ve üstü zekaya sahip olması gerekmektedir. Öğrenme güçlüğü zeka sorunu değil, çocuğun farklı öğrenme yöntemleriyle ve daha sık tekrarlarla öğrenmesi demektir.
Disleksi problemi yaşayan çocukların fark edilmesi genellikle okula başlamasıyla ortaya çıkar. İlkokula başlayan çocukların hemen hemen hepsi 3-5 ayda okuma yazmaya başlamalarına rağmen, dislektik çocuklar diğer çocuklar gibi okuma yazmayı öğrenemezler ve önlem alınmadığı takdirde de bu problem devam eder. Disleksili çocuklar tedavi edilmediği zaman bu sorunla yaşam boyu mücadele eder. Disleksiye müdahale edilmediğinde yaşanan sosyal ve psikolojik uyum probleminden dolayı İleri yaşlarda madde kullanımı, eğitim problemleri, sosyal ve antisosyal kişilik bozuklukları gibi diğer psikiyatrik bozuklukların gelişmesinde yatkınlığa neden olur.
Disleksi ilköğretim çağındaki çocukların % 3-5’inde görülebilmektedir. Bu durum, ilköğretim sınıflarının her birinde en az bir ya da iki çocukta dislektik çocuk olabileceği anlamına gelmektedir.
Öğrenme Güçlüğü Farklı İsimlerle Anılabilmektedir. Bunlar;
• Öğrenme güçlüğü
• Özel öğrenme güçlüğü
• Özgül öğrenme güçlüğü
• Öğrenme bozukluğu
• Kelime körlüğü
• Okuma körlüğü
• Okuma bozukluğu
Disleksi En sık görülen tip olduğu için Özgül Öğrenme Güçlüğünün tanımlanmasında dünyada genel olarak kullanılan bir terim haline gelmiştir.
Dünyanın birçok yerinden iyi bilinen dislektik kişilerin kısa bir listesi:
İş Dünyası
• Richard Branson – havayolları, müzik, cep telefonu girişimcisi
• Jamie Oliver – Tv aşçısı ve girişimci
• Thomas Edison – mucit ve iş adamı
Eğlence Sektörü
• Cher – film yıldızı
• Whoopi Goldberg – film yıldızı
• Tom Cruise – film yıldızı
• Eddie Izzard – komedyen ve eğlendirici
Spor
• Steve Redgrave – kürekçi: 4 altın olimpiyat madalyası
• Duncan Goodhew – yüzücü: altın olimpiyat madalyası sahibi
• Jackie Stewart – dünya şampiyonu sürücü
Yazar ve Sanatçılar
• William Butler Yeats – şair
• Gustave Flaubert – yazar
• Agahta Cristie – yazar
• Hans Christian Andersson – yazar
• David Bailey – fotoğrafçı
• Auguste Rodin – heykeltıraş
• Richard Rogers – mimar
Listeye baktığımızda okuma ve yazma sorunu olan birçok yazarla karşılaşmaktayız. Bu kişilerin en önemli özelliği güçlüklerinin üstesinden gelebilecek birçok stratejiyi bulup kullanmış olmalarıdır.
Öğrenme Güçlüğü Olan Öğrencilerin Ortak Özellikleri
1-Öğrenme güçlüğü kızlara göre erkeklerde daha fazla görülmektedir.
2-Öğrenme güçlüğü olan çoğu öğrenci 3. Ve 4. Sınıf aşamasında saptanır ve bu çocuklar okul hayatları boyunca öğrenme güçlüğü ile ilgili destek eğitimi almaya devam ederler.
3-Bireyin zihinsel yeteneği ile okuma başarısı arasındaki farklılık öğrencilerin %90’ının tanımlanmasını sağlamıştır. (Komisyon,2001)
4-Öğrenme güçlüğü olan birçok öğrenci okuma, yazma ya da dil görevlerinde zorluk çeker fakat matematikte zorluk çekmeyebilir. Bazı öğrencilerin okuma ve dil derslerinden ziyade matematikte öğrenme güçlüğü çekmelerine rağmen bu durum kuraldan ziyade bir istisnadır.
5-Öğrenme güçlüğü, dikkat problemleri veya devlet okulu sınıflarında yüksek seviyede dikkat dağınıklığı yer alır.
6- Öğrenme güçlüğü olan bazı öğrenciler, okul ödevlerini tamamlarken ya da doğru kitapları sınıfa yanında getirme ya da zamanında sınıfa gelme gibi kişisel organizasyon durumlarında zorluk yaşarlar.
7-Öğrenme güçlüğü yaşayan bazı öğrenciler hiperaktivite yaşar ya da huzursuzluğa yatkınlıkları vardır. Ya da sık bir şekilde sınıfın içinde gezme eğilimindedirler. Bu problem reçeteli ilaçlar gerektiren tıbbi müdahaleler gerektirebilir.
8- Yazı tahtasından yazıyı kopya etmek ya da diğer materyal kopyalama ödevlerini ya da görevlerini yapmada zorluk çekerler bu da onların öğrenme güçlüğü olduğunun belirtisidir.
Öğrenme güçlüğü genellikle aşağıdaki belirtilerle kendini göstermektedir.
• Konuşma ve telaffuzda gecikme,
• Bir şeyi isimlendirirken sözcük bulmada zorluk,
• Yaşından daha az sözcük dağarcığına sahip olma,
• Yüklemlerde yani temel kelimelerde zorlanıyorsa( gitmek, vermek, almak vb)
• Hecelerin yerlerini değiştiriyorsa
• Dinleme ve izlemede güçlük,
• Ses-harf arasındaki ilişkiyi öğrenmede güçlük,
• İki anlamlı ( Kafiyeli ) sözcükleri anlamada güçlük,
• Renkleri, sayıları ve harfleri öğrenmede güçlük,
• Derslerde özellikle geometrik şekilleri çizmede zorluk yaşıyorsa,
• Dikkat ve odaklanma sorunları yaşıyorsa,
• Yön bulmada zorluk ve yönleri karıştırma,
• Günlük işlerini izlemede ve yapmada zorluk,
• Arkadaşlarıyla ilişki kurmakta ve sürdürmekte zorluk,
• Zaman ve mekan sorunları yaşanıyorsa,
• El tercihi net olarak gerçekleşmemişse, Yazı yazarken el tercihi hala netleşmediyse,
• Yazı yazarken kalemi tutmada hatalı tutma varsa,
• Koordinasyon gerektiren oyunlarda zorluk( Bisiklet sürmek, topu takip etmek vb)
• Plan yapmakta güçlük çekiyorsa, Planlamada zorluk yaşama,
• Her konuda düşünmeden harekete geçme,
• Sık sık sakarlık ve kaza yaşıyorsa,
Öğrenme Güçlüğü Tanılama Aşaması
Okul-sınıf aşamasında öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğun öğrenmedeki sorunu fark edildikten sonra öğretmen tarafından değerlendirilmesi ile başlar. Bu aşamada çocuğun, öğrenmede ne tip sorun yaşadığı, gerçek performansını ne ölçüde kullanabildiği ve akranlarıyla arasındaki farkın değerlendirilmesi gerekir. Öğretmen çocuğun bireysel özellikleri yani öğrenme stilini anlamalı, çocuğun öğrenmedeki güçlüğünü aşmak için bu özellikleri kullanmalıdır. Diğerlerinden geride kalan çocukta bu özel yaklaşımla da sonuç alınamazsa ÖÖG düşünülmelidir.
Tanılama Aşaması Nasıl Olur?
1-Öğretmen ve/veya aile tarafından öğrenme probleminin fark edilmesi
2-Öğretmen ve Rehber öğretmen tarafından bireysel öğrenme özelliklerinin değerlendirilip, çocuğa özel planlama yapılması
3-Bu aşamada halen sonuç alınamamışsa çocuğun tıbbi değerlendirilmesi, öğrenme sorunu yaratabilecek başta görme ve işitme olmak üzere tıbbi durumların araştırılması
4-Tıbbi bir sorun yoksa çocuk psikiyatrisine yönlendirlmesi, tanısal değerlendirmelerin yapılması
5-Rehberlik araştırma merkezi yardımı ile çocuğa okulunda verilebilecek destek eğitimlerin sağlanması
6-Özel eğitim merkezine başvuru ve bireysel eğitim planı hazırlanması ile Destek Eğitime başlanması
Tüm bu süreçte önemli olan ‘’FARK ETMEK’ tir. Öğrenmedeki güçlük ne kadar erken fark edilir ve bireysel destek eğitim ne kadar erken başlarsa yaşıtlarını yakalama o kadar çabuk ve kısa olur. Ülkemizde tanılama süreci en erken 1.sınıfta okuma yazma aşamasında başlamaktadır. Bazen bu süreç 2. 3. Sınıfa kadar sarkabilmektedir. Oysa amaç ‘’fark etme’ nin okul öncesi dönemde yapılmasıdır. Ana sınıfında da, devreye girmeden bazı özellikler gözlenebilir. Konuşma gecikmesi, konuşmada problemler, sıralama becerisinde yetersizlik, oyunlarda zorlanmalar, ip atlama-bisiklete binme gibi becerilerde yetersizlik ilk işaretler olabilir.