Yapay Zekâ ve Terapist Kimliği

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz
27 Haziran 202516 görüntülenme
Randevu Al
Yapay zekâ teknolojilerinin gelişimi, ruh sağlığı hizmetlerinin doğasını ve terapist kimliğini derinden etkilemeye başlamıştır. Özellikle ChatGPT gibi büyük dil modellerinin danışanlar tarafından kişisel sorulara yanıt almak, destek aramak ya da bilgi edinmek için kullanılması, psikoterapi alanında önemli etik, mesleki ve psikodinamik tartışmaları gündeme getirmiştir. Bu makalede, yapay zekânın terapist rolüne etkileri ve bu yeni düzenin terapist kimliğini nasıl dönüştürdüğü psikolojik bir çerçevede ele alınacaktır.
Yapay Zekâ ve Terapist Kimliği

1. Terapistin Rolü ve Duygusal Temasın Önemi

Psikoterapi yalnızca bilgi alışverişi değil, aynı zamanda bir duygusal ilişki sürecidir. Terapist ile danışan arasında kurulan bağ, iyileşmenin temel taşıdır. Yapay zekâ ise empati kuramaz, beden dilini okuyamaz ve insanın duygusal titreşimlerine karşılık veremez. Bu nedenle, ne kadar gelişmiş olursa olsun, bir yapay zekâ uygulamasının terapötik ittifakı kurması mümkün değildir.

2. Bilgiye Erişim Kolaylığı mı, Terapiye Alternatif mi?

ChatGPT gibi sistemler doğru kullanıldığında, psiko-eğitim ve kaynaklara yönlendirme açısından çok kıymetli araçlardır. Ancak, danışanlar bu sistemleri 'duygusal boşalım' ya da 'alternatif danışman' gibi gördüklerinde, yüz yüze ya da online terapi süreçlerinden uzaklaşabilirler. Bu durum, gerçek iyileşme sürecinin yerini geçici rahatlamalara bırakmasına neden olabilir.

3. Terapistin Kimlik Krizi ve Gelecek Senaryoları

Yapay zekânın psikoterapide artan rolü, terapistlerin kendi rollerini yeniden tanımlamalarını gerektirmektedir. Kimi terapistler bu teknolojileri entegre ederek dönüşüme öncülük ederken, kimileri mesleki değerlerin aşındığını düşünerek direnç göstermektedir. Önümüzdeki süreçte terapistlerin yalnızca bilgi veren değil, duygusal eşlik eden, yüzleşmeyi kolaylaştıran ve bağ kuran kişiler olarak öne çıkmaları gerekecektir.

4. Etik Sorular ve İnsan Faktörü

Yapay zekânın danışanlarla birebir etkileşimi, gizlilik, sınırlar, veri güvenliği ve duygusal güvenlik gibi konularda etik soruları beraberinde getirmektedir. Danışanın verilerinin yapay sistemlerde nasıl saklandığı, bu verilerin hangi amaçlarla kullanılabileceği ve yapay zekânın verdiği yönlendirmelerin ne kadar sağlıklı olduğu halen tartışmalıdır. Bu nedenle, insan faktörünün devre dışı bırakılması ciddi riskler taşır.

Sonuç

Yapay zekâ teknolojileri terapötik süreçleri destekleyebilir, ancak terapist kimliğinin yerini alamaz. Geleceğin terapisti, teknolojiyi araç olarak kullanırken insan olmanın gücünü ve duygusal etkileşimin iyileştirici gücünü asla göz ardı etmemelidir. Terapist kimliği, yalnızca bilgiye değil, temasa ve anlamaya dayalıdır.

Hazırlayan: Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yazar Hakkında

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Uzm. Psk. Mustafa Cem Oğuz

Mustafa Cem Oğuz 29/08/1983  tarihinde Ankara'da doğdu. İlkokul – Orta ve   Lise eğitimlerini Ankarada tamamladı. Psikoloji bilimininden aldığı ilhamla  ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacı ile yola çıkan  Mustafa Cem Oğuz  Rusya Fedarasyonunda Psikoloji ve Pedagoji Çift anadal  bölümünden mezun olmuştur.Türkiyede Pedagoji diplomalı nadir pedagoglardandır. Sonrasında gene Rusya Fedarasyonunda Genel psikoloji alanında Yüksek Lisansını tamamlamıştır.  Ankara'da yaşamaktadır.

Önemli Bilgilendirme

Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez.