Doktorsitesi.com

AYRILIK KAYGISI

Psk. Kübra Eriş
Psk. Kübra Eriş
13 Eylül 2015222 görüntülenme
Randevu Al
AYRILIK KAYGISI

Ruh sağlığının temelinde ,öncelikli olarak bebeklik ve çocukluk dönemlerinde anne ile sağlıklı bir temas ve iletişim kurulmuş olması şarttır.Bu güvenli bağlanma durumu oluşsa dahi bebek yada çocuk yabancı insanlarla kalmak zorunda kaldığında bu durumu protesto eder ve uzaklaşmaya başlar.Ayrılıktan hemen sonra çocuk öncelikle geri gitmek için elinden geleni yapar,yüksek sesle ağlar ,bağırıp çağırır.Herkesi reddeder.Ve sonraki çaresizlik evresinde derin bir umutsuzluğa düşmeye başlar.Fiziksel hareketliliği azalır,suskunlaşır.Çevre bunu çocuğun artık ayrılık durumuna alıştığını düşünerek verdiği bir tepki olarak yorumlasa da aslında bu bir “uzaklaşma”tepkisidir.

Çocuk bu süreçte çevre ile normal bağ kurmaya devam eder.Kendisi için gösterilen ilgiyi kabul eder hale gelir.Bu evrede artık bağlanma yoksunlaşmaya  başlamıştır.Yapılan araştırmalarda ,uzun süreli ebeveyn ayrılığını yabancı insanlar arasında geçiren çocukların,aile ortamına geri döndüklerinde eskisine oranla daha kaygılı ve daha çok fiziksel temas gösterdikleri görülmüştür.Ve çocuklarını ayrılık kaygısı ile disipline etmeye çalışan ailelerde yaşanan boşanma olaylarının çocuk üzerindeki etkileri daha sarsıcıdır.(Bowlby,1981)

AYRILIK VE YOKSUNLUK DUYGUSUNUN GELİŞİME ETKİSİ

Anneden yoksun olma,çeşitlidüzeyde davranış bozuklukları oluşturur.Kısmi yoksunluk beraberinde endişe aşırı sevgi ihtiyacı,intikam duygusu ve bundan doğan suçluluk davranışı bunalımını yaratır.İç çatışmalarını bu şekilde dışa vuran çocuğun,sinir sistemi,davranış ve karakter yapısında dengesizlikler görülür.Bu yoksunluklar duygusal etkileşim eksikliği,büyüme ve gelişim gecikmesi,motor gelişimde gecikme,ilişkilerde ketlenmeye yol açar.

AYRILIK KAYGISI(ANKSİYETESİ) BOZUKLUĞU NEDİR?

Bebeklik,çocukluk ,ergenliğin diğer dönemlerinde ayrılmaya karşı geliştirilen bir bozukluk olmakla birlikte,temel bağlanma figüründen ayrılmaya duyulan şiddetli “korku”tabloları olarak karşımıza çıkar.7 aylıktan,6 yaşa kadar bu endişenin görülmesi normaldir.(Berstein,Borchardt)çalışmalarında bu oranı yüzde 2,5-5.4) olarak bildirmişlerdir.Sürekli kabuslar görme,evden yada ortamdan ayrıldığında aşırı sıkıntı duyma,evdekilerin yada ayrıldığı ortamda kalanların başına bir şey geleceğini düşünme,tek başına kalma,ayrılma konusunda kabus görme,fiziksel semptom yakınmaları,işlevselliğin bozulması.

Ayrılık kaygısı taşıyan çocuklar,ayrılık meydana geldiğinde huzursuzluk gösterip bu durumu engellemeye çalışırlar.Yapışma,tutunma,ağlama,somatik(bedensel) rahatsızlıklar ile bu endişeyi gidermeye çalışırlar.Bunun altında bağlanma figürünün yada çocuğun zarar görmesi korkusu yatar.Okul reddi ve somatizasyon aile ve çocuğu tedaviye motive eden temel noktalardır.

Bazen de takıntılı davranışlar sergileyebilirler.Bu tarz çocuklarda genelde “özgül fobi” dediğimiz    (yaratık,karanlık,hayvanlardan korkma )durumları söz konusudur.Bazı çocuklar okulda bulunmayı reddettikleri için akademik performansları da olumsuz etkilenir.Pek çok uzman bu dönemdeki ayrılık kaygılarının yetişkinlikte panik bozukluk ve dışarı çıkamama korkularına sebep olduğunu belirtirler.

AYRILIK KAYGISI NEDENLERİ NELERDİR?

     -Genetik faktörler

     -Aile süreçleri

     -Ebeveyn kaygısı/depresyonu

      -Bakıcı stresi

Özellikle aile süreçleri ve ebeveynlik şekilleri ,yolunda gitmeyen evlilikler ,çocuğun anne babaya karşı bir koalisyon içine girmesi,bu kaygıyı tetiklemektedir.Ebeveyninden güvende olduğunu hissetmek için çocuğun abartılı çaba harcaması onun keşfetme olasılığını azaltır ve çocuk yeni ve farklı durumlarla baş etmeye alışmamış hale gelir.Buna ek olarak ebeveyn zor bir çocukla baş ederken endişeli ve kaygılı hale gelir;çocuk bu kaygıyı kapar ve kendini ebeveyne bağlayarak onu rahatlatmaya çalışır.Bu durum ebeveynin kaygısını daha da arttırır.Böylece bağlılık davranışlarını kuvvetlendiren bir döngü oluşur.

Eğer ebeveyn stresle yada hastalıkla baş etmede iyi bir model olamıyorsa , çocuk zihnini çoğunlukla ebeveynin sağlığı ve iyi olmasıyla meşgul etmektedir.Böylelikle de kaygı geliştirir.Çocuğun annesinin çalışması,onu gündüz bakıcıya bırakması durumu tetikleyebilmektedir.

TEDAVİ

Bireysel,aileye yönelik ,bilişsel davranışçı terapiler her ailenin ayrılmaya özgü sorunlarını bulup,çıkarıp çözmeye yarar.Özellikle maruz bırakma,pozitif destek olma ,modelleme(uygun davranışları gösterme) etkili sonuç veren yöntemlerdir.Ailenin eğitimlere katılması ve ailesinden ayrı bireysel vakit geçirebilen çocukların ödüllendirilmesi süreci hızlandırmaktadır.

BİR AYRILIK KAYGISI ÖRNEĞİ

Annesine göre Jimmy dördüncü sınıfın yılbaşı tatilinin sonuna kadar okula gitmeyi çok seviyordu.Tatilin sonunda jimmy’nin morali giderek daha da bozuk görünmeye başlamış ve yeni sömestr için okula dönme öncesinde sıksık uykusuzluk ve mide bulantısı yaşadığı görülmüştür.Annesine göre Jimmy ,tatilde kendisiyle akran olan ve genellikle birlikte olmaktan çok hoşlandığı kuzenleri ile beraberken hepkygılı görünüyordu.İşin garibi,Jimmy kuzenleri geldiğinde annesinin yanından biran olsun ayrılmıyor,eğer annesi görünürler de değilse hemen yaptığı işi bırakıyor ve onu buluncaya kadar deli gibi evin her yerinde onu arıyordu.

Annesi Anna.M bir keresinde kendisi banyodayken jimmynin içeriye daldığını belirtti.Mahremiyetini ihlal ettiği için onu azarlamasına rağmen onun aynı davranışını devam ettirdiğini belirtmiştir.Jimmy kendisini görmediği zaman annesinin başına bir şey gelmesinden korktuğunu ve annesi yanında olduğunda bunu önleyebileceğini düşündüğünü belirtmiştir.Annesi yanında yokken kalbininin adeta patlayacak gibi attığını ifade etmiştir.

Tatil sonrası Jimmy banyoda kusmaya başlamış,okula gitmemek için yalvarmış,okula yaklaştıklarında lütfen beni oraya götürme sensiz ölürüm diye bağırmıştır.Jimmynin öfke nöbeti ogün uzun süre devam etmiş,annesi tekrar onu alıp eve doğru yola çıktığında tüm kaygısı dinmişti.                                                                                       

EBEVEYNLERE TAVSİYELER

-Çocuğunuzun sürekli olarak korkusundan söz etmesine müsaade etmeyin.

-Sıksık konu değişikliği yapın.

-Çocuğun korkusunu yatıştırmasında yardımcı olabilecek mantıklı açıklamalarda bulunmaya hazırlıklı olun.

-Hem okulda hemde evde uygulanabilecek tutarlı bir plan oluşturun ve öğretmeniyle işbirliği içinde olun.

-Destekleyin ve cesaretlendirin,paniksiz ve duygu patlamasız veya annesini aramadan geçirdiği her bir gün için ödüllendirin.

-Kararlı olun.

-Ona değer verildiğini hissettirin.

-Onu asla utandırıp cezalandırmayın,aksine rahatlayana kadar izole etmeye çalışın.

-Tüm kaçırdığı konularla ilgili sorumluluğu almasını öğretmeninden talep edin.

-Cesaret verici telkinlerde bulunun.

-Okul temelli müdahalenin başarısında en önemli husus tedavinin bireyselleşmesidir.

-Öğretmen için bu çocukla olumlu ilişki geliştirebilmesi için özel bir gayret sarfetmesi gerekmektedir.

 -Anne kısa süreli çocuktan ayrılıklar yaşamalıdır. Anne çocuktan ayrılmadan önce , sözünü verip mutlaka sözünde durmalıdır.

-Ayrılma sahneleri olabildiğince kısa süreli olmalıdır.

-Çocuğun  farklı ortamlarda bulunması sağlanmalıdır.

*Aile içi ziyaretler

*Parklara gitmek

*Yeni insanlarla tanıştırmak gibi

Sonuç olarak Kaygılı, endişeli, müdahaleci ve mükemmeliyetçi anne babalar çocukları için güven verici, rahatlatıcı ve olumlu bir örnek olmayı başaramazlar ve çocuklarının sorununa doğrudan katkıda bulunurlar. Korku ve kaygı doğuştan getirilen özellikler olmakla birlikte öğrenme ve model alma yoluyla da kazanılan ve sürdürülen durumlardır. Aşırı kaygılı, korkulu, endişeli anne babalar bu yönüyle de çocuklarına olumsuz bir örnek teşkil edebilirler. Anne babanın çocuk yetiştirmedeki tutum ve davranışları da çocuklardaki kaygı bozuklarının ortaya çıkmasında ve daha önemlisi belirtilerin kötüleşmesi ve devam etmesinde önemlidir. Örneğin çocuğunun kendinden uzaklaşmasına veya ayrılmasına hiç müsade etmeyen ve bu tür durumlarda sürekli aşırı bir kaygı gösteren annenin çocuğuna verdiği mesaj, çevrenin güvensiz ve tehlikeli olduğudur. Böyle bir çocukta ayrılık kaygısı bozukluğu gelişme riski daha yüksektir.

Diğer taraftan çocuğunu sürekli eleştiren, küçümseyen, olur olmaz müdahale eden bir anne baba çocuğun özgüven gelişimini, kendini ifade edebilmesini, yanlış yapıp yanlışlarından ders çıkarabilmesi, başka insanlarla rahat iletişim kurabilmesi gibi beceriler geliştirmesini engelleyebilir. Aşırı mükemmeliyetçi anne babaların çocuklarıyla ilgili yüksek başarı beklentileri ve bu beklentileri uygunsuz şekilde çocuğa yansıtmaları çocukta sınav kaygısı, okul kaygısı gibi belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir. Ayrıca kaygılı çocuklara karşı ailenin ve çevrenin tutumu, sıklıkla çocuğun kaygı ve korkularının pekişmesine yol açabilmektedir. Örneğin yalnız başına yatamayan veya yatmakta zorlanan bir çocuğun bu konuda hiç teşvik edilmeden anneyle yatmasına izin vermek, çocuğun bu sorununun devam etmesine katkıda bulunur. Benzer şekilde sınıf içinde söz almaktan çekinen bir çocuğun, bu özelliğinden dolayı öğretmen tarafından hiç tahtaya kaldırılmaması ya da soru sorulmaması, çocuk için faydalı olmadığı gibi bu probleminin devam etmesine yol açar.

Kaynakça:

Yörükoğlu,Atalay Çocuk ruh sağlığı

Children and adolescent with emotional disorders Vance.L Austin

 Aysev,Ayla Çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları

Yavuzer ,Haluk Çocuğu tanımak ve anlamak

 

 

Etiketler

Çocuk psikolojisiAyrilik kaygisi(anksiyetesi) bozukluğu nedir?Ayrılık kaygısı neden olurAyrılık sonrası kaygı durumuKaygı tedavisi var mıdırÇocuklarda anneden ayrılma korkusuÇocuklarda anne babadan ayrılma kaygısı

Yazar Hakkında

Psk. Kübra Eriş

Psk. Kübra Eriş

Dyt. Kübra ERİŞ, lisans öncesi eğitimini 2008 yılında Çemberlitaş Anadolu Lisesi'nde tamamlamıştır. Ardından üniversite sınavına girmiş, burslu olarak İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji bölümünü kazanmıştır.  2013 yılında ise lisans eğitimimi tamamlayarak psikolog unvanı almıştır. Mezuniyetinin ardından 2014 yılı itibariyle üniversitedeki klinik master programına başlamıştır. Halen İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Anabilim Dalı'nda master eğitimine ve tez çalışmalarına devam etmektedir.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.

Benzer Makaleler

Bu uzmanın başka makalesi bulunmamaktadır