Tuz tüketimi

Tuz tüketimi

Besinlerin içinde bulunan sodyum, doğal besin tuzu olarak adlandırılır. Mutfaklarımız da kullandığımız sofra tuzu da sodyum içerir. Tuz, yemeklerde lezzet verici olarak kullanıldığı gibi, besinleri saklama işlemlerinde de kullanılır. Birçok yerde tuz kullanıldığı için yemeklerin tadına bakmadan tuz atılmamalıdır.

Sağlık açısından değerlendirildiğinde, tuz yani sodyum klorür yaşam için elzem minerallerden biridir. Ayrıca organizmada sıvı dengesini sağlamada ve kan basıncının düzenlenmesinde rol oynar.

Fazla tuz tüketimi;

İdrarla kalsiyum atımı arttırır. Bu durum kemiklerden kalsiyum kaybına neden olur.

Kan basıncı arttırır ve hipertansiyona zemin hazırlar.

Kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları için risk faktörüdür.

Tuzun yani sodyumun diyette eksikliği pek görülmez. Ancak uzun süreli kusma, ishal varsa yetersizlik olabilir. Normal şartlarda sofra tuzundan ve birçok besinden kolaylıkla alınır.

Vücuttaki sodyum düzeyini böbrekler ayarlar. Fazla alınan sodyumun bir kısmı idrarla, daha az oranlarla da terlemeyle atılır.

Ne kadar tuz tüketmeliyiz;

Vücudun normal olarak işlevini sürdürebilmesi için sağlıklı bireyin günlük 500 mg sodyum alımı yeterli minimum miktar olarak belirlenmiştir. Bu miktar yaklaşık ¼ tatlı kaşığı tuzdur. Bu miktarı yediğimiz yemeklerden karşıladığımız için ekstradan yemeklerimize tuz atmamız gereklidir.

Et suyu, salamura besinler, konserveler, şarküteri ürünleri, tütsülenmiş besinler, paketlenmiş besinler yüksek oranda sodyum içerirler.

Tuz Tüketimini Azaltmanın Yolları

Taze sebze ve meyveleri tercih edin.

Et, tavuk, balık, kurubaklagiller, yumurta, süt, makarna, pirinç ve yulaf gibi besinler tüketiniz.

Hazır satılan köfte ya da köfte harçları yerine köftenizi kendiniz hazırlayınız.

Et, tavuk ve balık pişirirken herhangi marinasyon işlemi yapmayınız. Örneğin tavuğu soya sosunda bekletmek gibi.

Salam, sucuk, sosis gibi şarküteri ürünlerinden mümkün olduğunca uzak durunuz.

Kahvaltılık gevrekleri, hazır patates cipslerini tüketmeyiniz.

Hazır paketli zeytin yerine evde kendi yaptığınız zeytini tüketebilirsiniz.

Lezzet vermek için tuz yerine baharatları tercih edin.

Yemekleri pişirirken tuz atmaktan kaçının. Örneğin makarnanın pişme suyuna tuz atma alışkanlığından vazgeçin. Ayrıca tuz pişmekte olan sebzeyi özellikle fasulyeyi sertleştirir.

Paketlenmiş besinlerin etiketlerini okuyun.

Masada tuz kullanmayın.

Turşu, ketçap, hardal, zeytin, soya sosu gibi besinlerin tuz içeriği çok fazladır.

Şişe domates, konserve domates ya da salamura yaprak yapmak yerine bunları derin dondurucuda oldukları halde saklamalısınız.

Bol su için. 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Seda Uşarer

Dyt. Seda Uşarer, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünde başladığı lisans eğitimini 2007 yılında tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. Mesleki hayatına 2009 yılında Kıbrıs’da bulunan Sodexho Catering Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'nde başlamış olan Dyt. Seda UŞARER, daha sonra International Medicana Ankara Hastanesi’nde klinik diyetisyen olarak görev yapmıştır. Buradaki görevinin ardından İzmir'de çalışmalarını sürdürme kararı almış ve Özel Kent Hastanesi’nde yaklaşık 3 yıl süreyle klinik diyetisyen olarak çalışmıştır.

Diyetisyen kimliğini tamamlamak adına lisans eğitiminin yanı sıra Yaşam ve Eğitim Koçluğu Eğitimi de almış olup mesleki çalışmalarına Özel Medicana International İzmir Hastanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Tuz
Dyt. Seda Uşarer
Dyt. Seda Uşarer
İzmir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube