Prof. Dr. Sema Yılmaz

Hakkında

Bindokuzyüze 65 eklenmesi unutulmamış yılıyken, Afyon’un Dinar ilçesinden “daha iyi şartlar” sağlamak için İstanbul’a göç eden bir ailenin ferdi olarak sıcak bir Haziran ayında, duygusal burçlardan biri olarak doğdurulan ben Sema Yılmaz: Nöron gelişimimi tamamladığım andan beri “çocuk hekimi olmalıyım” isteğimle, önce ham sonradan ise olgunlaşarak bilim, ille de bilim kofaktörüyle yola çıktım. Yol uzundu, yorucuydu; olsun varsındı; Sabrımı, sevgimi, öğretme, öğretirken de öğrenme sevdamın dinamosu hayatlara dokunabilmek, dokunurken anlamlaşabilmekti. Öğrenimimin ilklerinden başlayıp, sabahın erken saatlerinde ışıklarını açtığım Cerrahpaşa Tıp Fakültesi amfilerine götüren yolculuğumdan sonra, doğan hemen hemen her çocuğa Zeynep ve Kamil adının verildiği yerde ihtisasımı tamamladım. “Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz” diyen önderimizin öğretisiyle dolu bilim heybemin “yok mu daha?” isteğini can kulağıyla dinleyip; güzel vatanımın sınır ötesi yerlerinde rüyanın en Amerikalısından, en çekik gözlüsünden, en çalışkanlarından bir dolu “en” ler alıp geldim. Organellerle dans galası için kırmızı-beyaz renkte, dolaşan dolaşmayan farketmez, hücrelerin kök kapısını çaldım. İyilerin olduğu kadar kötülerin de olduğu hücre kapılarından geçerken Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji’de dalın en yanını bitirdim. Proje protokolleri portesinde notalar oluşturup, solo-koro akustik çalışmalarla hep yine, yeniden canlandırmanın abecelerini yazdım. “Hayatlara dokunmalıyım” demiştim bir kere; çocuk hastalarım ve ebeveynleri, öğrencilerim, meslekdaşlarım, hemşirelerim ve yardımcı sağlıkçılarımla ilk günkü hevesimle yürümeye devam etmekteyim. Devamı