Duygusal zeka eq

Duygusal Zekayı Tanıyalım... Son 20-25 yılda yapılan araştırmalar, çocuklarımızın daha zeki olmalarını sağlamakta benzeri görülmemiş bir başarı elde ettiğimizi gösteriyor. Her kuşak bir öncekinden daha zeki gibi görünürken, duygusal ve sosyal beceriler adeta zayıflamaktadır. Araştırmalar ayrıca kendisinin ve karşısındakinin duygularını fark edip uygun davranışlar gösteren duygusal zekası yüksek insanların daha başarılı ve mutlu bir yaşam sürdüklerini de göstermektedir.

Duygusal zeka eq

Duygusal Zekayı Tanıyalım...

Son 20-25 yılda yapılan araştırmalar, çocuklarımızın daha zeki olmalarını sağlamakta benzeri görülmemiş bir başarı elde ettiğimizi gösteriyor. Her kuşak bir öncekinden daha zeki gibi görünürken, duygusal ve sosyal beceriler adeta zayıflamaktadır. Araştırmalar ayrıca kendisinin ve karşısındakinin duygularını fark edip uygun davranışlar gösteren duygusal zekası yüksek insanların daha başarılı ve mutlu bir yaşam sürdüklerini de göstermektedir.

Çocuğun kişilik gelişimini yönlendirecek iletişim ortamları kurmanın duygusal zekanın gelişmesi ile doğrudan ilişkisi olduğu gerçeğini ve çocukların başarılı olmaları için yüksek IQ’nun yetmediğini unutmamalıyız. Eğitim uzmanları, içinde yaşadığımız “makine medeniyeti”nin insanları mutlu etmeye yetmediğini, maddi yönden doyuma ulaşan insanların manevi yönden aç olduklarını ifade etmektedirler. Mutlu bir aile ortamında yetişen, seven, sevilen, paylaşmasını bilen, inançlı, kendisiyle ve toplumla barışık insanların yüksek duygusal zêkaya sahip oldukları, en zor şartlar altında bile ümitlerini yitirmedikleri görülmektedir.

Duygusal zekânın temelleri ancak bebeklik ve çocukluk yıllarında atılabiliyor. Ailede olumlu iletişimle karşılaşmayan çocukların duygusal zekâları gelişmiyor. Sevgi ve güven duygusu ancak yaşanarak kazanılıyor. Çocukluğumuzun ilk yıllarında neyi söyleyip neyi söylemememiz, neyi yapıp neyi yapmamamız, neyin kabul edilebilir neyin kabul edilemez olduğu bize hep söylenmiştir. Ayrıca, nasıl hissetmemiz gerektiği bile öğretilmiştir ama duygularımız içimizden gelir ve düşüncelerimizle bireysel hayat tecrübelerimizin birer kombinasyonudurlar. Her şeyden önce, duygularımız bizi farklı insanlar haline getirir. Bütün bir toplum; aynı şeylere inanmaya, aynı sloganları tekrarlamaya, aynı törenleri yapmaya zorlanabilir ama hiç kimse iki kişiyi aynı hissetmeye zorlayamaz. Şöyle diyebiliriz ki bizi biz yapan duygularımızdır.

Duygusal Zeka Teorisi, hayatımızın her alanında karşımıza çıkar. Çünkü nereye gidersek gidelim, duygularımızı da beraberimizde götürürüz. Duygularımız, çocuklarımızı nasıl iyi yetiştirebileceğimizi, onların okulda nasıl başarı sağlayacağını, kariyerimizde nasıl başarılı olacağımızı, diğer kişilerle ilişkilerimizi belirler.

Duygusal Zeka Gelişimine Katkıda Bulunmak İçin Çocuklarımıza Neleri Öğretmeliyiz?

  • Empatik olmayı,
  • Dürüstlüğün önemini,
  • Gerçekçi düşünmeyi; yani dünyayı olduğu gibi görüp uygun kararlar ve davranışlarla tepki vermeyi,
  • İyimser olmayı,
  • Sorun çözmeyi,
  • Duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi öğretmeliyiz.

Birçok sosyal bilimci, günümüz çocuklarının sorunlarının, sosyal modellerle meydana gelen karmaşık değişikliklere bağlı olabileceğine inanıyor. Bu değişiklikler arasında, artan boşanma oranları, medya ve televizyonun yaygın ve olumsuz etkisi, otorite kaynağı olarak okullara karşı saygı eksikliği ve anne-babaların çocuklarıyla geçirdikleri zamanın azalması yer alıyor. Bir an için sosyal değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu kabul edersek, aklımıza şöyle bir soru geliyor: “Mutlu, sağlıklı ve üretken çocuklar yetiştirmek için neler yapılabilir?”

Duygusal Zekanın Gelişiminde “Onaylayıcı İlgi”

Onaylayıcı ilgi, çocukların duygusal bakımını sağlamak ve çocuk tarafından açıkça fark edilen bir biçimde destek vermek anlamına gelir. Bu tür bir ilgi, bir sınavdan alınan iyi bir not için övgüden, bir iyi geceler öpücüğünden ya da kucaklamadan daha öte bir şeydir. Bu, çocuğunuzun duygusal hayatına etkin bir katılımı içerir.

Çocuklardaki dikkat bozukluğu konusunda Amerika'nın önde gelen uzmanlarından biri olan Dr. Russel Barkley, "zor" çocukların ebeveynine, onaylayıcı ilgiden yarar sağlamanın bir yolu olarak, çocuklarına her gün yirmi dakikalık bir "özel zaman" ayırmalarını öneriyor. Barkley'e göre, "özel zaman"la ilgili genel kurallar şunları içermektedir:

  • Yerinde davranışları için çocuğunuzu övün fakat söylediklerinizde tutarlı ve dürüst olun, aşırı iltifattan kaçının.
  • Etkinliğe katılarak çocuğunuzun yaptığı şeye karşı ilginizi gösterin.
  • Soru sormayın ve komut vermeyin. Sizin işiniz, kontrol ya da rehberlik etmek değil, gözlemlemek ve gördüğünüzü yansıtmak olmalı.

Duygusal Zekanın Gelişiminde “Onaylayıcı Disiplin”

Onaylayıcı disiplin kavramıyla, çocuklarınızın yanlış davranışlarına tepki göstermek için, iyi düşünülüp tasarlanmış, tahmin edilebilir ve yaşa uygun yöntemlere sahip olmanız gerektiği vurgulanmaktadır. Buna göre;

  • Açık kurallar ve sınırlar oluşturun. Bunları yazın ve mümkünse görünür bir yere yapıştırın.
  • Çocuğunuz sınırları zorlamaya başladığında hatırlatmalarda bulunun. Bu ona özdenetimi öğretmenin en iyi yoludur.
  • İyi davranışları övgü ve sevgiyle destekleyin, sadece sizin ilginizi çekmek için planlamış davranışları görmezden gelin.
  • Beklentileriniz hakkında çocuklarınızı eğitin.
  • Sorunları ortaya çıkmadan önce önleyin.
  • Açıkça belirtilmiş bir kural ya da sınır çiğnediğinde, tutarlı olun ve daha önceden yapmayı birlikte kararlaştırdığınız sonuçla onu karşılaştırın.

Duygusal Zekanın Bize Getirdikleri Nelerdir?

Duygusal zekası yüksek insanlar mesleki anlamda başka insanlar ile iletişim kurabildiklerinden ve yönetme becerisine sahip olduklarından genellikle çok başarılı olurlar.

Günlük hayatta duygusal zeka insanların iş arkadaşları ve aile bireyleri ile iyi anlaşabilmelerini sağladığı için, kendileri ve çevresindekiler ile ilgili sorunları çabuk çözümlenir.

Duygusal zekalı insanlar diğer insanları olduğu gibi kabul edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık ilişkileri daha güçlü olur.

Bu makale 8 Ocak 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Emine Pınar

Etiketler
Duygusallık
Klinik Psikolog  Emine Pınar
Klinik Psikolog Emine Pınar
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube