Çocuklarda öfke nöbeti

Çocuklarda öfke nöbeti

Öfke nöbeti, engellenme ya da haksızlığa uğrama düşüncesi neticesinde ortaya çıkan güçlü ve olağanüstü kızgınlık tepkisidir. Genellikle tepinme, bağırma, ağlama ve zarar verme davranışlarıyla karakterize olur. Bu tür kızgınlık durumu her yaşta görülebilir. Ama gelişimsel tabloya bakıldığında 1,5 ila 3 yaş arası en şiddetli şekilde ortaya çıkar, 6 yaşa kadar görülmesi muhtemeldir. 6 yaştan sonra öfke nöbetlerinin giderek azalması beklenir. 

Öfke nöbetleri birçok sebepten dolayı oluşabilir. Çocuğun yaşı ve sosyal çevresi öfke nöbetlerinin ortaya çıkma sıklığı, süresi ve şiddetinde etkendir. Örneğin 2 yaşındaki her 5 çocuktan biri günde ortalama 2 kere öfke nöbeti geçirir. Öfke nöbetlere bu yaşlarda anne babalar tarafından doğru müdahalede bulunulursa çocuk büyüdükçe sıklığı ve şiddeti azalır. 4-5 yaşlarına geldiğinde çocukların duygularını kontrol etmeyi ve doğru duygu ifadelerini öğrenmesi beklenir. Bu sebeple öfkelense bile duygularını öfke nöbeti şeklinde ifade etmeye gerek duymayacaktır. 

1,5-3 yaş döneminde çocuklar dünyayı keşfetmeye başlar. Özgürlüklerini kazanıp, deneyimleri sayesinde dünyayı anlarlar. Her yeri kurcalamak ister, nesnelerin ne işe yaradığını kontrol eder, neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendi deneyimleriyle bulurlar. Bu dönemde ortaya çıkan engellenmeler çocuklarda öfke nöbetini artırır. Her şeyin kısıtlanması, engellenmesi, sürekli “yapma”, “hayır” denmesi çocuğun hem özgüvenini zedeler hem de öfke duygusunu artırır. Bu dönemi sağlıklı şekilde atlatamayan çocuk 3 yaş sonrasında da öfke krizleri yaşamaya devam eder. Yaş büyüdükçe hem anne babalar çocuklarını kontrol etmekte zorlanır hem de çocukta otokontrol mekanizmaları gelişmez. Bu sebeple bu yaşlarda ebeveyn tutumları çok önemlidir. 

Çok fazla komut vermek, her şeye kural koymak, eleştirmek, etiketlemek, çocukla inatlaşmak, öfkeye öfkeyle karşılık vermek öfke nöbetlerini pekiştirir. Sakin ve mantıklı kalmak, çocuğun içinde bulunduğu durumu ve duygularını anlayabilmek, gelişim dönemlerinin getirdiği bir takım davranış örüntülerini iyi bilip çocuğun doğru yolu bulmasına destek olmak, her zaman anlayışlı ve şefkatli kalabilmek gerekir. Burada anlayıştan kasıt gerçekten çocuğu anlamaktır, tüm ipleri onun eline vermek değil. Çocuk olumsuz duygular içindeyken ebeveyninin güvenini ve desteğini hissetmesi, kendini nasıl kontrol edebildiğini gözlemlemesi sakinleşmesini kolaylaştırır. Ebeveynler bu konuda kendilerini yetersiz hissediyorsa, en kısa zamanda mutlaka bir uzmana başvurmalıdır. 

Bu makale 24 Ekim 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Feride Nur Göçen

Uzm. Psk. Feride Nur Göçen, 1992 yılında İzmir'de doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimlerinin ardından 2011 yılında Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünü başarıyla tamamlayarak psikolog unvanını almıştır. İhtisasını ise, 2018 yılında Ege Üniversites'inde başarıyla tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Deneyimsel Oyun Terapisi; Prof. Dr. Byron Norton (2018), Çocuk Ve Ergenlerde Bilişsel Davranışçı Terapi; Yrd. Doç. Dr. Nevin Dölek (2018), WISC-4 Çocuklar İçin Zeka Ölçeği; Esmahan Orçın- Türk Psikologlar Derneği (2019), EADD Derneği Onaylı Cinsel Terapi Teori ve Uygulama Eğitimi; Prof. Dr. Cebrail Kısa (2017), Çocuk Koruma Vakalarında Değerlendirme, Analiz ve Müdahale; Prof. Dr. Sezen Zeytinoğlu (2018) gibi birçok eğitimlere katılım sağlamıştır. Uzm. Psk. Feride Nur Göçen, mesleki çalışmalarına Alsancak’ta kurucusu olduğu Vega Psikolojik ...

Etiketler
Çocuk psikolojisi
Uzm. Psk. Feride Nur Göçen
Uzm. Psk. Feride Nur Göçen
İzmir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube