Dayanıklı Çocuklar mı Yetiştiriyoruz, Kırılgan Yetişkinler mi?


Dizdeki bir yara bir zamanlar çocukluğun onur madalyası sayılırdı. Bisikletten düşmek, bir oyunu kaybetmek ya da ödevi unutmak; sabrı, azmi ve yeniden denemeyi öğreten günlük derslerdi. Bugün ise birçok çocuk, engellerin ortadan kaldırıldığı, risklerin en aza indirildiği ve başarısızlığın can acıtmasına fırsat verilmeden hızla düzeltildiği bir koruma balonunun içinde büyüyor.
Niyet saf bir sevgiden kaynaklanır. Her ebeveyn, çocuğunu acıdan ya da hayal kırıklığından korumak ister. Ancak acı gerçek şudur: Onları her zorluktan korurken, aynı zamanda onlara çok önemli bir şeyi — dayanıklılığı — kazanmalarına engel olabiliriz.
Özen Aşırı Korumacılığa Dönüştüğünde
Son birkaç yılda ebeveynlik tarzları, uzmanların “helikopter ebeveynlik” veya “kar küreyici ebeveynlik” dediği yaklaşımlara doğru kaydı. Bu, çocukların etrafında sürekli dönmek ya da yollarına çıkabilecek her zorluğu ortadan kaldırmak anlamına geliyor. Amaç güvenlik ve başarı olsa da sonuç olarak gençler hayata atıldıklarında karşılaştıkları aksiliklerle başa çıkacak zihinsel donanıma sahip olmadan gerçek dünyaya adım atıyorlar.
Birinci sınıf bir üniversite öğrencisinin ilk kez düşük not aldığını hayal edin. Eğer daha önce hiç başarısızlık deneyimlememişse, o tek an bile yıkıcı bir darbe gibi gelebilir. Kaygı yavaşça artar, özgüven sarsılır ve yeniden denemek yerine geri çekilmeyi tercih edebilir. Bu bir zayıflık değil, küçük yenilgilerden sonra toparlanma pratiğinin eksikliğindendir.
Zorluklar Gerçek Öğretmenlerdir
Dayanıklılık bir kas gibidir; gerilim olmadan güçlenmez. Çocukluk, yetişkinliğe hazırlık alanıdır ve bu hazırlığın içinde hayal kırıklıkları, engellenmeler ve zaman zaman yaşanan üzüntüler de yer almalıdır. Bir futbol maçını kaybetmek, yenilgiyi olgunlukla karşılamayı öğretebilir. Sınıftaki bir zorbayla yüzleşmek, cesareti geliştirebilir. Zorlayıcı bir fen projesini tamamlamak ise problem çözme becerilerini güçlendirebilir. Her zorluk, uyum sağlama konusunda birer mini derstir ve bunu hiçbir ders kitabı veremez.
Araştırmalar, destekleyici bir yetişkinin rehberliğiyle orta düzeyde zorluklarla karşılaşan çocukların, her türlü güçlükten tamamen korunan çocuklara kıyasla daha güçlü başa çıkma becerileri geliştirdiğini tutarlı şekilde göstermektedir.
Duygular Zayıflık Değil, Güçtür
Dayanıklılık, katı ya da duygusuz olmak anlamına gelmez. Aksine, duygusal olarak güçlü insanlar duygularını kabul eder ve onlarla başa çıkmayı öğrenir. Ebeveynler, çocuklara duygularını ifade edebilecekleri kelimeler öğreterek bu konuda yardımcı olabilirler.
Güvenli Zorluklar İçin Doğru Dengeyi Bulmak
Amaç, çocukları yeteneklerinin ötesindeki durumlarla bunaltmak değildir. Dayanıklılık, genellikle konfor alanı ile panik alanı arasındaki “gerilme alanında” en iyi şekilde gelişir. Küçük ve yaşa uygun zorluklar harika sonuçlar verir. Çekingen çocuğunuza restoranda kendi siparişini vermesini sağlayın. Ergen çocuğunuza küçük bir bütçeden sorumluluk verin. Bir arkadaşlık sorununu çözmeye çalışmasını, siz müdahale etmeden önce teşvik edin. Her sınırlarını zorlayışlarında, yetişkinlikte ihtiyaç duyacakları içsel kaslarını güçlendirirler.
Sadece Çocuk Değil, Yetişkin de Yetiştirmek
Ebeveynlik, sadece mutlu çocuklar yetiştirmek değil; sürekli kurtarılmaya ihtiyaç duymadan gelişebilen geleceğin yetişkinlerini hazırlamaktır. Bu, onların başarısız olmalarına izin vermek ve sonrasında bundan ne öğrenebileceklerini onlara rehberlik ederek göstermek demektir. Aynı zamanda kendi hayatınızda dayanıklılığı örneklemek, mükemmellikten çok çaba ve azmi övmek, anında çözümler sunmak yerine problem çözmeyi teşvik etmek anlamına gelir. Çocukları hayattan korumak yerine hayata hazırlamaya odaklandığımızda, rüzgâr estiğinde dimdik durabilen bireyler yetiştiririz.
Kaynakça: https://www.psychreg.org/building-resilient-children-fragile-adults/
Türkçeye Çeviren: Fatih Özmez