Asansör fobisi tedavi edilmeli midir?

Uzm. Kl. Psk. Ömürcan Bozkuş
Uzm. Kl. Psk. Ömürcan Bozkuş
20 Haziran 202510 görüntülenme
Randevu Al
Zamanın ruhu hızla akarken, modern yaşamın vazgeçilmez parçalarından biri haline gelen asansörler, kimi insanlar için yalnızca bir ulaşım aracı değil; yoğun bir korkunun, endişenin ve kaçınmanın da simgesidir. Asansör fobisi, bir başka deyişle asansörofobi, hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyebilen ancak çoğu zaman küçümsenen psikolojik bir durumdur. Klinik Psikolog Ömürcan Bozkuş asansör fobisi olan danışanlarına bilişsel davranışçı terapi uygulamaktadır. Peki, bu fobi mutlaka tedavi edilmeli midir?
Asansör fobisi tedavi edilmeli midir?

Fobi Nedir ve Ne Zaman Müdahale Gerektirir?

Fobi, bir nesneye, duruma ya da canlıya karşı duyulan irrasyonel ve yoğun korkudur. Asansör fobisi olan bireyler, çoğu zaman dar alan korkusu (klostrofobi) ile iç içe bir deneyim yaşarlar. Korku, yalnızca asansöre binme anında değil, binme ihtimali düşünülünce dahi ortaya çıkabilir. Bu durum, kişinin iş yaşamını, sosyal ilişkilerini, hatta sağlık hizmetlerine erişimini bile olumsuz etkileyebilir.

Bir insanın yaşadığı korku, onun yaşamını kısıtlamaya başladıysa, bu artık "bireysel farklılık" ya da "küçük bir sorun" olmaktan çıkmış, müdahale edilmesi gereken psikolojik bir zorluk halini almıştır. Asansör fobisi de bu noktada ele alınmalıdır.

 

Gizli Kaçınmalar ve Hayat Kalitesi Üzerine Etkileri

Asansör fobisi, çoğu zaman yalnızca bir bina içinde birkaç katı merdivenle çıkma meselesi gibi görünür. Ancak bu basit davranış, derin bir kaçınma örüntüsünün işareti olabilir. İnsan, korkusunu çevresine açıklamaktan çekinebilir, durumu "ben spor olsun diye merdivenle çıkıyorum" gibi bahanelerle kamufle edebilir. Fakat bu durum uzun vadede psikolojik yük halini alır.

Araştırmalar, fobilerin genellikle kaçınma davranışlarıyla beslendiğini ve bu davranışların devam ettikçe korkunun da kalıcılığını artırdığını göstermektedir (American Psychiatric Association, 2022). Yani kişi, her asansörden kaçtıkça fobisinin köklerini biraz daha derinleştirir.

Tedavi Mümkün mü, Etkili mi?

İyi haber şu ki, asansör fobisi tedavi edilebilir bir rahatsızlıktır. En sık başvurulan ve etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış yöntem bilişsel davranışçı terapi (BDT)'dir. Klinik Psikolog Ömürcan Bozkuş asansör fobisi olan danışanlarına bilişsel davranışçı terapi uygulamaktadır. Bu yöntemde bireyin korkuya neden olan düşünce kalıpları ele alınır, yeniden yapılandırılır ve korkulan durumla adım adım yüzleşmesi sağlanır.

Örneğin danışan, önce asansörle ilgili bir fotoğrafa bakmakla başlayabilir. Sonrasında binanın giriş katında kapısı açık bir asansöre yaklaşır, içeride birkaç saniye kalır, zamanla katlar çıkar... Her bir adımda bedenin verdiği tepki analiz edilir ve duygu regülasyonu öğretilir. Bu süreçte birey, aslında korktuğu şeyin kendisinden değil; onunla ilgili zihinsel senaryolardan kaynaklandığını fark eder.

Bazı vakalarda EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) veya sanal gerçeklik terapileri de kullanılmaktadır. Teknolojiyle iç içe terapiler sayesinde kişi, kontrollü bir ortamda korkusunu deneyimleyerek travmatik yükünü boşaltma fırsatı bulabilir (Shiban et al., 2021).

Fobinin Arkasında Yatan Hikâyeler

Asansör fobisi bazen bir çocukluk anısına, bazen unutulmuş bir travmaya dayanabilir. Küçük yaşta karanlık bir asansörde mahsur kalmak, bir yetişkinden korku dolu hikâyeler dinlemek ya da panik atak yaşarken asansörde olmak... Beyin bu deneyimi tehdit olarak kodlar ve onu tekrar yaşamamak için kaçınmayı öğrenir.

Ancak psikolojik süreçler "zihin seni koruyor" adı altında çoğu zaman abartılı önlemler alır. İşte terapi, zihnin bu savunmalarını anlamaya, dengelemeye ve dönüştürmeye olanak tanır.

Tedavi Edilmeyen Fobinin Bedeli

"Zaten merdiven var, niye asansöre binmek zorunda olayım?" diyerek yıllarını geçiren insanlar olabilir. Fakat yaşam yalnızca bireyin tercih ettiği alanlardan ibaret değildir. Bir gün yaşlılık, fiziksel bir rahatsızlık, acil bir durum veya yüksek katlı bir iş görüşmesi karşısında bu fobi tüm gücüyle kendini gösterebilir. Ve kaçınma artık bir seçenek olmaktan çıkabilir.

Dahası, fobiler genellikle izole kalmaz. Kişi bir korkusunu bastırırken, başka alanlarda da kaygı yaşamaya başlayabilir. Asansör korkusu, zamanla dar alanlarda bulunma korkusuna, kalabalık ortamlarda panik hissine, hatta genel anksiyeteye dönüşebilir.

Tedavi, Cesaretin Sessiz Adımıdır

Asansör fobisi tedavi edilmelidir. Çünkü bu fobi, kişinin yalnızca dikey bir ulaşım aracından değil, aynı zamanda kendi yaşam alanlarından da mahrum kalmasına neden olur. Çünkü tedavi, sadece bir korkuyu yenmek değil; yaşamın tüm katlarına ulaşabilmek, potansiyelini özgürce yaşamak anlamına gelir.

Korkunun kendisi değil, ona teslim olmak sınırlayıcıdır. Ve psikoterapi, bu teslimiyete karşı en güçlü karşı duruştur.

 

American Psychiatric Association. (2022). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5-TR). American Psychiatric Publishing.

Shiban, Y., Peperkorn, H. M., Diemer, J., Brandl, S., & Mühlberger, A. (2021). Virtual reality exposure therapy for specific phobia and anxiety disorders: A meta-analysis. Journal of Anxiety Disorders, 81, 102406.

Clark, D. A., & Beck, A. T. (2012). The Cognitive Theory of Anxiety. Guilford Press.

Öztürk, M. O., & Uluşahin, A. (2016). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Nobel Tıp Kitabevleri.

Etiketler

asansör fobisi

Yazar Hakkında

Uzm. Kl. Psk. Ömürcan Bozkuş

Uzm. Kl. Psk. Ömürcan Bozkuş

Uzm. Psk. Ömürcan Bozkuş, Psikoloji lisans eğitimine ösym burslu olarak başladı. Öğrenciyken psikoloji alanıyla ilgili birçok etkinlik ve eğitime katıldı; dinleyici, konuşmacı ve koordinatör oldu. Lisans birinci sınıftan itibaren stajlara başladı. Özel klinik, kamu kurumları, sivil toplum örgütlerinde adli psikoloji ve klinik psikoloji stajları yaptı; henüz mezun olmadan fazlasıyla iş deneyimi kazandı. Ayrıca lisans eğitimi ve stajlar devam ederken okuduğu üniversitede yarı zamanlı idari personellik yaptı. Dört yıllık psikoloji lisans eğitimini onur derecesiyle tamamlayıp “Psikolog” oldu.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.