Doktorsitesi.com

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Gelecek Kurguları

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
9 Temmuz 202514 görüntülenme
Randevu Al
Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), bireyin günlük yaşamında sürekli, kontrol edilemeyen ve genellikle yersiz olan endişelerle boğuştuğu bir kaygı bozukluğudur. Bu endişeler çoğu zaman gelecekle ilgilidir ve "ya kötü bir şey olursa?" teması etrafında döner. YAB’de birey geleceği felaket senaryoları üzerinden kurar ve bu kurgu, zihinsel enerjiyi tüketen bir döngü halini alır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Gelecek Kurguları

1. Gelecek Kaygısının Doğası:
YAB’li bireyler genellikle sağlıklı bireylerden farklı olarak geleceği belirsizlikle değil, tehditlerle dolu olarak algılarlar. “İşimi kaybedersem ne yaparım?”, “Ailemden biri hastalanırsa?”, “Ya kimse beni sevmezse?” gibi düşünceler sürekli olarak zihni meşgul eder. Bu senaryolar, kişinin mevcut anı yaşamasını engeller.

2. Anksiyete ve Zihinsel Kurgu:
YAB’de kaygı bir olayla sınırlı değildir; sürekli bir endişe hali vardır. Kişi, zihninde geleceğe dair felaket içerikli hikâyeler üretir. Bu zihinsel kurgular o kadar güçlüdür ki, gerçek olaylar yaşanmadan bile bedensel stres tepkileri ortaya çıkar. Kas gerginliği, mide bulantısı, çarpıntı gibi semptomlar sık görülür.

3. Belirsizliğe Tahammülsüzlük:
YAB’nin temel özelliklerinden biri de belirsizliğe karşı düşük toleranstır. Bu bireyler “ya kötü bir şey olursa” düşüncesini bertaraf edemez. Belirsizlik, zihinde tehdit olarak kodlanır. Bu durum, kontrol ihtiyacını artırır ve kişi, tüm olasılıkları hesaplamaya, önlem almaya ve sürekli hazırlıklı olmaya çalışır.

4. Kaçınma Davranışları:
Sürekli kaygı içinde olan bireyler, gelecekten korktukları için risk almaktan, karar vermekten ya da değişim yaratmaktan kaçınabilirler. Bu da kişiyi durağanlaştırır ve kendine olan güvenini zedeler. Geleceği şekillendirmek yerine, ondan kaçınmak YAB’de sıkça görülen bir eğilimdir.

5. Bilişsel Çarpıtmalar:
YAB’li bireylerde “felaketleştirme”, “aşırı genelleme”, “negatif filtre” gibi bilişsel çarpıtmalar oldukça yaygındır. Her küçük olasılık, büyük bir tehlike gibi algılanır. Bu da kişiyi sürekli “alarm” halinde tutar. Gerçeklikten uzak bu düşünce kalıpları zamanla zihinsel yorgunluğa neden olur.

6. Terapi Sürecinde Gelecekle Çalışmak:
Bilişsel davranışçı terapide, bu geleceğe yönelik felaket senaryoları sorgulanır. “Bu düşüncenin kanıtı nedir?”, “Şu an bu düşüncenin işlevi ne?”, “Olmazsa ne olur?” gibi sorularla bireyin düşünce yapısı dönüştürülür. Ayrıca gevşeme teknikleri, nefes çalışmaları ve mindfulness uygulamaları da anı merkeze alarak kaygıyı azaltır.

7. Kontrollü Gelecek Kurguları:
Terapide amaç, geleceği tamamen ortadan kaldırmak değil, daha sağlıklı senaryolarla kurgulamaktır. “Her şey kötü gidecek” yerine “Her şeyin yolunda gitme ihtimali de var” gibi alternatif düşünceler geliştirilir. Bu yaklaşım, hem umudu güçlendirir hem de zihinsel esnekliği artırır.

Sonuç olarak, YAB’li bireyler için gelecek, belirsizlikten çok tehditlerle dolu bir uzamdır. Ancak bu tehdit algısı öğrenilmiş ve dönüştürülebilir bir süreçtir. Gelecekle barışmak, kaygıyı yönetmenin ve içsel huzura ulaşmanın en önemli adımlarından biridir.
 

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.