Depresyonun Şemalarımızla İlgili Kökeni


Şemalar Nedir?
Şemalar, çocukluk döneminde yaşadığımız deneyimlerle zihnimizde oluşan kalıcı inanç sistemleridir.
Bir çocuk, sevgi gördüğünde “değerliyim” şemasını geliştirir; reddedildiğinde ise “sevilmeye layık değilim” inancını içselleştirebilir.
Yetişkinlikte ise bu erken dönemde oluşmuş şemalar, olayları yorumlama biçimimizi, ilişkilerdeki davranışlarımızı ve duygusal tepkilerimizi belirler.
Depresyona Zemin Hazırlayan Temel Şemalar
Depresif duygulanım genellikle bazı temel şemaların aktif hale gelmesiyle beslenir:
Yetersizlik Şeması: “Ne yaparsam yapayım yeterli değilim.”
Terk Edilme Şeması: “Sevdiğim insanlar beni bir gün bırakır.”
Değersizlik Şeması: “Kendimde sevilmeye değer bir yön yok.”
Başarısızlık Şeması: “Zaten hep kaybederim.”
Cezalandırılma Şeması: “Hatalarımın bedelini ödemeliyim.”
Bu şemalar aktif hale geldiğinde kişi kendini sürekli eleştirir, suçluluk hisseder veya başkalarının sevgisini hak etmediğine inanır. Zamanla bu düşünce kalıpları, umutsuzluk, içe çekilme ve motivasyon kaybına dönüşür — yani depresyonun temel bileşenlerine.
Zihin ve Beden Arasındaki Sessiz Bağ
Psikogenetik açıdan bakıldığında, bu şemalar yalnızca zihinsel kalıplar değildir; bedenimizde de iz bırakırlar. Uzun süreli stres, bastırılmış öfke veya değersizlik duygusu, sinir sistemi ve hormon dengesi üzerinde etkiler yaratabilir. Böylece duygusal kalıplar zamanla biyolojik süreçlerle iç içe geçer. Depresyon, bir anlamda bedenimizin geçmiş deneyimlere verdiği sessiz bir yanıttır.
Şemalarla Çalışmak: İyileşmenin Yolu
Depresyonla mücadelede yalnızca semptomları hafifletmek değil, altta yatan şemaları fark etmek çok önemlidir.
Şema terapi bu noktada etkili bir yaklaşımdır. Terapide kişi, kendi iç sesini, çocuklukta edindiği inançları ve duygusal ihtiyaçlarını yeniden keşfeder.
Zamanla “yeterli değilim” gibi katı inançlar yerini daha esnek ve şefkatli iç konuşmalara bırakır.
Sonuç
Depresyon yalnızca bir duygu durumu değil; geçmişimizin ve öğrendiklerimizin bugünkü yansımalarından biridir.
Şemalarımızı fark etmek, geçmişin zincirlerini kırmanın ve duygusal olarak özgürleşmenin ilk adımıdır.
İyileşme, çoğu zaman kendimizi yeniden tanımakla başlar.