Doktorsitesi.com

Boğaz enfeksiyonları hakkında bilinmesi gerekenler

Doç. Dr. Onur Ergün
Doç. Dr. Onur Ergün
12 Kasım 20259 görüntülenme
Randevu Al
Okullar açıldı. Sonbahar geldi. Yağmur ve soğuklar başladı. Artık kapalı ortamlarda daha uzun süre bir arada geçiriyoruz ve bulaşıcı hastalıklar da sıklaşıyor. Peki bir KBB doktoru olarak bana üst solunum yolu enfeksiyonu ile başvuran hastalarıma nasıl yaklaşıyorum? Veya hangi durumlarda hastalar doktora mutlaka başvurmalıdır?
Boğaz enfeksiyonları hakkında bilinmesi gerekenler

Virüs mü? Bakteri mi?
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının %90’ı virüs sebeplidir. Viral enfeksiyonlar söz konusu olduğunda
tedavi hastalığın kendisini değil semptomları iyileştirmeye yöneliktir. Hastalık tedaviye ne kadar erken
başlanırsa başlanılsın kendi sürecini takip eder ve yaklaşık bir haftada geçer.
Bakteriyel enfeksiyonların en sık görüleni A grubu Beta hemolitik streptokok-kısaca beta-
enfeksiyonudur. Beta mikrobunun bir proteini vücudumuzda eklem kıkırdağı, kalp kapakçığı ve
yumuşak doku ile benzerlik gösterdiği için ona karşı gelişen antikorlar bu vücut yapılarına da
saldırabilmekte ve hasar verebilmektedir. Bu duruma “Akut romatizmal ateş” denmektedir. Bizim
Beta enfeksiyonunda antibiyotik vermemizin temel amacı bu reaksiyonu engellemektir. Bakteriyel
boğaz enfeksiyonlarında doğru antibiyotik tedavisi hem semptomları düzeltir, hem süreyi kısaltır hem
de bulaşı azaltır.

O halde kimin antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyduğunu nasıl anlıyoruz ?
 Eğer 38 derecenin üzerinde inatçı bir ateş varsa,
 Boyunda ele gelen ağrılı şişlikler varsa,
 Bademciklerin üzerinde beyaz noktalanmalar varsa,
 Öksürük/burun akıntısı/göz akıntısı yoksa,
 Test yapılarak Beta enfeksiyonu tanısı almış bir kişi ile temas hikayesi varsa,
Bakteriyel enfeksiyon riskinin daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Tüm işaretlerin bakteriyel hastalığı
düşündürdüğü durumlarda bile yaklaşık %50 viral hastalık olabildiği için hızlı tanı testi ve/veya boğaz
kültürü yaparak antibiyotik tedavisi kararı verebiliyoruz. Bu antibiyotik tedavisinin de hastalığın ilk 10
gününde başlanmış olması akut romatizmal ateşten korunmaya yetiyor.

Bademcik iltihaplarından ameliyatla korunmak mümkün mü?
Bazı durumlarda hastalığa veya antibiyotik kullanımına bağlı riskler ameliyata bağlı riskleri aşıyorsa
bademciklerin alınmasını öneriyoruz. Eğer yılda ≥ 7, son 2 yılda her yıl ≥ 5, son 3 yılda her yıl ≥ 3
bakteriyel bademcik iltihabı geçiriliyorsa, ateşli havale geçmişi varsa, bademcik iltihaplarına bağlı
boyunda abseleşmeler oluyorsa, antibiyotik alerjisi varsa ameliyat kararı alınabilir. Burada önemli
olan bakteriyel bademcik iltihaplarını viral boğaz enfeksiyonlarından ayırarak düşünmektir.

Viral üst solunum yolu enfeksiyonu mu geçiriyorum?
Burun akıntısı, hapşırık, öksürük, ses kısıklığı, burun tıkanıklığı gibi bazı semptomlar ön planda virüs
kaynaklı enfeksiyonları düşündürür. Çoğu viral enfeksiyonda boğaz ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, üşüme
gibi semptomlar daha hafiftir. Ancak yüksek ateş, şiddetli boğaz ağrısı, renkli burun geniz akıntısı da
viral enfeksiyonlarda sıklıkla görülebilir.
“İlaçla bir hafta ilaçsız 7 gün”
Bu meşhur söz gayet haklı... Viral üst solunum yolu enfeksiyonları yaklaşık bir haftalık süreci takip
eder. Vücudumuz bir enfeksiyonla ilk karşılaştığında bir taraftan sadece o enfeksiyona karşı özellişmiş
bir bağışıklık cevabı geliştirmeye çalışırken diğer taraftan da üst solunum yolunda enfekte olmuş
epitel hücrelerini öldürerek yayılımı sınırlamaya çalışır. Bu epitel kaybı da iyileşene kadar bir hafta
boğaz ağrısına sebep olur. Genelde hastalığın 4. Günü en şiddetli semptomların olduğu gün olur ve 5.
Günden sonra iyileşme hızlanır. Bizim verdiğimiz ilaçlar ne kadar erken başlanırsa başlansın süreyi
kısaltamaz. Semptomları hafifletmeyi ve eşlik eden alerji gibi hastalıkları düzeltmeyi amaçlar.

Soğuk algınlıklarından nasıl korunabiliriz?
Soğuk algınlığından tamamen korunmak mümkün olmayabilir; ancak bazı basit hijyen ve yaşam tarzı
önlemleri ile risk azaltılabilir:
 Ellerin sık yıkanması, eller yıkanmadan yüze-burna-göze dokunmamak
 Enfekte kişilerle yakın temastan kaçınma, kaçınmak mümkün değilse maske takmak. Yakın
temas olduysa sonrasında Xylitollü burun spreyleri kullanmak
 Öksürük, hapşırık gibi belirtiler varsa diğer kişileri korumak için ev istirahati ve maske
kullanmaya özen göstermek
 Çatal bardak havlu gibi eşyaların ortak kullanmamak
 Kapalı ortamları yeterince havalandırmak
 Bağışıklık sistemini güçlü tutmak için düzenli uyku, meyve-sebze-balık gibi sağlıklı besinleri
yeterince tüketmek, D vitamini takviyesi, yeterli egzersiz, stresin azaltılması, yeterli sıvı alımı
 Grip aşısı olmak
 Ve elbette sigara içmemek

Son olarak:
Soğuk algınlığı belirtilerinin çoğunun düzelmesine ve ilk belirtilerin üzerinden 8-10 gün geçmesine
rağmen burun tıkanıklığı geçmemişse, renklenmiş bir burun akıntısı veya geniz akıntısı varsa,
geçmeyen bir balgam veya öksürük varsa, işitme azlığı ve kulak ağrısı oluşmuşsa mutlaka bir KBB
doktoruna başvurmalısınız. Bu belirtiler bakteriyel sinüzit veya orta kulak iltihabı geliştiğini
gösteriyor olabilir

Yazar Hakkında

Doç. Dr. Onur Ergün

Doç. Dr. Onur Ergün

1987 Ankara doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi ODTÜ Geliştirme Vakfı Koleji’nde, liseyi Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nde tamamladım. 2004 Üniversite Sınavı’nda Türkiye 2.’si olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İngilizce Tıp bölümüne girdim.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.