Z Kuşağında Tükenmişlik: Daha Başlamadan Yorulmak


Beklentiler çağında büyüyen gençlik
Z kuşağı, dijital dünyanın içinde, her an herkesle kıyaslanabildiği bir ortamda büyüdü. Mükemmel başarılar, ideal bedenler, hızlı yükselen kariyerler sosyal medya akışlarında sürekli göz önünde. Bu kuşak, sadece kendi potansiyeliyle değil, başkalarının “kurgulanmış başarıları” ile de baş etmeye çalışıyor.
Sürekli erişilebilirlik, hiç durmayan zihin
Online olmak sadece sosyal anlamda değil, akademik ve mesleki olarak da "her an hazır olma" baskısı yaratıyor. Mail’lere anında dönüş yapmak, projelere 7/24 açık olmak, molasız bir maraton hissi doğuruyor. Beyin, toparlanma ve dinlenme şansı bulamıyor.
Kimlik arayışı, belirsiz bir gelecek
Z kuşağı ekonomik belirsizliklerle, iklim kriziyle ve değişen iş tanımlarıyla büyüyor. “Ne iş yapacağım?”, “Geleceğim güvende mi?” gibi sorular sadece mantıksal değil, duygusal olarak da yıpratıcı hale geliyor. Bu karmaşa, tükenmişliği hızlandırıyor.
Çıkış var mı?
Evet, var. Öncelikle duygusal farkındalıkla başlamak gerekir. Z kuşağına özgü bu yeni tükenmişlik biçimi, klasik reçetelerle değil, onları anlayan bir dil ve sistemle ele alınmalı. Sosyal destek, kendini ifade edebileceği alanlar, psikolojik danışmanlık ve dijital dünyayla sağlıklı sınırlar kurmak bu sürecin temel taşlarıdır.
Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz