Öncelikle kreş ortamı ve hastalanma sıklığı konusundan başlayalım… Modern hayatta mikroplardan olabildiğince uzak büyüyen çocuklarımız bir anda kreşte bir araya gelince mikrop alışverişi ve sık hastalanma kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle ilk yıl 12-16 hastalık normal kabul edilmektedir. Bu durumun ve sonraki yıllarda oluşabilecek alerji-astım gibi hastalıkların önlenmesi için yapılması gereken de aslında bebeklerimizi daha az hijyenik büyütmektir... Ateş, burun akıntısı, öksürük olan çocukları bu şikayetleri düzelene kadar kreşe göndermemek veya maske takmalarını sağlamak, iyi bir havalandırma sistemi ve kapalı alanda geçirilen zamanı azaltmak enfeksiyon sıklığını azaltabilir. Bol meyve sebze ve balık tüketimi de bağışıklığı destekleyecektir.
Bademcikler ve geniz eti, ağız ve burun boşluklarının savunmasında görev alan ve her kişide bulunan bağışıklık dokularıdır. 3-6 yaş arasında görece göre en büyük ebatta olan bu yapılar sonrasında giderek küçülürler. Görevleri sağlığımızı korumak olsa da bazı durumlarda sorun oluşturmaya başlayabilirler. Bu sorunları 2 temel gruba ayırabiliriz; tıkanmaya sebep olan büyümeler ve sık/düzelmeyen bakteriyel enfeksiyonlar.
Fazla büyük bademcikler ve geniz eti, solunuma, uyku kalitesine, yutmaya, yüz şekline olumsuz etki gösterebilir. Uykudaki şikayetler horlama, ağız açık uyuma, sık uyanma, çiş kaçırma ve hatta nefes kesilmeleri şeklinde olabilir. Ayrıca kalitesiz uyku nedeniyle sinirlilik, okul başarısında düşüklük ve kilo almada yavaşlama da görülebilir. Altta yatabilecek sinüzit, alerji ya da reflü gibi tedavi edilebilir bir durum varsa tedavi edildikten sonra 3 aylık bir takipte sorun düzelmiyorsa, büyük bademcik ve/veya geniz etinin alınması veya yeterince küçültülmesi çocukluk çağı tıkayıcı uyku apnesi hastalığını %90 düzeltebilmektedir. Güncel rehberler tarafından faydası olmadığı ve yan etkileri görülebildiği için antihistaminiklerin, burun açıcı spreylerin, balgam söktürücülerin vb kullanılmaması önerilse de maalesef eski tedavi yaklaşımlarında ısrar edildiğine ve zaman kaybedildiğine sıklıkla şahit olmaktayım…
Tekrarlayan bademcik/geniz eti iltihapları ilaç yan etkilerinden ve hastalığın olumsuz sonuçlarından korunmak için ameliyat gerektirebilmektedir. Ancak burada söz konusu olan, gerçekte üst solunum yolu hastalıklarının %10 kadarından sorumlu olan “bakteriyel” hastalıklardır. Ülkemizdeki gereksiz antibiyotik kullanımı nedeniyle ne yazık ki bir enfeksiyon için antibiyotik verilmiş olması da artık benim karar verme sürecimde bir unsur değildir. Bu nedenle gereksiz veya yanlış ameliyat kararı almamak için, hastalarımı belli bir süre takipte tutmuş olmayı ve enfeksiyon durumunda kendim görüp tedavi etmeyi önemsiyorum. Böylece hastalarım için en doğru kararları verebiliyorum.
Rehberlerde belirtilen sürelerde belirli sıklıklardan fazla sinüzit, orta kulak bakteriyel enfeksiyonu, bademcik iltihabı görüldüğü durumlarda bademcik ve/veya geniz eti cerrahisi yapılması önerilmektedir. Ayrıca bademcik iltihabı nedeniyle ateşli havale geçiren, PFAPA sendromu olan, bademcik çevresine yayılan abseler yaşamış veya çoklu antibiyotik alerjileri olan çocuklarda da bademcik cerrahisi kararını öne çekmek önerilmektedir.
Bademcik ve geniz eti ameliyatları genellikle 3-6 yaşları arasında uygulansa da daha önce veya sonrasında da uygulanabilmektedir. Enfeksiyon nedeniyle yapılan bademcik cerrahilerinde bademciğin tamamen çıkarılması önerilmektedir. Bademcik boyutu nedeniyle yapılan cerrahilerde ise bademciğin küçültüldüğü ama tamamen çıkarılmadığı teknikler -ağrının daha az olması için- tercih edilebilmektedir. Geniz eti cerrahilerinde ise organ bir kapsülle sarılı olmadığı için tamamına yakını çıkarılmaktadır.
Bademcik ve/veya geniz eti cerrahisi sonrasında sert, sıcak ve asitli gıdalardan bir süre kaçınmak, sıvı alımına dikkat etmek ve ağrı kesici kullanmak gereklidir. İyileşme çocuklarda genellikle daha kısa sürede(2 hafta) olsa da erişkinlerde 3 hafta sürebilmektedir. İyileşme sırasında boğaz ve kulak ağrısı, yemek-su alım güçlüğü, kilo kaybı, ateş görülebilse de ilaç tedavileri ile kontrol altına alınabilmektedir. Hastalar genellikle ameliyat sonrası evlerine yollanabilse de bazı riskli durumlarda hastanede yatış gerekebilmektedir. İyileşme döneminde kanama riski %1-3 arasında olduğu için hastaların 3 hafta boyunca gerektiğinde doktora başvurabilecek olmaları ve kontrollerine gelmeleri önem taşımaktadır.
Bademcik ve geniz eti hastalıklarının tedavisinin bilimsel kanıtlara dayanılarak hazırlanan güncel rehberlere göre yapılabilmesi için tercihen aynı KBB doktorunun düzenli takibinin son derece gerekli olduğunu düşünmekteyim. Ameliyat gerektiren hastalarımda ise doğru ameliyat ile hayat kalitesinde yüz güldürücü artışlar elde edebilmek ise bir doktor beni en tatmin eden durumlardandır.