Kayıtsızlıkla Yıpranan Bir İlişki

Danışanım Derya ve eşi, evliliklerinin 10. yılında bana başvurdular. İlk cümleleri çok dikkat çekiciydi: “Biz aslında kavga etmiyoruz, ama sanki evliliğimiz yokmuş gibi hissediyoruz.”
İlk bakışta huzurlu görünen bu ilişki, aslında derin bir kayıtsızlığın içinde yıpranıyordu. Derya, eşinin eve geldiğinde çoğunlukla televizyon karşısında sessizce vakit geçirdiğini, kendisiyle sohbet etmeyi unuttuğunu anlatıyordu. Eşi ise “Ne söylesem işe yaramıyor, o zaten mutlu görünmüyor” diyerek uzaklaşmayı seçmişti.
Seanslarda fark ettik ki sorun ne büyük tartışmalardı ne de şiddetli kavgalar. Asıl sorun, birbirlerinin hayatına dokunmamalarıydı. Birbirine “Günün nasıldı?” demek bile bir bağ kurmanın kapısını aralayabilirdi.
Terapi sürecinde onları tekrar küçük sorulara ve paylaşımlara yönlendirdim. Bir süre sonra Derya eşinden şu cümleyi duydu: “Bugün çok yoruldum ama seninle kahve içmek iyi geliyor.”
Bu küçük cümle, aralarındaki bağı yeniden hatırlattı.
“Bu öyküde geçen isimler gerçeği yansıtmamaktadır; yaşananlar danışan deneyimlerinden alınmış, ancak gizlilik nedeniyle isimler değiştirilmiştir.”
- test
- test
- test
- test
- test