Evde şehvet bitti

Evde şehvet bitti

 

      Evlendikten sonra çiftin çocuğu olmasıyla birlikte kocalar evde ikinci sınıf vatandaş haline gelmektedirler. Önce çocuklar sonra koca…. Evde ve çiftin ilişkisinde, koca ve aşk listesinin son sıralarında yer almaktadır. Sonra çiftler kendi kendilerine soruyorlar; “Ben kendimle olan bağımı nasıl ve neden bu denli derinden kaybettiğimi anlayamadım, Nasıl oldu bu?”, “Benim enerjik, şehvetli, neşeli ve kendine güvenen kişiliğim nereye kayboldu, Nerede, kim çaldı?” Nasıl ve nedenlerle bir arayış içerisine girmektedirler. Cevabını kendilerinde değil de eşlerinde aramaktadırlar. Önce kendimize, geçmişimize, yetiştirilme tarzımıza ve anne babamızın arasındaki ilişkisine bakacağız sonra eşlerimizde bu soruların cevaplarını aramakta fayda vardır. “Benim bu halde olmama ne, kim sebep oldu?” Yetişme çağında çocuk kamera gibidir. Ne görürse, işitirse kaydeder. Kayıtta; annenin babanın karakterini, davranışlarını, olaylara verdiği tepkiyi vd. kaydeder ve anne babası arasındaki ilişkiyi kaydeder. Sağlıklı bir ilişki var ise çocuğun yetişkinlik hayatında da sağlıklı bir ilişki kaydını gösterecektir. Ama tersi ise sağlıksız bir ilişki. Bundan dolayı kişi kendi geçmişi ve anne babasının arasındaki ilişki biçimine bakmasını istiyoruz.

     Bir kadın, onu hemen terk etmeyeceğini bildiği nazik bir adamla RAHAT EDER ETMEZ cinselliğini devre dışı bırakır. Bir taraftan da bir kadın, istenmek ister. Hasreti çekilsin, şehvetle arzulansın ve hayal edilsin ister. Bir çok erkekte eşlerinin ihtiraslı ve seksi olmasını ister. Ancak sonunda yaptıkları, eşlerini bezgin kahyaya çevirmektir. Kadın arzulanmak ister, erkek kadınına bunu hissettiremiyorsa ilk yapacağı iş, eşini arzulamamasındaki sebepleri sıralaması gerekmektedir. Arzulamak akan su gibidir. Akan suyun önüne set kurarsan su akmaz ve bir yerde toplanır. Baraj gibi. Arzunun önüne yapılan set kaldırılmalıdır ki çağlayan gibi akabilsin. Bunun için akan suyun gücünü arttırırsanız suyun önünde set gibi hiçbir engel kalmaz. Eşe olan bakış açısını değiştirerek başlayalım. Eşinize çocuğunuzun annesi gibi değil de eşiniz gibi bakmaya başlayın. Ona özel iltifatlar yapın. Onun için zamanlar ayrın ki kendisini özel ve arzulanan hissedebilsin.

     Aklı başında her erkek neden eşinin cinselliğini söndürsün ki? Onun da tam olarak istediği cinsel olarak hayat dolu bir kadın değil mi? Erkek kontrol edemem korkusu yaşadığını Concordia Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Jim Pfaus’un görüşlerinde şu şekilde açıklamaktadır; “Biz neden kadınların cinselliğini bir kutuya hapsettik? Neden kadınların arzularını göreceli olarak baskı altında tutuyoruz? Biz erkekler bu kutuyu açarsak, onun kontrolünü elimizden kaçırırsak boynuzlanmaya açık hale geliriz diye korkarız. O kutunun içindekilerden korkuyoruz.” Diyerek erkeğin kontrol altında tutabileceği kadın rolünü daha çok istediğini ve kadınına olan güveninin yeterince olmadığını düşünmektedir halbuki bu kendi güvensizliğinin yansımasıdır.

     Bir kocanın gerçek korkusu istenilen ölçütlere uygun olamamaktır. Kadının ruhunu köreltir ve mecburi haftada birde olsa ilişki yaşar. Bir futbol maçından aldığı zevk kadar eşdeğer değildir. Dahası duygusal yakınlık erkekleri tehdit eder, çünkü bu konuda iyi olmaları onlara öğretilmemiştir. Evlilik içi samimiyet, potansiyel olarak duygusal yakınlığa giden çok kuvvetli bir yoldur ve özellikle ilişki derinleştikçe, bir çok erkek bu yakınlık düzeyinden korkar ve bilinçdışı bir şekilde bu bağı yok etmeye çalışır. Duygusal yakınlık erkeği çıplak gibi hissettirir. Bunu yaşamamak için de erkek futbol maçı izleme, cafe de oyun oynama bahaneleri ile eşini evde çamaşır, bulaşık, çocuk bakımı gibi şeylerle meşgul olmaya terk eder ve kadında bu kalıp içinde döngüsünü yaşar gider.

     Erkek, işyerinde ve spor sahasında meydan okuyacak şeyler arıyor. Ama evde nirvana ve saadet istiyor. İtaatkar bir kadın bunları sağlayacaktır fakat baştan çıkarıcı bir kadın değil. Erkek evde bulamadığı nirvana ve saadeti dışarıda arkadaşlık ilişkilerinde veya yeni ilişkilerde bulmaya çalışmaktadır. Aldatma olaylarında çiftlerin kendi paylarına düşen sorumlulukları değerlendirmelidirler. Kadın “Ben ne yaptım da eşim beni aldattı”, erkek de “Ben eşime neden bu kadar uzağım, neden onun cinselliğini köreltiyorum, başka kadınlarda hangi duygumu tatmin etmeye çalışıyorum?” sorularını sormalıdırlar. Neden sorularının farkındalığını yaşamayan eşler önceden var olan döngü içinde hayatlarını ya devam ettirirler ya da boşanma ile sonuçlanan evlilikler görmeye devam ederiz. Kadın, gaz ile çalışan erkeğinin farkına varıp bir futbol maçından aldığı zevki alabilecek şekilde onun güçlü olduğunu, kendisine destekçi olduğunu, yakışıklı olduğunu, onunla birlikte vakit geçirmenin harika bir duygu olduğunu her zaman ifade etmeli ve duyguları ile de bunu göstermelidir. Erkek, kadınının arzulanma duygusunun farkına varıp eşi ile ilgilenmeli, hediyeler, sürprizler hazırlamalı, sadece eşine özel anlar ayırmalı ki eş “kocam beni deriden arzuluyor, o sadece beni seviyor” diyebilmeli.

      Erkekler doğaları gereği rekabetçidir. Zaten elde ettikleri eşleri için rekabet etmek zorunda kalmazlar. Bundan dolayı erkek rekabet edeceği kişiler seçer. Ama bu evde olan rekabet değildir. Evdeki karı-koca arasındaki rekabet erkeğin başa çıkamayacağı bir ilişkidir. Futbol maçındaki rekabet, iş yerindeki rekabet, en iyi olmaya yönelik rekabet gibi düşünebiliriz.

     Bir erkek bir kadını derinden istediğinde, kadın ona teslim olmaktan kendini alıkoyamaz, çünkü bir kadın her şeyden çok bunu ister. Bunun için çiftler flört dönemindeki havayı evlendikten sonra da devam ettirmeleri gerekmektedir. Elde ettim bitti olmamalıdır. Erkek kadınını derinden istediğini her zaman göstermeli.

     Eğer fırını ısıtmak için gereken zamanı harcamadıysanız, yemek tam pişmediği zaman şikayet etmeyin. Bir kocanın “karıma cinsel ilgi gösteriyorum ancak onun tek söylediği: “bu gece olmaz başım ağrıyor”, lafı neredeyse klişedir. Ama karısı tarafından bu şekilde reddedilen bir adam karısının aradığı ateşi yakamamıştır. Onun arzusunun alevini, ondan erotik anlamda büyülendiğini göstererek körüklememiştir. Kısaca onu gerçekten şehvetle arzulamamıştır. Yani kocalarının şehvetinin yokluğunda kadınların ateşi yanmaz. Şefkat ile şehvetin ayrımını iyi yapmak gerekmektedir. Eşiniz hasta olduğunda ona şefkat gösterin ama yatak odasında şehvetinizi. Şehvet ile arzulanma doğru orantılıdır.

     Açıkça sorduğumuzda: Eğer kendini derinden güvensiz hisseden bir erkek, özel hissetmek için bir kadına yöneliyorsa o zaman neden kendi karısına gitmiyor? Neden erkekler en önemli nimetlerini bir kenara atarak karılarını aldatırlar?  Cevap: Çünkü derinlerde kendini ezik ve mağlup hisseden erkek duygusal tatmin için başka kadınlara yönelir. Neden onlara değer veren, onlar için her şeyi yapabilecek bir karıları olmasına rağmen hiçbir şey yeterli gelmiyor? Erkekler fiziksel değil duygusal sebeplerden aldatırlar. Erkekler kendilerine güvende değil arızalı hallerinden ötürü aldatırlar. Kendilerini arzulanır bulduklarından değil, yetersiz hissettiklerinden dolayı aldatırlar. Evde yeterli hissetmeyen erkek yeterli olduğunu hissettiği alanlarla meşgul olur ki bu her zaman iş, futbol olmuyor. Bazen başka kadınlara da bu kayabiliyor. Burada en önemli nokta, kadın erkeğini yeterli hissettirmelidir.

     Aldatan erkek kadına “eşim beni anlamıyor ama sen beni anlıyorsun, seninle olmak kendimi özel hissettiriyor” der.

     Evlilikte kadınların bir numaralı şikayeti, kocalarının onlara duygularını anlatmıyor olması. Evli erkekler, ihtiyaçları olan her şeyin eşlerinde olduğunu artık fark etmelidirler.

     Erkekler bazı sebeplerden dolayı duygularını anlatmamaktadırlar. Zayıf görünmek istemiyorlar, efemine görünmek istemiyorlar, eşlerinin onları gerçekten rahatlatacağından emin değiller, kendilerine acınmasını istemiyorlar. Aynı zamanda kendi olumsuz öz imajlarını da kabullenmek istemiyorlar.

     Bu durum kendi kendini gerçekleştiren, tekrarlayan bir döngüye sebep olur. Erkekler eşlerini devre dışı bıraktıkça, ilişkide mesafe giderek büyür, depresyona girmek için daha çok sebep olur ve libido daha da batar… Bu korkunç bir negatif geribildirim döngüsüdür. Bu erkeklerin birçoğu özellikle alkol ve televizyon gibi kendilerini uyuşturan etkenlere yönelirler. Evde eşlerin depresyonlarını tetiklememeleri için arzu, şehvet, ilgi, yeterli olduğunu hissettirme, değerlisin hissini gösterme…….. evliliğin aldatmasız, saygı ve sevgi ile devamında önemli olup tavsiyedir.

Yararlanılan Kaynak: Evde Şehvet Bitti, Shmuley BOTEACH, Koton Kitap, Şubat 2015

Hazırlayan

Uzm. Klinik Psikolog

Fatih FİDAN

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Dan. Fatih Fidan

Uzm. Psk. Dan. Fatih FİDAN, 1980 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur.  İlk ve Orta öğretimini K.Maraş’ta tamamladı.Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik eğitimine Dokuz Eylül Üniversitesinde 2001 yılında başladı. 2005 yılında Buca Eğitim Fakültesinden mezun oldu.Üniversite yıllarında; Klinik Psikoloji, Özel Eğitim, İlk ve Orta öğretim de Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik stajlarını başarıyla tamamladı. 2016 yilinda Klinik Psikoloji yuksek lisansini tamamlayarak uzman klinik psikolog olmuştur. -2005-2008 yılları arasında İzmir’de Psikolojik Danışman ve Rehber olarak görev yaptı. -2008-2009 yılları arasında 8. Mknz. P.Tuğ. Kom. Yrd.’da Rehberlik Merkezinde Uzman Psikolojik Danışman olarak görev yaptı. -2009-2011 yılları arasında Mersin Adliye Sarayı Çocuk Mahkemesinde Pedagog olarak görev yaparken ergenler hakkında sosyal incelem ...

Etiketler
Vajinismus sebepleri
Uzm. Psk. Dan. Fatih Fidan
Uzm. Psk. Dan. Fatih Fidan
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube