Oyunun gücü

Oyunun gücü

Siz de çocukların oyun oynarken aldıkları keyfi gördükçe “keşke çocuk olsam” diye geçiriyor musunuz içinizden? Evet diyenlerdenseniz eğer siz de bizim gibi oyunun mucizevi etkisine her gün hayran kalanlardansınız demektir.

Oyun, çocuğun hayatıdır. En basit yanı ile oyun, çocuğun hayat yolunda ona eşlik eden en temel yardımcısıdır. Froebel; “Oyun çocuğun tüm yaşamını belirleyen çekirdektir ve okul öncesi dönemde çocuğun en katıksız ve ruhsal doyum sağlayan uğraşıdır” diyerek oyunun çocuğun hayatındaki yerini çok güzel özetlemiştir.

Çocuk için temel amacı keyifli vakit geçirmek olan oyun, örtük bir şekilde çocuğun fiziksel, bilişsel ve psikolojik gelişimine katkıda bulunur. Çocuk oyun sayesinde merak ettiklerini keşfetme fırsatı elde eder, oyun aracılığı ile kuralları, toplum içindeki yaşayışı öğrenir, eğlence ve rekabet gibi duyguları hem öğrenir hem de ifade eder. Bütün bunların yanı sıra oyunun iyileştirici bir özelliği de vardır. İyileştirir çünkü çocuklar duygu ve düşüncelerini çoğu zaman oyun aracılığı ile dışa vururlar. Yani, oyun bir çocuk için eğlenmeyi ve öğrenmeyi aynı anda barındıran muhteşem bir aktivitedir.

Çocukların yaş gruplarına göre oyun oynama şekilleri değişir mi?

Yaşımız ilerledikçe nasıl ihtiyaçlarımız değişiyorsa çocukların da yaşları değiştikçe gereksinim duydukları oyunlar değişir.

Tek Başına oyun: 0-2 yaş arasında çocuklar genelde sosyal bir etkileşim olmadan kendi başlarına, duyu odaklı oyunlar oynarlar. Bu dönemde ilgi alanları öncelikle kendi vücudu ve çevresindeki diğer uyaranlardır. Bu zamanlarda çocuklar dünya yansa da oyun oynamaya devam edebilirler ☺ .

Paralel Oyun: Bu evrede çocuklar diğer çocuklarla aynı ortamda bulunur, aynı oyuncaklarla ancak “kendi başlarına” oyun oynarlar.

Birlikte Oyun: Bu dönem artık çocukların birbirleri ile sosyal bir iletişim kurarak oyun oynamaya başladıkları dönemdir.

İş Birliği Oyunu: Artık amaçları beraber bir oyun kurarak belirli bir sonuca ulaşmaktır. Bu dönemde aralarında belirgin bir sosyal etkileşim vardır.

EBEVEYNLER OYUNLARA DAHİL OLMALI MI YA DA NASIL DAHİL OLMALI?

Çocuk anne ve babası ile birlikte oyun oynadığı zaman kendisini özel ve değerli hisseder. Çünkü her zaman yoğun olan ebeveyni onunla oyun oynamak için zaman ayırmıştır ve bu zaman onun için çok kıymetlidir. Her gün diğer tüm etkenlerden (telefon, televizyon, bilgisayar, tablet vb.) uzak yalnızca 20 dakika ona bu güzel duyguları yaşatabilir.

Çocuk her zaman oyunun başrolüdür, ebeveynler ise yardımcı rollerdedir. Oyunun kurallarını koyan, oyunu yöneten çocuktur. Siz ebeveyn olarak onun oyununa gördüklerinizi yansıtarak katılabilirsiniz. Çocuk bir tren yolu yapıyorsa; “rayları dizdin, gerçekten uzun bir tren yolu oldu köprü de koymuşsun” gibi yansıtmalar yapabilirsiniz. Aynı zamanda çocuğun oyun esnasında yaşadığı duyguları da aynalama tekniği ile ona gösterebilirsiniz. “Bu uzun tren yolunu yapmak seni çok heyecanlandırdı” gibi onun duygularını anladığınızı belirten cümleler kurabilirsiniz. Örneğin; çocuk elindeki bebeği yere atıyorsa ona “bebeğin ayağı acıyor sanırım” gibi empati becerilerini geliştirici geri bildirimler verebilirsiniz.

“Oyunların ve oyuncakların cinsiyeti yoktur!”
Çocuklarınız oyun oynarken “erkekler/kızlar bu oyunu oynamaz, erkek/kız oyunu” gibi genellemeler yapmamaya özen gösterelim, bırakalım gönüllerince istedikleri oyunu istedikleri oyuncaklarla oynasınlar ☺ .

Unutmayalım ki onların en iyi oyun arkadaşları siz anne ve babalarısınız.

Bu makale 27 Nisan 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz

Psk. Gonca Bağlar Yılmaz lise öğreniminin ardından İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nü ta burslu kazanmış ve bölümünü 2013 yılında başarı ile tamamlayarak psikolog unvanını almıştır.  Lisans öğrenimi süresince çeşitli kurumlarda stajlar yaptı ve gönüllü olarak çalıştı. Mezun olduktan sonra kişisel gelişimini devam ettirmek için MMPI (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) ve çocuk gelişim testleri başta olmak üzere dünyada en çok başvurulan testlerin eğitimlerini alanında uzman olan kişilerden almıştır. Aynı zamanda Depresyonun, Obsesif Kompulsif Bozukluğun, Panik Bozukluğunun, Sosyal Kaygı Bozukluğunun ve Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Bilişsel Davranışçı Terapisi eğitimlerini tamamlamış olup, bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı'nın Aile Danışmanlığı sertifika programına katılarak Aile Danışmanı ünvanını almıştır. Psk. ...

Etiketler
Oyuncak
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz
Uzm. Kl. Psk. Gonca Bağlar Yılmaz
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube