ÖRDEK SENDROMU
Ancak siz işinizde gücünüzdeyken sabah uyanıp akşam dönerken ya da hınca hınç ders çalışırken nasıl oluyor da böyle hayatlar oluyor? Ya da nasıl bu kadar para harcıyor? Ya da nasıl bu kadar güzel,hiç kusuru yok mu? sorularını soruyorsunuzdur eminim ki.
Dışarıdan kusursuz duran insanlar da aslında bizden pek bir farkı değil, peki neden mış gibi yaparak öyle gözüküyorlar..
Sosyal araştırmacılar buna Ördek Sendromu ismini veriyor, yani kişinin gerçek ve sosyal medyadaki yaşanmışlıkları arasında farklı davranması.
Ördek Sendromu, kişinin sosyal medya paylaşımlarında “ideal benlik” ile ‘’gerçek benlik’’ arasındaki farkı açıklar. Bu sendrom, kişinin sosyal medyada paylaştığı bilgi ve görüntülerin gerçek yaşamındaki deneyimleri yansıtmayabileceği anlamına gelir.
Çoğumuz suyun üzerinde dans eder gibi süzülen ördekleri seyredip hayran kalmışızdır. Suyun üst kısmından bakarken herhangi bir problem olduğunu düşünmeyiz ama esas karmaşıklık suyun altındadır. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır.
Yani aynı ördeklerin sakin halinin ardındaki gerçek gibi kendimizi sosyal medya üzerinden başkalarıyla kıyaslamak,
Sanki herkes mutlu,zengin,huzurlu bir tek ben böyleyim diye düşünmek doğru değil.
Sosyal medya paylaşımlarının genel mantığı ‘mutluyum trendi’ ni yakalamaktır. Yani işyerinde yoğun mesai değil dışarda içilen kahve, günlük giyebilen kıyafetler değil de şık hallerimiz, o gün eşler arası huzursuzluk değil de mutlu aile selfiesi yansır akışa.
Bu tarz paylaşımların fazla olması kişide ‘başkaları için yaşamak’ ,‘onaylanma ihtiyacı’, ‘ego sörfü(kendinden bahsedilme,beğenilme), depresyon,anksiyete ve asosyallik problemlerini beraberinde getirebilir.
Hiç kimsenin hayatı bir ördeğin suyun üzerindeki süzülüşü kadar hayranlıkla izlenesi değil. Kendinizi bir başkasıyla kıyaslamak ise suyun altındaki ayaklara yapacağınız en büyük kötülük olur.
