Doktorsitesi.com

Kanserde beslenme

Prof. Dr. Ümit Aydoğmuş
Prof. Dr. Ümit Aydoğmuş
14 Kasım 202511 görüntülenme
Randevu Al
Kanser hücreleri vücuda ek yük getirdiğin için kayıp enerji, mineral ve vitaminlerin alımı kanser hastalarında önemlidir. Ayrıca antioksidan içeren yani vücut hücrelerinin hasardan koruyan gıdalar kanser oluşum riskini azalttığı gibi immün sistemimizi de güçlendirir. Kanser hastaların kilo kaybından korunması ve dengeli beslenmesi çok önemlidir. Kanserler genetik faktörler gibi belirleyicilerin yanında en sık çevresel faktörler tarafından tetiklenmektedir. Sigara, radyasyon, çevre ve hava kirliliği dışında, en önemli belirleyicilerden birinin beslenme alışkanlıklarımız olduğu unutulmamalıdır. Hem kanserden korunmada hem de kanserle mücadele eden hastalarda dengeli beslenme yeterli sebze meyve tüketimi başta olmak üzere büyük önem taşımaktadır.
Kanserde beslenme

KANSER HASTASI NASIL BESLENMELİ?

 

Kanser hücreleri vücuda ek yük getirdiğin için kayıp enerji, mineral ve vitaminlerin alımı kanser hastalarında önemlidir. Ayrıca antioksidan içeren yani vücut hücrelerinin hasardan koruyan gıdalar kanser oluşum riskini azalttığı gibi immun sistemimizi de güçlendirir. Kanser hastaların kilo kaybından korunması ve dengeli beslenmesi çok önemlidir.

İştah azalması olduğu durumlarda; yemek öğünleri yüklü olmamalı, az ve sık olacak şekilde hastanın seveceği sağlıklı besin seçenekleri oluşturulmalıdır. Bu sayede hastanın hızlı kilo kaybı önlenmelidir. Miktarı az fakat enerji ve proteini fazla olan gıdalar seçilmelidir. Kilo kaybını önlemek için doktorunuz reçeteleyeceği beslenme ürünleri kulanılabilir.

Şeker düzeyi yüksek tatlılar (şeker, bal, pekmez, reçel, hamurlu- şerbetli tatlılar vb) tüketilmemelidir.

Hasta önce katı gıdalar tüketilmeli, yarım saat sonra sıvı almalıdır. İyi çiğnemek, yer yemez yatmamak önemlidir. Bu noktada diyetisyen tarafından mutlaka kişiye özel diyet hazırlanması önemlidir.

Laktozun sindirilemediği durumlarda; laktaz sütler, peynir, yoğurt tüketilmelidir.

Özellikle iştahı azalmış; vücut ağırlığı kaybı devam eden bir hasta için sütlü tatlılar enerji açığını kapatmaya yardımcı ve hastalarda besin alımının artışı için teşvik edici olabilmektedir. Kanser hastalarının beslenmesinde haftanın 1 veya 2 günü sütlü tatlılara yer verilebilmektedir. Laktoz sindirimi bozuk hastalarda laktozsuz sütler tercih edilmelidir.

İşlenmiş et ürünleri, şarküteri ürünleri, aşırı tuz tüketimi, sigara, alkol alımı olmamalıdır.

Gıdaların sağlıklı pişirme yöntemlerinin( tercihen buğulama ve haşlama) kullanılmaması kızartma yöntemlerinden uzak durulması önerilir.

Yağ tüketiminin aşırıya kaçmaması gerekir, ayrıca aşırı saflaştırılmış, işlem görmüş ürünlerin, beyaz un ve bundan yapılmış unlu mamullerin, yoğun şeker içeren ürünlerle işlenmiş şeker vb ürünler tüketilmemelidir.

  • Meyve Tüketimi

Kemoterapi döneminde greyfurt, kivi, nar ve nar suyu kemoterapi ilaçlarının etkinliğini değiştirebileceğinden bu dönemde tüketilmemelidir.

Vişnenin içeriğindeki antioksidanlar nedeniyle meme kanseri ve kolon kanseri gibi durumlarda faydalı olabileceği düşünülmektedir. En yüksek antioksidan kapasiteye sahip meyvelerden birisi de kirazdır, hücre tamirine katkıda sağlayan antioksidanlar sayesinde kansere yakalanma riski azalabilir. Kiraz gibi üzümsü meyvelerde antioksidan oranı yüksektir. Ancak en önemli şeyin dengeli beslenmek olduğu unutulmamalıdır.

