Kaygının bedende yankısı: panik atak üzerine

Bu makale, panik atağın bedensel ve zihinsel deneyimini ACT bakış açısıyla ele alıyor. Kaygıyla savaşmak yerine ona alan açmayı, onunla birlikte yaşamayı öğrenmenin önemini vurguluyor. Panik atağın gelmesini engellemeye değil, onunla birlikte değerler doğrultusunda hareket etmeye odaklanıyor.

Kaygının bedende yankısı: panik atak üzerine

Kaygının Bedende Yankısı: Panik Atak Üzerine
Bazen beden, bir hikâyeyi sözcüklerden önce anlatır. Kalp hızlanır, nefes daralır, göğüs sıkışır. O an, neyin ne olduğunu ayırt edemeyiz; “ölecek miyim?” sorusu bile gerçek gelir. Panik atak, zihnin “şimdi tehlike var” çığlığının, beden aracılığıyla yankılandığı bir deneyimdir. Ama her zaman bir tehlike yoktur—sadece bir alarm sisteminin fazla duyarlı hale gelmiş olması vardır. Elbette bu deneyimi yaşamış olmak, sizi bozuk, zayıf ya da “aşırı hassas” yapmaz. Bu, insani olanın bir yansımasıdır.

Zihin Kaçmak İster, Beden Hatırlatır
Panik atağın ardından sıkça gelen bir düşünce vardır: “Bir daha olursa ne yapacağım?” Bu da genellikle kaçınmaya, kontrol arayışına ve bedenle savaşmaya dönüşür. Oysa Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT), bu döngüyle savaşmak yerine, onunla birlikte kalmayı, ona alan açmayı önerir. Çünkü kaçındıkça büyür; bastırdıkça daha da içeriden seslenir. Kaygıyla, bir düşman gibi değil; bir mesaj taşıyan misafir gibi ilgilenmeyi öğrenebiliriz. O mesaj her zaman net değildir—ama ona yer açmak, zihnin değil, yaşamın rehberliğinde ilerlemek demektir.

Bir An'da Kalabilme Cesareti
Panik atağın etkisiyle yaşam alanınız daralmış olabilir. Metroya binmemek, yalnız kalamamak, dışarı çıkamamak… Tüm bu kısıtlamaların merkezinde, kaygının gelmesi değil, gelme ihtimalinin yarattığı korku vardır. ACT, bu ihtimallerle birlikte hareket edebilmeyi, değerlerin doğrultusunda adım atabilmeyi destekler. Panik atağın gelmemesini garanti edemeyiz. Ama onunla birlikte yürüyebilme cesaretini, küçük adımlarla inşa edebiliriz. Çünkü mesele, kaygının olmaması değil; onunla birlikte neyin mümkün olabileceğini keşfetmektir.

Bu makale 6 Mayıs 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog Senem Görç

Senem Görç, Psikoloji Lisans eğitiminin ardından Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansını tamamlayarak Klinik Psikolog unvanını almıştır. Yüksek lisans sürecinde, Bilişsel ve Davranışçı Terapiler teorik eğitimini ve süpervizyonunu tamamlamıştır. Bu süreçte, Kognitif ve Davranışçı Terapiler Derneği tarafından verilen ve 3.kuşak Bilişsel Davranışçı Terapilerden biri olan Kabul ve Adanmışlık Terapisi (ACT) eğitimini almıştır. Süpervizyon süreçlerini tamamlamasının ardından Bi’şey Seans Danışmanlık kapsamında yürütülen öğrenci seans destek projesinde, üniversite öğrencilerine yönelik erişilebilir psikoterapi desteği vermiştir. Bununla birlikte, yetişkinler ile yüzyüze ve online olarak danışan kabulüne başlamıştır. Beslenme Psikolojisi eğitim modüllerini tamamlamış olup duygusal yeme, yeme bozuklukları alanında da çalışmalarını sürdür ...

Etiketler
Kaygı bozukluğu
Klinik Psikolog Senem Görç
Klinik Psikolog Senem Görç
Bursa - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube