“İlişkilerde Gerçek Değişim İçten Başlar”

Bir ilişkide sorunlar yüzeyde görünse de, çözüm çoğu zaman iç dünyamızda başlar. İçsel dönüşüm, bireyin kendini tanıması, duygularını fark etmesi ve geçmiş yaralarını şefkatle iyileştirmesiyle başlar. Bu süreç, sadece kişinin kendisine değil, ilişkilerine de doğrudan yansır.
Bir çift arasında yaşanan iletişim kopukluğu, aslında çoğu zaman bireylerin kendi içlerindeki bastırılmış duygularla bağlantılıdır. Kendini yeterince değerli görmeyen bir birey, karşısındakinin sevgisini sürekli sorgular. Küçük bir eleştiri, geçmişte yarım kalmış bir onay ihtiyacını tetikleyebilir.
Aile içinde de benzer şekilde, bireylerin birbirine yüklediği roller çoğunlukla kendi içsel boşluklarının bir yansımasıdır. Anne, çocuklarına “fazla fedakâr” olurken aslında onaylanma ihtiyacını gidermeye çalışıyor olabilir. Baba, evde otoriter bir figürse, çocukluğundaki güçsüzlük duygusunu bastırıyor olabilir.
İşte bu noktada farkındalık devreye girer. Kendi duygusal yaralarını gören, onları onaran ve sorumluluğunu alan birey; ilişkilerinde de daha sağlıklı, daha empatik ve daha dengeli olur. Gerçek değişim, karşımızdakini değil, önce kendimizi dönüştürmekle başlar.
Bana başvuran 36 yaşındaki danışanım, evliliğinde eşinin onu sevmediğini düşünüyordu. Sürekli ondan ilgi bekliyor, küçük ilgisizlikleri bile kişisel alıyordu. Seanslarımızda çocukluğunda duygusal olarak ihmal edildiğini, sevgi dilinin dokunmak ve onay olduğunu fark ettik. Bu farkındalıkla birlikte kendi içsel boşluğunu eşinden talep etmek yerine, onu önce kendi içinde şefkatle doldurmayı öğrendi.
Aylar içinde eşine yüklediği anlamlar değişti. Artık eşini değil, önce kendini anlamaya başladı. Bu da aralarındaki bağı güçlendirdi. En önemlisi, “eşim beni neden anlamıyor” demeyi bırakıp, “ben kendimi ne kadar anlıyorum?” sorusunu sormaya başladı. İşte içsel dönüşüm de tam burada başladı.