 

  • Kansere etkili olduğu düşünülen gıdalar

Öncelikle kanseri tek başına tedavi eden gıda veya gıda karışımı ve takviyesi bulunmadığı bilinmelidir. Bunun yanı sıra özellikle antioksidan özelliği yüksek besinlerin çöreoktu, zerdeçal, limon gibi bir çok gıda kanser oluşum riskini azaltabilir ve vücut direncinizi artırabilir. Özellikle içeriği bilinmeyen veya günlük hayatta insanların gıda olarak kullanmadığı besinlerden uzak durulmalıdır, bu tür gıdalar insan karaciğer böbrek fonksiyonlarını bozabilmekte, kan hücrelerinin dağılım ve sayısını bozabilmektedir. Önemli olanın dengeli beslenmek olduğu unutulmamalıdır. Dengeli bir beslenme hepimizin bildiği gibi; süt ve süt ürünleri, et, balık, sebze, meyve, tahıl ve yağlardan yeterli miktarda alınmasıyla sağlanabilir. Ceviz, fıstık ve fındık gibi sert kabuklu çerezlerin, lahana, karnabahar, ıspanak, pazı, turp, maydanoz gibi sebzelerin yeterli miktarda alımı antioksidan özellikler yanında vücudumuza gerekli mineral ve vitaminleri sağlaması açısından önemlidir.

 

 

 

  • Özen gerektiren durumlar

 

Hastanın ağzında yara varsa ya da oluşması durumunda; acı, tuzlu, sıcak ve asitli yiyecekler verilmemelidir. Pamukçuk, ağız içindeki dokularda mantar enfeksiyonu gelişmesi sonucu oluşan bir hastalıktır. Pamukçuk özellikle dilin üstünde, yanakların içinde ve damakta süt parçalarını andıran beyaz lezyonlar şeklinde görülü Pamukçuk, ağız içindeki dokularda mantar enfeksiyonu gelişmesi sonucu oluşan bir hastalıktır . Pamukçuk özellikle dilin üstünde, yanakların içinde ve damakta süt parçalarını andıran beyaz lezyonlar şeklinde görülür. Pamukçuğun tedavisi genellikle antifungal ilaçlar kullanılarak yapılır, bu nedenle ağızda beyaz lezyonlar varsa doktorunuza başvurmanız gerekir.

Bulantı varsa; kuru yiyecekler (tost, kraker, leblebi vb ) verilebilir. Yağlı besinler, kızartmalar, kokulu besinler verilmemelidir. Yemek yer yemez hasta yatırılmamalıdır. Özellikle özefagus kanseri nedeniyle tedavi gören hastalarda bu durum daha büyük önem taşır. Zencefil mide bulantısını hafifletici özelliğiyle kemoterapi gören kanser hastalarına yardımcı olur. Zencefil aynı zamanda özellikle kolon, pankreas ve yumurtalık kanserine karşı koruyucu etkileri olduğu düşünülmektedir.

Kabızlık oluştuğunda; günlük diyetinde tükettiği posalı (lifli) gıdaların oranına bakılmalı, su içimi 8–10 bardak düzeyinde tutulmalıdır. Posa alımı için, kuru baklagiller, sebze ve meyveler, tam buğday ürünleri, bulgur, tam buğday makarna, çavdar ekmeği vb. yiyecekler diyette mutlaka tükettirilmelidir. Hastaya hafif egzersizler yaptırarak probiyotiklerle barsak sağlığını desteklenmelidir. Aynı zamanda naneli, zencefilli ve limonlu şekerler bulantınızı hafifletebilir ve ağzınızdaki kötü tadın azalmasına yardımcı olabilir.

 

Yutma güçlüğü olan durumlarda; daha yumuşak gıdalar tercih edilmelidir. Bunun dışında gıdayı kıvamlaştırıp (lapa, ezme vb) hastanın daha kolay yutmasına destek olunabilir. Yine probiyotik içeren kefir ve yoğurtlar ek olarak verilebilir.

 

Sonuç olarak kanserler genetik faktörler gibi belirleyicilerin yanında en sık çevresel faktörler tarafından tetiklenmektedir. Sigara, radyasyon, çevre ve hava kirliliği dışında, en önemli belirleyicilerden birinin beslenme alışkanlıklarımız olduğu unutulmamalıdır. Hem kanserden korunmada hem de kanserle mücadele eden hastalarda dengeli beslenme yeterli sebze meyve tüketimi başta olmak üzere büyük önem taşımaktadır.


 

 

Etiketler

Akciğer kanseri tedavisiAkciğer kanseri gelişimikanser beslenmesi

Yazar Hakkında

Prof. Dr. Ümit Aydoğmuş

Prof. Dr. Ümit Aydoğmuş

Prof. Dr. Ümit Aydoğmuş, göğüs cerrahisi uzmanıdır . Pamukkale Üniversitesi'nde 10 yıldan uzun süre Göğüs Cerrahisi bölümünün şefi olarak çalışmıştır. Videotorakoskopik (kapalı akciğer cerrahi tedavi teknikleri) ​ akciğer kanserleri ve akciğerin diğer hastalıkarındaki ameliyatları, yemek borusu kanseri ve diğer hastalıklarının ameliyatları yıllardır başarı ile yapagelmektedir. Bunun dışındaki diğer durumlarda da (sempatektomi , trakeal​​ cerrahi , pektus deformiteler, miyasteni gravis ve timik tümörleri, diyafram felçleri ve fıtıkları gibi) yoğun deneyimi bulunmaktadır. Dr. Aydoğmuş'un son yıllardaki araştırmalarının odağı​ deneysel ve klinik trakeal prosedürler olmakla birlikte akciğer kanserine yönelik en iyi cerrahi uygulamaları ve akciğer ve göğüs kafesinin diğer hastalıkları ile ilgili araştırmalarına da devam etmiştir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler