Hangi ameliyat yöntemini tercih etmeliyim?

Hangi ameliyat yöntemini tercih etmeliyim?

Kasık fıtığı ve göbek fıtığı tedavisi için çok sayıda ameliyat seçeneği mevcuttur. Bu seçenekler genel olarak iki başlık altında toplanmaktadır. Açık ameliyatlar ve kapalı ameliyatlar…

Her iki ameliyat yönteminde de sentetik yama ile gerginliksiz onarım yapılmaktadır (prostetik onarım). Yama kullanımını tercih etmeyen hastalarda, bireyin kendi dokularını kullanarak yapılacak onarım (otojen onarım) yani güçlendirme ise sadece açık yaklaşımla mümkündür.

Bugün için bilimsel kanıtlar yama ile yapılan onarımların dikiş onarımlarına göre daha az tekrarlama riski ve daha konforlu bir hayat sağladığını ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, yama konusunda aşırı kaygı duyan bireyler için Shouldice doku onarımı uygun ve etkin bir seçenektir. Ancak günümüzde yama uygulamalarının yaygınlığı nedeniyle genel cerrahi uzmanlık öğrencileri artık inguinal bölge anatomisini kasık bölgesi tabanını açmadan yaptıkları için Shouldice onarımı iyice kaybolmakta ve çok az uzman tarafından yapılabilmektedir. Kasık tabanını yani fasya transversalisi açmadan yapılacak doku onarımları ise yüksek nüks oranına sahiptir ve Shouldice onarımından daha az güvenilir oldukları bilimsel yayınlarda ortaya konmuştur.

  Açık Kapalı
Anestezi Lokal Genel
Ameliyat süresi 30 dk 45 dk
Hastaneden çıkış 2 saat sonra Ertesi gün
Ameliyat sonrası ağrı Az Çok az
Nüks oranı Çok düşük Çok düşük
Enfeksiyon riski Çok düşük Çok düşük
Kronik ağrı Çok seyrek Çok seyrek
Maliyet Düşük Yüksek
 

Gerek Shouldice gerekse açık yama onarımının avantajlarından biri lokal anestezi ile yapılabilmeleridir. Genel anestezi gerektiren kapalı (laparoskopik/endoskopik) ameliyatlar da çok etkin yöntemlerdir.

Açık yama onarımları içinde en yaygın kullanılanı Lichtenstein onarımıdır. Kasık arka duvarı açılmadan yapılan bu ameliyat hızlı, etkin ve güvenilirdir. Yüzeyel bir planda yapıldığı için komplikasyon ve komşu organ yaralanması riski çok düşüktür.

Lichtenstein ameliyatı

Fıtık karın içinden kaynaklanan bir hastalık olduğu için yamanın karın içinden konmasının daha etkin olacağı görüşü teorik anlamda değer kazanmış olmakla birlikte cerrahi pratikte açık ve kapalı ameliyatlar arasında tekrarlama riski açısından fark bulunmamaktadır. Zira insan bedeni çok dinamik bir yapı olup yamanın karın içine ya da dışına konmasından daha önemli olabilecek etkenler hastalığın tekrarlamasına yol açabilmektedir. Ancak uzman ellerde yapılan açık ve kapalı ameliyatlarda tekrarlama riski çok çok düşüktür.

Bugün uluslararası cerrahi rehber kaynaklar her iki ameliyat tipini kabul etmekte, mümkün olan vakalarda lokal anestezi kullanımının hem hızlı tedavi hem de ekonomik çözüm açısından doğru olacağını belirtmektedirler.

Kapalı ameliyatın dezavantajları, genel anestezi gerektirmesi ve hastanın bir gece hastanede kalma zorunluluğu dışında, özel cihazlar ve özel yama gerektirebilmesi nedeniyle yüksek maliyetli olmasıdır. Birçok merkezde kapalı ameliyat açık ameliyata göre 2-3 kat daha pahalıdır.

Açık ve kapalı ameliyatların estetik açıdan önemli bir farkı yoktur. Açık ameliyat 4 cm.lik tek bir keşiden yapılırken kapalı ameliyat 1+0,5+0,5= 2 cm.lik toplam kesi uzunluğuyla tamamlanmaktadır.

Açık ameliyatta kesi izi bikini hizasının altında kalmaktadır. Kapalı ameliyat izleri daha görünen yerleşimlerde kalır. Yara iyileşmesi kaba gerçekleşen bireylerde bu kötü bir görünüme yol açabilir.

Ancak aynı anda iki tarafında kasık fıtığı bulunan hastalarda kapalı ameliyat iz açısından daha avantajlı sayılabilir. Zaten Avrupa Fıtık Cemiyeti tarafından laparoskopik cerrahinin önerildiği en belirgin durum da budur.

Laparoskopik fıtık onarımı açığa göre daha derin bir planda, karın içine girilerek yapılır. Diseksiyonun yapıldığı ve yamanın konduğu bölge, karından gelip bacağa giden büyük damarları ve ağrıya neden olabilecek bölgesel sinirleri barındırır. Bu nedenle ciddi komplikasyon ve damar/sinir yaralanma riski daha yüksektir. Bu risk özellikle bölge anatomisini kapsamlı şekilde bilmeyen deneyimsiz cerrahlar için sorun olabilir.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu

Prof. Dr. Hakan KULAÇOĞLU, 1980 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1986 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasına ise 1987 yılında Ankara Numune Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda başlamış, Nisan 1991 tarihinde eğitimini tamamlayarak Genel Cerrahi uzmanı olmuştur. Hemen ardından Tabip Asteğmen olarak Gölcük Deniz Hastanesi’nde askeri vazifesini yerine getirmiştir. 1993 yılında burslu öğrenci olarak ileri dil eğitimi için Oxford Academy’ye gitmiştir. Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Numune Hastanesi’nde Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapmaya başlamış olan Prof. Dr. Hakan KULAÇOĞLU, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu döneminde bir süre Cumhurbaşkanlığı’nda da görev yapmıştır. 1995-1996 yılları arasında Oxford Üniversitesi Hastanesinde, 2000 yılında ise Pittsburgh Üniversitesi Medica ...

Etiketler
Kasık fıtığı ve göbek fıtığı tedavisi için
Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu
Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu
Ankara - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube