Oyun terapisinde zorbalığı işleme

Bazı çocuklar birden içine kapanır. Önceden severek gittiği okula artık gitmek istemez. Sabahları karın ağrısıyla uyanır. Sınıfta sessizleşir, teneffüslerde yalnız dolaşır. Anne babalar bu değişimi ilk fark ettiklerinde çoğu zaman anlamlandıramaz. Belki evde bir sorun vardır, belki gelişimsel bir dönemeçtir… derken gerçek çok geçmeden ortaya çıkar: Zorbalık. Okullarda yaşanan zorbalık, bir çocuğun ruhunda sessiz ama derin yaralar açabilir. Bu yaralar, çoğu zaman görünmezdir. Çünkü çocuk anlatmaz. Anlatamaz. Utanır, korkar, dışlanmaktan çekinir. Bu noktada devreye oyun girer. Çünkü oyun, çocuklar için sadece eğlence değil; aynı zamanda ifade, baş etme ve iyileşme alanıdır. Bu yazıda, okul zorbalığına maruz kalan çocukların iç dünyasına ışık tutmaya çalışacağım. Oyun terapisinin bu çocuklar için nasıl bir koruyucu alan yarattığını, nasıl bir şifa kapısı sunduğunu paylaşacağım.

Oyun terapisinde zorbalığı işleme

Zorbalık Nedir? Ne Değildir?

Zorbalık, bir çocuğun bir ya da birden fazla kişi tarafından tekrarlayan, kasıtlı ve güç dengesizliği içeren şekilde fiziksel, sözel, sosyal ya da dijital yollarla zarar görmesidir.

Zorbalık her zaman yumrukla ya da hakaretle olmaz. Bazen bir çocuğun sistematik olarak dışlanması, onun hakkında fısıldaşmalar, isminin dalga konusu yapılması,  teneffüste tek başına bırakılması hatta bazen bakışlar da aynı derecede yıkıcı olabilir.

Ve ne yazık ki çoğu zaman zorbalık, “çocuklar arasında olur”, “büyüyünce geçer” diye geçiştirilir. Ama geçmez. Çünkü zorbalık sadece bir olay değil, çocuğun kendi değer algısına, güven duygusuna ve sosyal ilişkilerine kazınan bir izdir.
 

Zorbalığa Maruz Kalan Çocuk Nasıl Hisseder?

Suçluluk: “Bana bunu yapıyorlar çünkü ben yetersizim.”

Utanç: “Annem babam bilirse rezil olurum.”

Güvensizlik: “Kimse beni korumaz, öğretmen bile duymadı.”

Yalnızlık: “Kimse beni sevmiyor. Herkes bana karşı.”

Kapanma: “Konuşursam daha kötü olur.”

Bu çocuklar genellikle duygularını kelimelere dökemez. Onun yerine karın ağrıları, uyku bozuklukları, okul fobisi, öfke nöbetleri ya da sessizlik şeklinde dışa vururlar ve işte bu noktada oyun terapisi, onların dili haline gelir.
 

Oyun Terapisi: Zorbalıkla Mücadelede Sessiz Bir Kalkan

Oyun terapisi, çocuğun yaşadığı zorlukları oyun aracılığıyla dışa vurabildiği, güvenli ve yargılamadan kabul gören bir terapi biçimidir. Zorbalığa uğramış bir çocuk için bu terapi, onun kendini yeniden güçlü hissettiği, yeniden “ben varım” diyebildiği bir alana dönüşür.
 

1. Duyguların Güvenli Yoldan İfadesi

Zorbalığa maruz kalan çocuk çoğu zaman yaşadıklarını doğrudan anlatmaz. Ama oyun sırasında bazı oyuncaklar hep kötü karakter olur, bazı figürler hep dışlanır. Ev oyunlarında bir karakter kapının dışında bırakılır. Hastane oyunlarında bir oyuncak hep yaralıdır.

Bu semboller, çocuğun yaşadığı travmanın parçalarıdır. Oyun, çocuk için hem anlatma hem de yeniden yazma fırsatıdır.

2. Güçlü Olma Deneyimi

Zorbalığa uğramış çocuk, kendini güçsüz hisseder. Oyun terapisinde ise roller değişir. Bu sefer “kahraman” o olur. Kimi zaman bir süper kahramanla dünyayı kurtarır, kimi zaman kötüyü yenen bir savaşçı olur. Bu oyunlar, çocuğun iç dünyasında yeniden güçlenmesini sağlar. Terapist, bu süreçte çocuğa “sen yapabilirsin” mesajını verir ama bunu sözle değil, oyun yoluyla gösterir.

3. Travmayı Yeniden Yapılandırma

Oyun sırasında çocuk, geçmişte yaşadığı olayı yeniden canlandırabilir. Ama bu kez farklı bir sonla. Mesela bu defa öğretmen yardım eder, ya da arkadaşlar onun yanında olur. Bu sembolik yeniden yazım, çocuğun zihninde “bunu tekrar yaşasam daha farklı olabilir” umudunu doğurur. Bu da travmanın yumuşamasına, izinin silikleşmesine yardımcı olur.
 

Okul, Aile ve Terapi dayanışması

Zorbalıkla başa çıkmak sadece çocuğun değil, aynı zamanda çevresinin de sorumluluğudur. Terapist kadar okul ve aile de bu süreçte aktif rol oynamalıdır. Aile, çocuğun yaşadığı acıyı küçümsememeli, suçluluk yüklememeli ve koşulsuz destek sunmalıdır.Okul ise güvenli bir öğrenme ortamı sağlamalı, zorbalığı sadece kurallar metnine yazmakla kalmayıp gerçekten önlemeye çalışmalıdır. Öğretmenler ve okul rehberlik birimi, erken fark etmeyi ve müdahale etmeyi öğrenmelidir.
 

Zorbalık Sonrası Çocuk Nasıl Yeniden İyileşir?

•Görüldüğünü hisseder.

•Anlaşıldığını hisseder.

•Suçlu değil, kurban olduğunu fark eder.

•Yalnız olmadığını bilir.

•İfade edebildiği için hafifler.

•Güven yeniden inşa edilir.

•Sosyal ilişkileri onarılır.

•Özgüveni yavaşça geri gelir.

Ve tüm bu adımlar, bazen bir kutu oyuncakla, küçük figürlerle, yumuşak kuklalarla başlar. İşte oyun terapisinin şifası da burada saklıdır.
 

Sonuç

Her Çocuk, Gözümüzün Önünde Büyür Ama İçinde Ne Yaşadığını Ancak Oyun Söyler. Zorbalık, sadece fiziksel bir saldırı değil, çocuğun iç güvenliğine yapılan bir müdahaledir. Bu yarayı görmezden gelmek, küçümsemek ya da “büyüyünce geçer” demek, çocuğu yalnızlığa mahkûm eder ama dinlemek, oyuna alan açmak, sembollerin dilini öğrenmek, onun yanında durmak iyileştiricidir.

Oyun terapisi, çocuğa şunu söyler:

“Anlatmak zorunda değilsin. Oyunda anlatabilirsin. Ben buradayım. Senin yanındayım.”Ve  bazen bu cümle bile, zorbalığın bıraktığı izleri silmeye başlar.

 

                                                                                                                    Psk.dan.Narin Fidan

                                                                                                                Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Bu makale 22 Nisan 2025 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır. Üniversitede okuduğu disiplin içerisinde Türkiye’den Farklı olarak her yıl staj görmüştür. ilk yılında anaokul ve eğitim kurumlarında  – ikinci yılında huzurevi üçüncü yılında hastahane dördüncü yılında Hastanede ruh ve sinir hastalıkları alanında tamamlamıştır. Mustafa Cem Oğuz bu süreçte Bilişsel Davranışçı Terapi ,Hipnoz ,Oyun Terapi ve  Evlilik ve Aile Dan ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
instagram
instagram
youtube
linkedin
instagram
whatsapp
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Ankara - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube