Bedeninizin duman dedektörü: kaygı

Evlerimizde ya da otellerde, konukevi gibi yerlerde duman dedektörlerine rastlarız. Bunlar yangın anında alarm vererek hayatta kalmamızı sağlar değil mi? Ancak bu dedektörler bazen gerçek bir yangın varmış gibi yanlış alarm verebiliyor. Kaygıyı da duman dedektörüne benzetebiliriz. Bedenimiz, sosyal tehditlerle karşılaştığında sanki gerçekten fiziksel bir tehdit varmış gibi tepki verebilir ve kendini tehlikeye karşı korumak için hazırlamaya başlar dolayısıyla kaygı belirtileri (kalp atış hızı artışı, nefes alışverişte hızlanma, boğuluyormuş gibi olma, baş dönmesi, titreme, uyuşma, terleme vs. gibi) ortaya çıkar. Aslında asıl amacı kişiyi hayatta tutmaya yönelik olan tepkiler gerçek bir tehlike olmadığında işlevsiz hale gelerek kişiye oldukça sıkıntı yaşatabilir.

Bedeninizin duman dedektörü: kaygı

Evlerimizde ya da otellerde, konukevi gibi yerlerde duman dedektörlerine rastlarız. Bunlar yangın anında alarm vererek hayatta kalmamızı sağlar değil mi? Ancak bu dedektörler küçük bir dumanı da algılayıp sanki gerçekten yangın çıkmış gibi yanlış alarm verebiliyorlar. Sorun şu ki bu dedektör gerçek bir yangın olsun ya da olmasın aynı sesi çıkarır ve kişinin yangına karşı harekete geçmesini sağlar.

Kaygıyı da duman dedektörüne benzetebiliriz. Yaşam içinde tehlike ya da tehdit hissettiğiniz durumlarda vücudunuz kaygı tepkilerini ortaya çıkarır. Bu tepkiler duygusal (korku.. gibi), bilişsel (zihinden geçen düşünceler- kötü bir şey olacak.. gibi) ve bedensel (kalp atış hızı artışı, nefes alışverişinde hızlanma, uyuşma, baş dönmesi.. gibi) olabilir.
Günümüzde eskiden olduğu gibi yırtıcı hayvanlar ya da saldırıya geçebilecek kabileler gibi fiziksel tehdit unsurları yok ancak bunun yerine sosyal tehdit unsurları var. (İşe geç kalmak, yeni insanlarla tanışmak, sınava girmek, sunum yapmak .. gibi)

Ancak ne yazık ki bedenimiz, sosyal tehditlerle karşılaştığında sanki gerçekten fiziksel bir tehlike varmış gibi tepki verebilir  ve kendini tehlikeye karşı korumak için hazırlamaya başlar dolayısıyla kaygı belirtileri (kalp atış hızı artışı, nefes alışverişte hızlanma, boğuluyormuş gibi olma, baş dönmesi, titreme, uyuşma, terleme vs. gibi) ortaya çıkar. Aslında asıl amacı kişiyi hayatta tutmaya yönelik olan tepkiler gerçek bir tehlike olmadığında işlevsiz hale gelerek kişiye oldukça sıkıntı yaşatabilir.


Yani aslında tehlikede olduğunuzu düşündüğünüzde ancak gerçekte herhangi bir tehlikenin olmadığı durumlarda bile kaygı tepkisi ortaya çıkabilir. Bu durumda duman dedektörlerindeki gibi o anda gerçek bir tehlike olup olmadığını araştırmak faydalı olacaktır. Yani ortada gerçek bir yangın mı var yoksa sadece küçük bir duman mı?



Kaynak: Robichaud, M., Dugas, M.J. (2018). Yaygın kaygı bozukluğu çalışma kitabı: Belirsizlik, endişe ve korku ile baş etmek için kapsamlı bir BDT kılavuzu (4). (A. İtil, E. Bayraktar, Z. Özmeydan, Çev.). İstanbul: Psikonet Yayınlar

Bu makale 14 Ekim 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Klinik Psikolog Gizem Durduran

Klinik Psikolog Gizem Durduran, Lisans eğitimini TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Psikoloji Bölümünde tamamlamıştır. Ardından Uluslararası Kıbrıs Üniversitesinde Klinik Psikoloji Yüksek Lisansını ''Çevrim İçi Psikoterapide Psikoterapötik İttifak: Psikoterapistin Psikolojik Danışma Öz Yeterlik İnancı, Empati Düzeyi, Bağlanma Stillerinin Yordayıcı Rolü'' başlıklı tez çalışması ile tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Lisans eğitimi boyunca her biri üç buçuk ay olmak üzere toplamda on buçuk ay Şizofreni Dernekleri Federasyonu, Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Olgu Psikolojik Danışma Merkezinde stajlarını yapmıştır. Yüksek lisans eğitiminde ise Bilişsel Davranışçı Terapi yönelimiyle psikoterapi hizmeti vererek süpervizyon eğitimini başarıyla sürdürmüş ve tamamlamıştır. Hem yüksek lisans eğitiminde hem de dışarıda özel olarak Bilişsel ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Sosyal kaygı
Klinik Psikolog Gizem Durduran
Klinik Psikolog Gizem Durduran
Antalya - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube