Gömülü yirmi yaş diş çekimi

Gömülü yirmi yaş diş çekimi

Sürme zamanı geldiği halde çeşitli nedenlerle ağızda yerini alamayan dişlere gömülü dişler denir. "Akıl dişi" olarak da bilinen yirmi yaş dişinden kaynaklanan ağrıların tam olarak nereden geldiği bazen tespit edilememektedir. Bu ağrıların kulak, bademcik ve sinüs gibi komşu alanlardan kaynaklandığı düşünülerek hastalar diğer branş kliniklerinde vakit kaybetmekte ve şikayetleri devam etmektedir. Bu durum ise hastalarda ağrının yanı sıra beslenme bozukluğuna bağlı halsizliğe neden olmaktadır. 

18 yaşına gelmeden hastaların röntgen filmlerinin çekilerek, bu dişlerin durumları değerlendirilmelidir. Çekimi ertelenen dişlerden kaynaklanan enfeksiyonun tekrarlaması ise kaçınılmazdır. 

Gömülü dişlerin oluşturabileceği şikayetler nelerdir?

Enfeksiyon: Yarı gömülü diş ile üzerindeki dişteti arasına sürekli yemek artıkları girer. Bu alan diş fırçasıyla temizlenemez, sonuçta enfeksiyon ve ağız kokusu gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Özellikle yarı gömülü dişler olmak üzere sürekli tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilirler. Bu enfeksiyonlar bazen çok ağır seyreder ve çok ağır antibiyotik tedavisi ve hastane şartları gerektirebilir. Ağır seyreden enfeksiyonlar çene – yüz bölgesinde apselere hatta bazen vücuda yayılan enfeksiyonlara neden olabilirler.

Çürük: Pozisyonu kötü olan bir yirmi yaş dişi yanındaki dişin çürümesine ve kaybına neden olabilir. Hatta önündeki dişin köklerini çürütebilir. Bu çürükler kemik içinde ağır seyreden enfeksiyonlara ve dayanılmaz ağrılara neden olabilirler.

Ağız Kokusu: Yarı gömülü yirmi yaş dişleri ile diş eti arasında oluşan alanlara sürekli yiyecek kaçıp burada bakterilerin çoğalmasına bağlı olarak özellikle sabahları olmak üzere kötü ağız kokusuna neden olabilirler.

Basınç Ağrısı: Gömülü bir yirmi yaş dişi sürme sırasında komşu dişlere de basınç uyguluyorsa sıkışmadan dolayı da bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basıncın etkisiyle önünde bulunan dişte de çürüklere sebeb olabilir. Pratikte sebebi belli olmayan baş, göz, yüz ve omuz ağrılarına da neden olabilirler.

Dişlerde Çapraşıklık: Bu konuda kesin bir çalışma olmamasına rağmen gömülü yirmi yaş dişeri ön dişlerde zamanla çapraşıklığa neden olabilirler. 

Fokal Enfeksiyon Odağı: İnsan vücudu gömülü dişlerin etrafında biriken ve temizlenemeyen bakterilerle sürekli savaş halindedir. Bu demektir ki gömülü dişlerden kana sürekli bir bakteri akını olmaktadır. Bu romatizma ve kalp hastalarında büyük önem oluşturmaktadır. Bu durumdan dolayı ilerleyen yaşlarda gömülü dişlerin çekimi gerekmektedir. 

Kist ve Tümör Oluşumu: Türkiye de yapılmış çalışmalara göre gömülü bir yirmi yaş dişinin yan dişe zarar vermesi veya kist oluşumuna neden olma olasılığı % 26'dır. Bu yüksek bir orandır ve her dört kişiden birinde gömülü bir yirmi yaş dişinin kist oluşmasına, önündeki dişe zarar vermesine veya kemik yıkımına neden olduğunu gösterir. Eğer kist oluşmuşsa daha da büyümesini engellemek ve kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren de olsa yirmi yaş dişinden kaynaklanan kistler çok geniş alanlara yayılabilir ve rutin muayene sırasında alınan röntgen filmlerinde teşhis edilirler. Bu durum bazen semptomsuz (ağrısız) Yirmilik dişlerin çekilmesi için en uygun zaman nedir?

Teorik olarak dişin kökünün 2/3'ünün oluştuğu zamandır bu da çoğu zaman 18-22 yaş aralığına rastlar. Genç yaşlardaki operasyonlar teknik olarak daha kolaydır ve iyileşme daha çabuk ve sorunsuz olur. yaşın artmasıyla birlikte işlem biraz daha zorlaşır ve iyileşme dönemi de uzar.

20 YAŞ (Akıl Dişi) Operasyonları

Çene içerisinde gömülü kalan bu dişlerin cerrahi çekimi uzman bir hekim tarafından, modern koşullarda yapılmalıdır. Operasyon, lokal anestezi altında yapılmaktadır. Genel anestezi ise tüm yirmi yaş dişlerinin çekildiği, bulantı refleksi ve aşırı korkusu olan hastalarda nadiren tercih edilmektedir. Operasyon çoğu zaman 20-30 dakika sürmektedir. İdeal koşullarda ve uzman bir ekip ile yapılan operasyondan sonra şikayetler minimum olmaktadır. Çekim yerinin iyileşme sürecine bağlı kısa süreli ödemin (şişliğin) olması, cilt renginde ufakta olsa morarma ve ağız açma da kısıtlılığın olması normal karşılanmaktadır.

Bu makale 16 Eylül 2020 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dt. Ayşegül Güngör

Dt. Ayşegül Güngör, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından On Dokuz Mayıs Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde başladığı eğitimini başarıyla tamamlayarak Diş Hekimi unvanını almıştır.

Dt. Ayşegül Güngör, Mesleki çalışmalarına özel muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Dt. Ayşegül Güngör
Dt. Ayşegül Güngör
Kayseri - Diş Hekimi
Facebook Twitter Instagram Youtube