AKCİĞER KANSERİ KAPALI CERRAHİ

Akciğer kanseri, dünya çapında kansere bağlı ölümlerin önde gelen nedeni olmaya devam etmektedir. Akciğer kanseri tüm kanserlerin yaklaşık %13'ünü oluşturur ve dünya çapında kanserle ilişkili ölümlerin bir numaralı nedenidir; kolorektal, meme, beyin ve prostat kanserlerinin toplamından daha fazla ölüme yol açar.
Son on yılda, özellikle küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (KHDAK) olmak üzere akciğer kanserinin tanı ve tedavisinde moleküler araştırmaların yardımıyla önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Tedavi yaklaşımlarındaki umut verici atılımlar arasında, hedefe yönelik tedavideki gelişmeler KHDAK tedavisinde en başarılı sonuçları getirmiştir. Hedefe yönelik tedavide, antagonistler kanser büyümesini ve sağ kalımını destekleyen tümörlerin spesifik genlerini, proteinlerini veya mikro çevresini hedef alır.
Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (KHDAK) için tedavi seçenekleri temel olarak tümör derecesi, boyutu ve konumu, lenf nodu durumu, hastanın genel sağlığı ve akciğer fonksiyonu gibi faktörlere dayanmaktadır. Ameliyat, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve hedefe yönelik tedavi, KHDAK için onaylı tedavi yöntemleridir. Evre I KHDAK için cerrahi ana seçenektir ve ameliyat sonrası radyasyon tedavisi veya adjuvan kemoterapi kanser nüksünü azaltabilir. Evre II KHDAK'de, kanserin çıkarılmasını adjuvan kemoterapi, radyasyon ve immünoterapi izleyebilir. Evre IIIA KHDAK için ilk tedavi, kemoterapi, radyasyon tedavisi ve/veya ameliyatın immünoterapi ile birlikte bir kombinasyonunu içerebilir.
Ameliyat dışı tedavilerle hasta dokusunda canlı tümör hücreleri tamamen yok olabilir. (patolojik tam yanıt). Yine de amaliyat edilemeyen küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (KHDAK) çalışmalarında patolojik tam yanıtın (pCR) bir etkinlik son noktası olarak rolü, özellikle sağkalım ile ilişkisi açısından devam eden bir tartışma konusudur. Daha önceki çalışmalar, verilen tedavilerden sonra patolojik tam yanıt olan hastalarda daha iyi sağkalım ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu hastalarda nüks veya metastaz gelişmesi cerrahi tedavinin etkinliğini göstermektedir. Şu anda, Uluslararası Akciğer Kanseri Çalışmaları Derneği (IASLC), bu konuyu araştırmaktadır.
Cerrahi tedavi için Önemli Noktalar
Ameliyat tüm akciğer kanseri hastaları için bir seçenek değildir.
Ameliyat, akciğerin bir kısmının veya tamamının çıkarılmasını içerir.
Ameliyat yöntemi olarak Video yardımlı torasik cerrahi (VATS), hastalıklı akciğerin ve lenf düğümlerinin bir kısmını çıkarabilen minimal invaziv bir torasik cerrahi türü tercih edilir. Halk arasında bu yöntem kapalı ameliyat olarak adlandırılmaktadır. Ancak tüm akciğer kanserleri bu yöntem için uygun değildir. Video yardımlı torakoskopik cerrahide (VATS), torakoskop adı verilen küçük bir tüp, kaburgalar arasındaki küçük bir kesiden (insizyon) yerleştirilir. İşlem açık ameliyatlara göre daha kısa iyileşme süresi ve daha az ağrı olmasını sağlar.
Ne bekleyebilirsiniz?
Doktorunuz ameliyata hazırlanmak için neler yapmanız gerektiğini sizinle görüşecektir. Genel olarak kalp ve akciğer kapasitesi ölçümleri cerrahi tedaviye uygun olup olmayqacağınızı belirleyecektir.
Ameliyat öncesi sigaranın bırakılmış olması çok önemlidir.
Ameliyatınız genel anestezi altında olmanızla başlayacaktır.
Ameliyat sırasında sadece akciğer dokusu değil lenf bezlerinin çıkarılması işlemide uygulanacaktır.
Ameliyatın sonunda, cerrah göğüs boşluğuna sızan sıvı veya havayı boşaltmak ve akciğerlerinizin yeniden şişmesine yardımcı olmak için küçük kesilerden birinden bir göğüs tüpü yerleştirecektir. Bu tüp birkaç gün yerinde kalır ve genellikle eve gitmeden önce yatak başında çıkarılır.
Hastalar genellikle ameliyattan birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilirler.
Eve döndüğünüzde kendinize dinlenmek için zaman ayırmanız önemlidir. Birkaç hafta içinde yavaş yavaş güçlenecek ve kendinizi iyi hissedeceksiniz.
Doktorunuzun ameliyat sonrası talimatlarına mutlaka uyunuz.
Cerrahinin riskleri ve faydaları nelerdir?
Her türlü ameliyat risk taşır. Bunlar arasında kan pıhtılarınıın akciğer beyin gibi organlara atması enfeksiyon, kanama, anormal kalp atışları, akciğerlerden hava kaçağı ve ağrı sayılabilir, ancak bunlarla sınırlı değildir.
Cerrahi tedavi ehliyetli ellerde %1 ve daha az ölüm riski taşır.
VATS'ın temel avantajı, daha küçük kesiler kullanması ve açık cerrahi için gereken kaburgaların açılmasını gerektirmemesidir. Daha az travma, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme sağlar.
Her kişi ameliyatı kişiye özgü risklerin yanı sıra (sigara , diyabet, kalp hastalığı gibi), sahip olduğunuz akciğer kanseri türü, planlanan prosedür ve/veya cerrahınızın deneyimi gibi bir dizi faktöre bağlı olabilir.
Cerrahi tedavi hem normal sağkalımı hemde hastalıksız sağkalımı artırmaktadır. Ancak ameliyat olmanız hastalığınızın asla tekrarlamayacağı anlamına gelmez.
Kimler kapalı cerrahi olabilir?
VATS'a uygunluk, vaka bazında belirlenir.
VATS ile akciğer kanseri cerrahisi söz konusu olduğunda, hastalar genellikle erken evre (evre 1 veya 2) hastalıkları varsa birinci basamak tedavi olarak kabul edilirler.
Bazen hastalar, tümörü küçültmek için kemoterapi veya radyasyon gibi başka bir tedavi yöntemi kullanıldıktan sonra akciğer kanseri ameliyatı olurlar.
Akciğer ameliyatı düşünüyorsanız, minimal invaziv cerrahi tekniklerinde iyi eğitimli bir cerrah bulduğunuzdan emin olun. Sonuçta yetenekli ve deneyimli bir cerrah, ameliyatı çeşitli şekillerde gerçekleştirebilir ve sizin durumunuz için en uygun seçeneğin hangisi olduğunu açıklayacaktır.
Cerrahi tedavi sonrası süreç nasıldır?
Cerrahi sonrası erken dönemde solunum egzersizleri, yürüyüş ve dengeli beslenme önemlidir. Doktorunuz bu konudaki bilgi ve tedbirleri sizinle paylaşacaktır.
Cerrahi tedavi sonrası özellikle kapalı ameliyatlarda erken taburculuk planlanır.
Beslenmeniz ameliyat öncesi ve sonrasında düzenlenecektir.
Alınan akciğerin patolojik incelenmesi sonucunda Evre 1 hastalarda genellikle ek tedavi (kemoterapi veya radyoterapi gibi) gerekmez. Evre 2 ve üsrü durumlarda cerrahınız ilgili birimlerle ek bir tedavi planlayacaktır. Evre 2 ve üstü hastalarda alınacak ek tedavilerin tekrarlama sıçrama durumunu azalttığı bilinmektedir.
Tüm tedavileriniz tamamlandığında hastalığınızın durumuna bağlı olmakla birlikte ilk 2 yıl üçer ay arayla sonrasın 5 yıla kadar 6 ayda bir, 5 yıldan sonra 10 yıla kadar yılda bir kontrolleriniz devam edecektir.
Yapılan ameliyatın (çıkarılan akciğer dokusunum büyüklüğüne ) bağlı olarak solunum kapasitenizde bir azalma olacaktır. Özelliklle lobektomi ve segmentektomi gibi akciğerin sadece bir kısmının alınması durumlarında solunum kapasitesindeki bu azalma aylar içersinde fark edilmeyecek kadar azalabilir.
Akciğer ameliyatları sonrası enfektif hastalıklardan korunmanız beklenir. Bunun için almanız gereken tedbirleri doktorunuz sizinle paylaşacaktır.
