Çoçuk ve inat

Çoçuk ve inat

İNATÇI ÇOCUKLA BAŞA ÇIKMA

Çocukların davranışları yönünden dengeli yetişmeleri, sağlıklı ve başarılı bir toplumun temelini oluşturmaktadır. Büyümekte ve gelişmekte olan bir çocuk bir yandan çevresine uyum sağlamak için devamlı çaba harcarken bir yandan da gelişmenin ve uyum sağlamanın getirdiği yeni sorunlarla karşılaşmaktadır. Öfke, saldırganlık, inatçılık, gibi davranışlara çocukların okul ve ev hayatında sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu davranışlar her yaş ve gelişme basamağında yeni gelişme ve değişimlere bağlı olarak kısa süreli, gelip geçici olabilir

İnatçı çocuk, saldırganlığını pasif direniş yoluyla açığa vuran çocuktur. Bu çocuklar açıktan saldırgan değildir. Başkaldırmaz ama söz de dinlemez. Anne-babasının buyruğunu duymaz gibi davranır ya da birkaç kez söylemeden, bağırılmadan duymaz. Duyduktan sonra da "ya bana ne" diye omuz silker ya da "tamam" der ama yine bildiğini okur.

İnatın nedenleri arasında biyolojik faktörler olabileceği gibi ailesel faktörler de etkilidir. Biyolojik olarak her çocuk belli bir davranışa eğimli kılınmıştır. Ailesel faktörler de de daha çok anne ve babanın çocuğa yaklaşımları, tutumları çocuğun inatçı bir kişilik geliştirmesinde etkilidir. Çocuk ve aile çift yönlü bir etkileşim sürecindedir; çocuk anne babayı modelleyebildiği gibi; anne ya da babamın herhangi bir tutumu çocuğun kişilik gelişimde etkilidir.

YAŞLARA GÖRE İNAT

 İnat davranışı çocuğun duygusal gelişiminin bir sonucudur ve özellikle 3-6 yaş arasında bu davranışla sıkça karşılaşılır. İnatçılık bir davranış sorunu değil, çocukların özellikle stresli ve kaygılı durumlar karşısında öğrendikleri hatalı bir davranıştır ve 3-6 yaş aralığında inatçılık yaygındır. Çocuk ‘BEN’ duygusunu ve ‘ÖZGÜR OLMA’ isteğini çevresine özellikle ebeveynlerine ifade etme çabasındadır ancak kendisini doğru ifade etmeyi henüz bilmediği için, inatçı bir tutum sergileyebilir.

Çocuk 2,5 yaş döneminde hızlı bir gelişim gösterir (kas-kemik-sinir sistemi) ve bu gelişime uyum sağlamakta zorlanabilir. Bu nedenle her şeye ‘HAYIR’ diyen kararsız, dengesiz bir kişilik sergiler. Fiziksel bağımsızlığın yanında psikolojik olarak da bağımsız olma çabasındadır; farklı kutuplar arasında gelip gitmesinin, kararsızlığının, negatifliğinin sebebi bir yandan bağımsız olmak isterken, diğer yandan da ailesine ihtiyaç duyduğunun farkında olmasıdır.

4 yaş döneminde kendi başına buyruk, istediği gibi hareket eden, durmadan soru soran ve cevabı için sabretmeyen çocuğun inat davranışı 2,5 yaşa oranla azalmıştır.

6 yaş döneminde, olumsuz davranışlarıyla 2,5 yaş dönemindeki çocuk (5 yaşın uyumlu ve uzlaşmacı özelliklerinden sonra) geri gelmiş gibidir.

İnat davranışındaki son kritik dönem ‘ergenliğe geçiş’ dönemidir.

NELER YAPILABİLİR?

Çocuk inatçı davrandığında neden bu şekilde davrandığı sorulabilir yani yaptığı davranışın farkında mı olduğunu anlamak ve ona sorununun sorumluluğunu aldırmak için etkili bir yöntemdir. Kurallara uymasını kolaylaştırmak adına “Hayır” demek yerine alternatifler sunulabilir.

Kurallar ve istekler açıklanmalıdır. Kuralların nedenini bilmek uyulmasını kolaylaştırır. Çocuklar çok küçük yaşlarda bile her kuralın bir nedeni olduğunu anlayabilirler ancak açıklamalar basit ve kısa tutulmalıdır. Sorumluluk alması yönünde teşvik edilmelidir. Kendisini rahat ifade edebileceği ortam sağlanmalıdır.

Çocuk bağırıp çağırdığında ya da ağlama nöbetleri geçirdiğinde istedikleri yapılmamalıdır.

Anne baba arasında çocuğa karşı kararsız tutum yerine ortak tutumda yaklaşılmalıdır.

İnadının fazla önemsendiğini görmesi, çocuğun bunu kullanmasına neden olabilir. Tansiyon çok yükseldiğinde ‘Sakinleşene kadar bekleyeceğim, bu konuyu sakinleştikten sonra konuşabiliriz’ denilebilir.

Kalabalık bir ortamda inatlaştığında, herkesin duruma baktığı düşünülerek, geri adım atılmamalıdır. Bulunulan ortamdan uzaklaşılabilir. (Sakinleşene kadar arabada beklemek gibi).

Çocuğa "inatçı" kelimesi kullanılırsa bu rolü kabul edip, benimseyebilir

Çocuğa sevildiği mesajı sözel ve fiziksel olarak hissettirilmeli, ebeveynlerin davranışları bunu destekler şekilde olmalıdır.

Ebeveynler, çocuğun inatçılığına karşı inatla bir tutum sergilerse, çocuk bunun olağan olduğunu öğrenip, kişilik özelliği olarak benimseyebilir.

Çocuğun davranışlarına müdahale edilip, eleştirilmemeli; olumlu davranışları ön plana çıkarılmalıdır.

KAYNAKÇA:
1."Çocuk Ruh Sağlığı", Atalay Yörükoğlu
2."Çocuk ve Ergen Gelişimi",Mary J.Gander,Harry W.Gardiner
3.On Yaş Çocuklarında Davranış Bozuklukları ile Benlik Kavramının Gelişimi Arasındaki İlişki, Gülen Baran - Yüksek Lisans Tezi
 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog  Müge Ertürk Berber

Etiketler
Çocuğun davranışlarına müdahale edilmeli mi
Klinik Psikolog  Müge Ertürk Berber
Klinik Psikolog Müge Ertürk Berber
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube