Çocuklarda sorumluluk alma

Çocuklarda sorumluluk almanın önemi

Çocuklarda sorumluluk alma

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK ALMA

Evebeynlerin hepsi ayakları yere sağlam basan, güçlü, ne yaptığını bilen, üretken kısacası özgüveni yüksek çocuklar yetiştirmek ister. Bu kazanımların çocuklarımıza aşılanabilmesi için onlara doğru zamanda doğru sorumluluklar vermeliyiz. Sorumlulukları taşıyabileceklerinden daha az veya fazla olan çocuklarda özgüven geç gelişir ya da hiç gelişemez.

Çocukta sorumluluk doğuştan getirilen değil, öğrenilen bir kavramdır. Çocukta sorumluluk duygusu, bebeklik ve çocukluk döneminden itibaren kazandırılmalıdır. Bu duygunun kazandırılmasında aile içi iletişim, aile içindeki çocuğa olan tavır, uygulanan disiplin anlayışının (kararlılık ve tutarlılık) rolü büyüktür. Sorumluluk bilinci, aşamalı olarak gelişen bir beceridir. Çocuklar sabah yataklarından kalktıklarında bir anda sorumluluk sahibi bireyler olmazlar. Kişisel özellikler belirleyici olsa da; sorumluluk duygusu genel olarak süreç içinde öğrenilen ve kazanılan bir beceridir. Hayat ile ilgili öğrenilen tüm diğer beceriler gibi, sorumluluk sahibi olmak için de pratik yapmak gerekir.

Sorumluluk, erken çocukluk dönemlerinden başlayarak çocuğun yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun olarak görevlerini yerine getirmesidir. İki buçuk yaşından başlayarak döke saça da olsa çocuğun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını toplamasını beklemek, kendi odasında kendi yatağında yatmasına ortam hazırlamak, yaşına göre sofra hazırlığı veya araba temizliği gibi konularda onun yardımını beklemek “sorumluluk” konusunda çocuğu cesaretlendirici ve destekleyici bir ortam sağlar. Çocuğun kendi kendisine yetmesine ve kendisini yönetmesine fırsat veren ortamlar yaratmak onun kendine olan güvenini de artıracaktır. Tam tersine koruyucu yaklaşım ise çocuğun kendi kendine yeten, bağımsız bir birey olmasını engelleyecektir.

Sorumluluk sahibi çocukların gösterdiği davranışlar

  • İşlerini kendi başına halleder.
  • Üstüne düşen görevleri kendi başına yapar.
  • Yaptığı hatalardan kendini sorumlu tutar ve başkalarını suçlamaz.
  • Hak etmediklerine sahip olmak istemezler.
  • Başkalarının haklarına, duygu ve düşüncelerine karşı saygılıdırlar.
  • Mutlu, uyumlu ve başarılıdırlar.

 

 

Sorumsuz çocukların gösterdiği davranışlar

  • Üzerine düşen görevlerin farkında olmadığı gibi, yerine getirmekte istemez.
  • Kendi işlerinin başkalarının tarafından yapılmasını bekler.
  • Başkalarını suçlarlar.
  • Kendi duygu ve düşüncelerinin arkasında durmazlar.
  • Başkalarının haklarına, duygu ve düşüncelerine saygı göstermezler.
  • Kendi görevlerini yerine getirmediği gibi başkalarına olan görevlerini de yerine getirmezler.
  • Uyumsuz, tembel ve bencil olurlar.

 

NEREDE HATA YAPIYORUZ?

 

Aile tarafından küçük yaşlardan itibaren, çocuğun yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verilirse, çocukta sorumluluk duygusu gelişir. Ailede bu duyguyu kazanmayan çocuğa ileri yıllarda bunu kazandırmak çok zor bir iştir. Bunun için ailenin, çocuğun bebeklikten itibaren gelişim özelliklerini çok iyi bilmesi ve bu doğrultuda çocuğa yapabileceği işlerle ilgili sorumluluk vermelidir.

Ancak özellikle modern çekirdek ailelerde çocuklar sorumluluklarıyla çok geç yaşta karşılaşmaktalar. Çoğu zaman dört beş yaşına gelmiş olan çocuğa hala annesinin yemek yedirdiğini (bazen 7-8 yaşlarında çocuklara bile), ayakkabısını annesinin giydirdiğini görmemiz mümkündür. Örneğin; Dört yaşında bir çocuk çorbasını çok rahat kendi içebilir. Ama dökme ihtimali vardır. Bununla beraber çocuklar genellikle annelerinin sabrını taşıracak kadar yavaş yerler. Çocuğun etrafı kirletmesini istemeyen ve bir an önce yemek faslını bitirmesini ve sofrayı toplamayı düşünen anne çocuğa yemeğini yedirdiğinde bilinçaltına verdiği mesaj: "Ben yemeğimi kendim yiyemem, annem yedirir. Yemeği yiyecek beceriye sahip değilim"dir. Tabağındaki iki tane köfteyi yedikten sonra "ben doydum" diyen çocuğa; "hayır olmaz, tabağındaki diğer köfteyi de yiyeceksin" dediğinizde çocuğun bilinçaltına verilen mesaj: "Ben doyduğuma karar verecek güçte değilim, doyup doymadığıma annem karar verir" şeklinde olur. Aileler çocuğun yiyeceği fazladan iki köfteden alacağı proteinin çocuğun özgüven geliştirmesinden daha önemli olduğunu düşündükleri için çocuğu biraz daha yemesi için zorlamaya devam ederler. Böylece çocuk acıkmasının ve doymasın sorumluluğunu bile almadan büyümeye başlar. Ayrıca biz ebeveynlerin yaptığı diğer bir hatada; yapamaz endişesi taşıdığımızdan ya da bazen etrafın kirlenmesi ya da eşyaların kirlenmesi gibi basit nedenlerden dolayı çocuklarımızın güven kazanmasına ve sorumluluk almalarına engel oluruz.

            KARARLI OLMALIYIZ!

Çocuklarımıza sorumluluk duygusunu aşılarken en önemlisi kararlı ve tutarlı olmaktır.

“Oğlum iki yaşındayken süt içtiği bardağını götürüp bulaşık makinesine koymasını söylüyordum. Ya da bir yere giderken yanına bir oyuncak almak isterse bunu kendisinin taşımak zorunda olduğunu. Bir keresinde yanına çok fazla oyuncak aldı ve taşımak istemedi, oyuncakları bana vermek istedi. "Ben sana oyuncakları taşıyacaksan al demiştim." diyerek oyuncakları taşımayı reddettim. Arabamıza doğru yürüyorduk ama oğlum ısrarla oyuncakları elimden almamı istiyordu. Çevrede dikkatini çeken başka şeyler vardı ama o oyuncakları taşımak zorundaydı. Bir süre sonra ağlamaya bağırmaya başladı. "Onları taşıman gerekiyor, çünkü onlar senin oyuncakların, bir daha ki sefere yanına taşıyabileceğin kadar oyuncak al" dedim. Kararlı olduğumu görünce arabaya kadar oyuncaklarını taşıdı. O günden sonra yanına taşıyabileceği kadar oyuncak alıyor ya da almadan çıkıyor”.

Sonuç olarak çocuk zarar görmeden basitçe yaptığı davranışın, aldığı kararın bedelini ödemeyi öğreniyordu.

 

ÇOCUKLARIMIZA SORUMLULUK DUYGUSU NASIL KAZANDIRILIR?

Bireysel farklılıklar söz konusu olsa da sorumluluk kazandırmaya yönelik süreçte bazı “temel ve değişmez” öğeler bulunmaktadır. Bunlar; Bilgilendirme, Takip, Geri bildirim ve Hatırlatmadır. İlk harfleri kısaltılarak BTGH olarak kodlanabilecek olan bu süreç ebeveynlerin çocuklarına sorumluluk kazandırmalarında izleyebilecekleri sıralı işlemleri gerektirmektedir.

  • Bilgilendirme: Çocuğun davranışında istenen değişimin gerçekleşebilmesi için önce bu değişim hakkında bilgilendirilmesi gerekir. Çocuğun bu değişimi bir gereksinim olarak görebilmesi için nedenleri hakkında bilgi vermek önemlidir. Kuralların neden konduğu ve sorumluluğun önemi anlatılmalıdır. Çocuklar niçin bazı işleri yapmak zorunda olduklarını anlar ve bilirlerse, ailesine yardım etmeyi ve bağımsız davranmayı benimserler.
  • Takip: Bilgilendirmeden sonra, çocuğun söz konusu davranışı gösterebilmesi için bir süre tanınması gerekir, Bu süre içerisinde yapılan takip sonucunda sorumlu davranışın ortaya çıkıp çıkmadığına, ne sürede ortaya çıktığına, hangi zamanlarda davranışın yapıldığına ve yapılmadığına dikkat edilmelidir.
  • Geribildirim: Belli bir süre sonra istendik davranışın uygulanışı hakkında çocuğu bilgilendirmek gerekir. Eğer istenen sorumlu davranışın sayısında artış varsa, çocuğun motive edilmesi; eğer beklenen sorumlu davranışın ortaya çıkmasında sıkıntılar varsa, bu sıkıntılar ve olası nedenlerinin çocukla paylaşılması gerekir.
  •  Hatırlatma: İstenen davranış eğer gerçekleşmiyorsa yeniden hatırlatma sürecine gidilmelidir. Yeniden bilgilendirmeyle başlayan bu süreç davranış oturana kadar devam etmelidir.

BTGH yaklaşımı ile sorumluluk kazandırma sürecinin ebeveynler tarafından uygulanması, çocuğun sürekliliği olan sorumlu davranışlar göstermesinde önemli rol oynayacaktır.

DUYDUĞUMU UNUTURUM, GÖRDÜĞÜMÜ HATIRLARIM,

YAPTIĞIMI ANLARIM!

SORUMLULUK VERİRKEN

Sizin istediğiniz gibi yapmasını beklemeyin. Çocuğunuza verdiğiniz iş mükemmel bir şekilde yapılmamış olabilir. Unutmayın; buradaki amaç, çocuğunuzun bir işe başlama ve o işi bitirme becerisini kazanmasıdır. İyi (ya da tam olarak sizin istediğiniz gibi) yapılmamış bile olsa; denediği için kendisi ile gurur duymasını öğretin.

Kendisi ile ilgili görevlerde “Aitlik Hissi” kazandırın. Kendi oyuncakları, kendi giysileri, kendi masası, kendi yemek tabağı… Çocuğunuz kendisine ait olan şeylerin sorumluluğunu alma konusunda daha istekli olacaktır.

İşi oyun haline getirin. Motivasyon, başarı için birincil koşuldur. Çocuğunuzun kendisi ve ev ile ilgili sorumlulukları yerine getirmesini sağlamak için yaratıcılığınızı kullanın; Örneğin bir günü müzik eşliğinde ev temizleme partisine ayırın ya da "Bakalım yerdeki oyuncakları kim daha hızlı toplayacak?" yarışması düzenleyin.

Model Olun. En önemli nokta ise; anne babanın çocuğa model olmasıdır. Eğer anne baba günlük hayat ile ilgili kendi sorumluluklarını aksatırsa ya da bin bir zorlukla isteksizce yaparsa, çocuklar da kendi sorumluluklarıyla ilgili olumsuz duygular yaşayacaklardır. -Çocuğunuza öğretmek istediğiniz davranış ne olursa olsun mümkün olan en basit basamaktan başlayın. Bir yetişkin bile dağınık bir odaya girdiğinde, nereden başlayacağını bilemeyip umutsuzluğa düşebilir. Eğer çocuğunuzun odasını toplamasını istiyorsanız, öncellikle işleri basamaklandırın. Birinci basamak: oyuncakları kutularına yerleştirmek, ikinci basamak: kirli ve temiz çamaşırları ayırmak, kirlileri kirli sepetine, temizleri ait oldukları yerlere yerleştirmek… vs.

Rutininiz olsun. Eğer bir rutinleri olursa, üzerlerine düşen görevleri daha iyi öğrenirler. Mesela "Banyoya girmeden kıyafetler kirli sepetine atılacak." "Okuldan gelince montlar ve çantalar yere fırlatılmayacak, dolaba konulacak." gibi…

Sizin de sorumluluklarınız olduğunu çocuğunuza anlatın. Ev içinde üstlenilecek görevleri kesin ve net bir şekilde ifade edin; yoksa çocuğunuz her şeyi kendisi yapıyormuş gibi düşünüp şikâyet edebilir. Ayrıca kardeşler arasında sorumluluk dağılımında adil olmaya çalışın.

Tehdit etmeyin. Çocuğunuza sorumluluklarını yerine getirmediği zaman ne gibi ceza veya yaptırımlarla karşılaşabileceğini söylemek yerine, işini bitirdiğinde onu manevi yönden destekleyerek (aferin, çok güzel oldu, teşekkür ederim gibi) güven duygusunun ve sorumluluk bilincinin gelişmesini sağlayın. Örneğin: "-Oyuncaklarını toplamazsan, parka gidemezsin." ifadesi sorumluluk öğretmede işe yaramaz bu tutum daha çok çocuğunuzla aranızda bir güç savaşına yol açar. Üstelik çocuk oyuncaklarını toplamayıp, parka gitmemeyi de tercih edebilir.

YAŞ SINIRLARINA GÖRE ÖRNEKLER:

6 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

  • Tek başına giyinip soyunmak,
  • Sofranın hazırlanmasına ve toplanmasına yardım etmek,
  • Yanlışlıkla döktüklerini toplamak,
  • Evin toplanmasına yardım etmek,
  • Kendi ayakkabılarını bağlamak,
  • Kendi ayakkabılarının temizliğini yapmak

 

7 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

  • Çantasını hazırlamak,
  • Ödevlerini yapmak
  • Kitaplarını korumak,
  • Televizyon izleme saatine uymak,
  • Harçlığını bağımsızca kullanmak,
  • Hava durumuna, gidilecek yere uygun giyeceklerini seçmek

 8 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

  • Hatırlatmadan öz bakımını yapmak,
  • Yardım almadan banyo yapmak,
  • Yardım almadan kurulanmak,
  • Odasını, dolabını, yatağını ve çalışma masasını düzenli tutmak,
  • Okuldan gelen mesajları anne babasına iletmek,
  • Dersleriyle ilgili sorumlulukları almak, kimseye bir söylemeden derslerini düzenli şekilde yapmak

9 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

    • İlgilerini belirleyip zamanını planlamak ve günlük programlar yapabilmek,
    • Ev dışı yakın yerlere gidip gelmek,
    • Evdeki bazı tamir işlerine yardımcı olmak,
    • Kendinden küçük kardeşinin beslenmesine yardımcı olmak,
    • Arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmak,

10 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

    • Kendi yatak çarşaflarını değiştirmek,
    • Listedeki malzemeleri marketten almak,
    • Kendi randevularını takip etmek (diş hekimi, spor antrenmanı veya dil kursu)
    • Okumak istediği kitapları almak,
    • Basit yaralanmalarla başa çıkmak,
    • Arkadaşlarını evde ağırlamak,
    • Doğum günleri ve özel günleri planlamak ve kutlamak,
    • Kimse söylemeden belli görevleri yerine getirmek,

11-17 Yaşında Bir Çocuğun Alabileceği Sorumluluklar:

  • Kendi hakkını savunmak,
  • Başkalarının hakkına saygı duymak,
  • Başkalarının eşyalarına saygı göstermek,
  • Çamaşır, bulaşık makinesi vb çalıştırmak.
  • Eve dönüş saatlerine uymak,
  • Anne babası meşgul olduğunda kardeşiyle ilgilenmek,
  • Evde tek başına kalmak,
  • Kendi başına ulaşım araçlarına binmek,
  • Toplu yerlerde gerektiği gibi davranmak,
  • Bağımsız olarak kendi ödev programını yürütmek,
  • Para biriktirip uzun vadede almak istediklerini planlamak

 

Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve Herkes, 

Birisi’nin bu işi yapacağından emindi. Gerçi Herhangi Biri’de yapabilirdi, ama Hiç kimse yapmadı. 

Birisi buna çok kızdı, çünkü iş Herkes’in işiydi. Herkes, Herhangi Biri’nin bu işi yapabileceğini düşünüyordu ama Hiç kimse Herkes’in yapamayacağının farkında değildi.

Sonunda Herhangi Biri’nin yapabileceği bir işi Hiç kimse yapmadığı için Herkes, Birisi’ni suçladı...

                                                                                                         

                                                                                                              Saygılaraımla,

                                                                                                           Psk. Ebru ÖZTRAK GÜNGÖR

 

Bu makale 25 Mayıs 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Ebru Öztrak Güngör

Psikolog Aile Danışmanı Ebru ÖZTRAK GÜNGÖR Atılım Üniversitesinden yüksek onur bursuyla mezun olup, Hacettepe Üniversitesinde yüksek lisans yapmaktadır. Düzakın Psikoterapi ve Atılım Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Aile Danışmanlığı Programından mezun olmuştur. Ayrıca BDT (Bilişsel Davranışçı Terapi), TAT(Tematik Algılama Testi), kısa süreli çözüm odaklı terapi ve nöropsikolojik testlerin eğitimini almıştır. Öğrencilik yıllarında Prof. Kürşad Demirutku’nun öğrenci asistanlığını yapan Ebru ÖZTRAK GÜNGÖR stajını GATA hastanesinde tamamlamıştır. Ergen, yetişkin, evlilik ve çift alanında çalışma sağlamaktadır. Sınav kaygısı, gelecek kaygısı, aile içi çatışmalar, depresyon, anksiyete, panik bozuklukı, doğum sonrası depresyon, aldatma terapisi, özgüven probemleri, öfke kontrol sorunları, aşırı düşünme, takıntılı düşünme, kıskançlık gibi ...

Etiketler
ÇOCUKLARDA SORUMLULUK ALMA
Psk. Ebru Öztrak Güngör
Psk. Ebru Öztrak Güngör
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube