Barbie filminin psikolojimiz üzerinde ki etkileri

Barbie filmi psikolojimize etkileri üzerine

Barbie filminin psikolojimiz üzerinde ki etkileri

Bu yılın en çok konuşulan filmlerinden biri Barbie.Hakkında pek çok tartışma sürüyor ,psikolojiye üzerinde ki etkileri  ruh sağlığına zararlı mesajlar mı veriyor psikolojik alt yapısı nedir gibi durumları bir çok kişi merak ediyor  o zaman bizde psikolojik bir pencereden bakarsak ; Barbie figürü onlarca yıldır kültürel bir fenomen olmasının yanı sıra, genç kızların psikolojisi üzerindeki etkisi de yadsınamaz derecede sayılabilir . Filmin beden imajı ve benlik saygısı üzerinde olumsuz etkiler dogurabilmekte …

Barbie filmiyle ilgili en yaygın endişelerden biri, genç kızlarda beden imajı sorunlarına yol açabileceği  . Her zaman saçları, makyajı, fiziği, kıyafetleri mükemmel olan bu bebeğin kız çocuklarına belli standartları dayattığını aktarabiliriz . Yıllar geçtikçe farklı beden ölçülerinde, ten renklerinde ve engellere sahip Barbie’ler üretilse de klasik Barbie hep aynı kaldı: Sarışın, renkli gözlü, inanılmaz ince bir bel ve dolgun göğüsler.  “mükemmel güzellikte kadın” imajı zihnimizde çoktan yer etmişti. Ergenlikle beraber kız çocuklarında her daim zayıf olmalıyım, saçlarım ipeksi olmalı, makyajım akmamalı kurallarını geliştirmeye başlamaları tesadüf degil. Bunun yanısıra kilo alma korkusu geliştigini söyleyebiliriz.

Genç kızlar kendilerini Barbie ile karşılaştırdıklarında kendi bedenleri hakkında güvensiz hissetmeye başlayabilirler. Filminin veya Oyuncakların çocuklar üzerinde ki etkilerini daha net anlamak için "Body Image" dergisinde yayınlanan bir araştırmaya bakalım . Barbie bebekleriyle oynayan kızların, Barbie bebekleriyle oynamayan kızlara göre olumsuz vücut imajına sahip olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu. Çalışma ayrıca Barbie bebekleriyle oynayan kızların kilo vermek için diyet yapma ve diğer sağlıksız davranışlarda bulunma olasılıklarının da yüksek olduğunu buldu.

 

            Vücut imajına ek olarak, Barbie filmi genç kızların benlik saygısı üzerine de yoğunlaşıyor. Genç kızlar, Barbie'nin mükemmel ve ulaşılmaz olarak tasvir edildiğini gördüklerinde, asla boy ölçüşemeyecekleri hissine kapılabilirler. Bu, yetersizlik duygularına ve düşük benlik saygısına yol açabilir. Film, gerçek dünyada yaşayan genç kız Sasha'nın, güzellik algılarına uymadığı için ergenlik sürecini zor geçirdiğini ve Barbie figürünün genç kızlar üzerindeki psikolojik etkilerine güzel bir örnek teşkil etmektedir. "Gelişim Psikolojisi" dergisinde yayınlanan bir araştırmada ise , Barbie oyuncakları olan kızların, Barbie oyuncakları olmayan kızlara göre özgüvenlerinin daha düşük olduğunu buldu.  Barbie filmi ayrıca materyalizmi teşvik ettiğini de söylemek mümkün .Barbie genellikle tasarımcı kıyafetleri, mücevherler ve arabalar gibi lüks eşyalarla çevrili olarak gösterilir. Bu, genç kızların mutlu ve başarılı olmak için bunlara sahip olmaları gerektiğine inanmalarına neden olabilir.Gene Barbie filminin ve oyuncaklarının materyalist bakış açısını tespit ettiği bir çalışmaya bakalım "Journal of Consumer Research" dergisinde yayınlanan bir araştırma, Barbie bebekleriyle oynayan kızların, Barbie bebekleriyle oynamayan kızlara göre daha materyalist olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu buldu. Çalışma ayrıca Barbie bebekleriyle oynayan kızların içerikten çok görünüşe dayalı kararlar verme olasılıklarının daha yüksek olduğunu da söylemekte.

 

            Barbie filmi ayrıca toplumsal cinsiyet klişeleri üzerinden de topluma mesaj vermektedir. Popüler kültürde Barbie genellikle mükemmel bir prenses olarak tasvir edilir, bu da genç kızlara başarılı olmak için mükemmel ve kadınsı olmaları gerektiği izlenimini vermektedir. Bu algı, bu kalıba uymayan genç kızlarda kaygı ve yetersizlik duygularına yol açmaktadır. Gene başka bir araştırma "Sex Roles" dergisinde yayınlanan bir araştırma, Barbie bebekleriyle oynayan kızların, Barbie bebekleriyle oynamayan kızlara göre geleneksel cinsiyet rollerini destekleme olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu. Çalışma ayrıca Barbie bebekleriyle oynayan kızların, kadınların evde oturan anneler olması gerektiğine inanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösterdi. Filmi izlerken Barbie dünyasının tamamen anaerkil bir toplum düzenine sahip olduğunu görmekteyiz. Kadınlar bütün meslek dallarında oldukça başarılı olmalarının yanı sıra toplumdaki düzeni sağlamaktadır. Ken figürleri Barbie'lerin bir uzantısı olarak lanse edilmektedir. Barbie ve Ken gerçek dünyaya geçiş yaptıklarında durumun tam tersi olduğunu görürler. Barbie bu gerçek karşısında fazlasıyla üzülürken, Ken şahit olduğu ataerkil düzenden fazlasıyla etkilenmiştir. Ken, Barbie dünyasına dönüp orayı ataerkil bir düzene geçirdiğinde tam anlamıyla bir dengesizliğe sebebiyet vermiştir. Filmin sonunda Ken'in sebep olduğu bu kaos ortamından çok mutsuz olduğunu görmekteyiz.  Filmi izledikten sonra verilen mesajın kadınların üstünlüğü hakkında olduğunu düşünebilirsiniz fakat aslında film cinsiyet eşitliğinin toplumumuza getireceği düzen ve dengeyi vurgulamaya çalışmaktadır.

 

            Peki yukarıda saydığımız onca eleştiri sonrası filmi izlemeyelim mi gibi bir bakış açınız olabilir .Ancak bana göre her durumun bir tezi bir antitezi barındırır izleyelim ancak önlemlerimizi alalım .Barbie filminin psikolojik etkileri karmaşık ve çeşitlidir.Bunlar karşısında yapabileceğimiz küçük önlemler ; Bazı bireyler filmi herhangi bir olumsuz etki olmadan izleyebilirken, diğerleri filmin mesajlarına daha duyarlı olabilir. Barbie filminin potansiyel risklerinin farkında olmamız bizim için önemliyken  çocuklarınızla film ve mesajları hakkında konuşmanız önemlidir. Ayrıca, onlara olumlu rol modeller sağlayarak ve kendilerine karşı nazik olmanın önemi hakkında onlarla konuşarak, çocuklarınızın olumlu bir beden imajı ve özgüven geliştirmelerine yardımcı olabilirsiniz.

                                    Uzman Psikolog/ Pedagog Mustafa Cem Oğuz

 

Bu makale 7 Eylül 2023 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır. Üniversitede okuduğu disiplin içerisinde Türkiye’den Farklı olarak her yıl staj görmüştür. ilk yılında anaokul ve eğitim kurumlarında  – ikinci yılında huzurevi üçüncü yılında hastahane dördüncü yılında Hastanede ruh ve sinir hastalıkları alanında tamamlamıştır. Mustafa Cem Oğuz bu süreçte Bilişsel Davranışçı Terapi ,Hipnoz ,Oyun Terapi ve  Evlilik ve Aile Dan ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
instagram
instagram
youtube
linkedin
instagram
whatsapp
Etiketler
Yeme bozukluğu
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube