Çocukları bilgisayar başına göndermek sorunu çözmüyor

Çocukları bilgisayar başına göndermek sorunu çözmüyor

Çocuklarının bilgisayar başında saatlerce oturması anne-babaların işine geliyor. Ama işin doğrusu hiç de öyle değil. Sanal âlem çocukları ve ergenleri yalnızlığa ve sorumsuzluğa itiyor. Çocuk ve ergen, ruhunu, ahlak yapısını, değerlerini, kişiliğini öldürüyor.

Berk, 5 yaşında hiperaktif bir çocuk. Sadece bilgisayarda şiddet içerikli oyunlar oynarken oturabiliyor. Bütün gün bilgisayarda adamları öldürmekle meşgul. 8 yaşında bilgisayarın başından kalkamayan Elif ise annesi kendisini çağırdığında hayalindeki odasını döşemekle meşgul olduğunu söylüyor. Okuldan bir hışımla eve gelen ergen kızımız Lale doğruca bilgisayarına koşarken, "Anne bir dakika! Çiftliğimi düzeltmem gerek, yoksa çiftliğim gelişmiyor." diyor aceleyle. Anne ise "Hangi hayvan? Hangi çiftlik?" diye soruyor. Gerçek hayatta hayvanlardan korkan Lale, sanal âlemde hayvanlarını beslemeden uyuyamıyor. 17 yaşındaki genç kızımız sevilmek istiyor ve ailesinde karşılayamadığı bu sevgi ihtiyacını dışarıda gidermeye çalışıyor. Babasından korktuğu için de çareyi sanal âlemde arıyor. Odasını kilitleyip kimliğini değiştirerek bulduğu sanal bir sevgili ile sabahlara kadar chatleşiyor. Fantezilerini gerçek gibi yaşarken sanal âlemde sevildiğini sanıyor.

Ne var bu sanal âlemde? Neden çocuklar bu kadar çok bu âlemin içindeler? Yeni nesil anne–babaların da işlerine geliyor bu sanal âlem sanki. Çocukla uğraşmak kolay mı? Kolay mı onlara laf anlatmak? "Yapma, dur!" demek, doğruyu, yanlışı, iyiyi, kötüyü anlatmak. Belki de çocuklarımızla konuşmak bizim için çok zor oldu, göz temaslarımız azaldı, iletişimimiz yok denecek kadar az. Anlık hazların bedeli ise dağılan zihinler ve kopan aile bağları oluyor. Çocuklarımız kendileri için neyin doğru, yanlış veya yararlı, zararlı olduğunu bilemedikleri ve hazzı erteleyemedikleri için bilgisayarın başından anne–babaları onları kaldırmadığı, 'çocuğumla nasıl iletişim kurabilirim?' sorusunu kendilerine sormadıkları sürece ne yazık ki kalkamayacaklar.

Duyarlı anne babalar nelere dikkat eder?

Eğer çocuğunuz bilgisayarın başında çok fazla zaman geçiriyor, sınır koymaya çalıştığınızda aşırı tepki verip öfkeleniyor ve hatta kriz geçiriyor, sosyal ve mesleki aktivitelere katılmıyorsa bağımlı olmuş demektir. Geç kalmadan klinik destek alınması gerekir. Duyarlı anne babalar;

1. Okul öncesinde TV ve bilgisayarı çocuk oyalansın diye oyuncak niyetine izlettirip kullanmasına izin vermez. Çocuğuna kitaplar veya zekâ geliştirici oyuncaklar alır. Çocuklarına kitap okur, oyun oynar...

2. İlkokuldaki çocukları bilgisayarın başında ne yapıyor merak edip, takip ve kontrol eder, oyunların mesajlarını yorumlar. Yararlı oyunları bilgisayara yükler. Hafta içi 1 saat, hafta sonu 2 saatten fazla oynamasına izin vermez.

3. Kendileri de zamanın çoğunu Facebook'ta, MSN'de geçirmez, zamanlarını israf etmez, çocuklarına örnek olmaya çalışır.

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Fazilet Seyidoğlu

Uzm. Psk. Fazilet SEYİDOĞLU, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini 1997 yılında onur derecesiyle tamamlayarak Psikolog unvanı almıştır. 1996-1997 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Bölümü’nde gönüllü olarak çalışmalarda bulunmuştur. Lisans eğitimi sonrasında okul öncesi eğitim kurumu psikoloğu ve yöneticisi, okul öncesi yayın danışmanı, ilköğretim ve lisede okul psikoloğu olarak pek çok farklı görev almış olan Uzm. Psk. Fazilet SEYİDOĞLU, mesleki çalışmalarına şu anda My Family'de çocuk ergen ve yetişkinlere yönelik bireysel ve grup psikoterapileri alanında devam etmektedir.  Uzm. Psk. Fazilet SEYİDOĞLU, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Davranış ve Uyum Bozuklukları, Özgül Öğrenme Güçlüğü, Asperger Sen ...

Etiketler
Çocuk psikolojik problemi
Uzm. Psk. Fazilet Seyidoğlu
Uzm. Psk. Fazilet Seyidoğlu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube