Artık neredeyse hepimizin ortak isteği; ''yüzüme bir şey yaptırayım çok güzel olsun ama yan etkisi olmasın.'' düşüncesindeyiz. Hele ki söz konusu peeling ise hem soymasın hem de kızarmasın isteriz. Tam da bu noktada fitik asid peeling hem hastaların hem de biz hekimlerin imdadına yetişmektedir.Peelingler; hemen hemen en fazla tecrübeye sahip cilt yenileme uygulamalarındandır.Peelingler ilk zamandan bu zamana uygulama şekilleri, yan etkileri açısından konfor lehine çok yol kat ettiler ve buna en iyi örneklerden birisi de fitik asid peelingdir. Fitik asid; cildi tahriş ederek etki gösteren asitlere çok güzel bir alternatiftir. Çok kibar cildi yenileme kapasitesi sayesinde, hastalarımız rahatsız olmadan yeni ciltlerine kavuşabilirler.
Fitik Asidin başlıca 3 temel etkisi vardır.
Bunlar ;
Cildin yağ dengesini düzenlemesine yardımcı olur
Deriye rengini veren melanin oluşmasında görev alan enzim üzerinde baskılayıcı etki göstererek ciltte ki lekelerin açılmasına yardımcı olur.
Cildin temel taşı olan kolajeni ve elastini güçlendirerek, böylece cildin daha sıkı ve parlak olmasına yardımcı olur.
O halde hangi şikayetlerde bulunan hastalarda fitik asid peeling uygulayalım ?
Sivilcemiz ve yağlı bir cildimiz var ise, ve de ağır ilaç kullanmak istemiyor fakat diğer taraftan da tedavi olma isteği taşıyor isek
Cildimiz yavaş yavaş lekelenmeye başlamış ve ince çizgiler belirmiş ise,
Belirgin gözeneklerimiz mevcut durumda var ve sıkılaştırma ile daha iyi bir cilde ulaşma isteğimiz var ise
Belirgin bir şikayetimiz yok ise fakat diğer taraftan da var olanı korumak ve canlandırmak ihtiyacımız var ise
İşlem sonu günlük aktivitelerimize hemen dönmek istiyorsak
fitik asid peeling rahatlıkla uygulanabilir.
İşlem sonrası nelere dikkat etmemiz gerektiği konusuna gelecek olursak ;
Dermatoloğumuzun önerdiği güneşten koruyuculu kremi günde en az 3 kez uygulamalıyız.