Üretra kanserlerı̇

Üretra kanserlerı̇

Üretra kanserleri ne kadar sık ve hangi yaşta görülür?

Üretra kanserleri erkeklerde ve kadınlarda oldukça nadir görülür. Genellikle mesane kanserlerine ikincil olarak yayılması ile görülen kanser haricinde ilk olarak (primer) üretra kanserleri tüm dünyada çok nadir görülür. En sık görülen yaş aralığı 50-60 yaştır.

Üretra kanserli olgular nasıl başvurur?

Üretra kanserli olgular neden olan durumlar olan idrar kanalı darlığı, idrar kanalında şişlik-kitle ve idrarda kanama ile başvururlar.

Üretra kanseri için risk faktörleri nelerdir?

Sık cinsel ilişki ile bulaşan hastalık hikayesi, üretrit ve üretra kanalı darlıklarına bağlı kronik üretra inflamasyonu ve HPV tip 16 ile ilişkili skuamoz tip kanserler primer üretra kanserleri için risk faktörleridir. Vakaların neredeyse yarısında üretral striktür dediğimiz dış idrar kanalının ileri derecede darlığı mevcuttur. Vakaların 1⁄4’ ünde cinsel yoldan geçen hastalıklarla ilişkilidir. Hastaların %96’ sı üretra darlığına bağlı idrar yapmada zorluk şikayetleriyle başvururlar.

Üretra kanserinde tanı nasıl konmaktadır?

Üretradaki veya penil bölgedeki lezyondan alınan iğne veya endoskopik (idrar kanalına kapalı sistemle girilmesi-üretroskopi) biyopsinin patolojik olarak incelenmesi ile kesin tanı konur.

Üretra kanseri üretranın hangi bölgelerinden gelişir?

Üretra kanseri en sık (%60) bulbomemranoz üretra denen idrar kanalının prostattan sonraki kısım ile şaft başlangıcı arasında görülür. İkinci sıklıkla (%30) penil üretra denilen penis şaftı kısmında ve (%10) prostatik üretra denilen üretranın mesaneden başlangıç kısmında görülür.

Üretra kanseri tanısı kesinleştikten sonra üretranın hangi bölgesinde olmasının nasıl bir önemi vardır?
Ön üretra dediğimiz kısım (penil ve bulböz üretra) lenfatik dolaşımı inguinal (kasık) bölgeye arka üretra dediğimiz (prostatik ve membranöz bölüm) kısmın lenfatik dolaşımı pelvik (göbek altı ) bölgeye akar. Bu nedenle yapılacak olası operasyon sırasında bu bölge lenfatik dokularının çıkarılması gerekebilir.

Üretra kanseri tanısı kesinleştikten sonra cerrahi tedavi seçenekleri nelerdir?

Tedavi penis kanseri tedavisine benzerdir. Patoloji raporu sonucuna göre eğer ilk lezyon düşük dereceli, erken evrede ve ön üretrada ise penis koruyucu cerrahi dediğimiz yalnızca lezyonun çıkarılması ile tedavi önerilir. Ancak ilk biyopsi patolojisi kanserin derin dokulara (Yüeyel tabakayı aştığı; >T1; T2-Corpus spongiosum veya corpus cavernosum) yayıldığını ve/veya yüksek dereceli (hızlı yayılabilecek bir histolojik değerlendirmede), arka üretrada bir tümör olduğunu bildirirse penisin tamamının veya bir kısmının alınması gerekir.

Üretra kanserinde cerrahi sonrası tedavi ve takip nasıldır?

Biyopsi sonrası penis kanserinde olduğu gibi lenf nodu tutulumu varsa öncelikle metastaz açısından görüntüleme yapılmalıdır. Metastazı olmayan hastalara cerrahi uygulanır. Metastazı olan hastalara cerrahi işlem öncesi veya sonrası kemoterapi ve radyoterapi seçenekleri de uygulanabilir. Bu tedavi başarılarının kısıtlı olduğu unutulmamalıdır.

Mesane kanseri sonrası üretrada kanser gelişme riski nedir?

İlerlemiş mesane kanseri nedeniyle yapılan sistoprostatektomi (mesane ve prostatın çıkarılması) sonrası %2.1 ile %11.1 oranında üretrada kanser nüksü görülür. İkincil üretra kanserinin en sık nedeni de mesane kanseri yayılımıdır. Görülen bu nükslerin %40’ ı mesane kanseri nedeniyle yapılan ameliyattan sonraki 1 yıl içinde görülür. Penis kanserinde olduğu gibi sünnet, cinsel ilişki sırasında korunma (prezervatif gibi), genital hijyeni artırıcı önlemler mesane kanseri nedenlerinden sifara kaçınma üretra kanserinden korunma da önerilmektedir. 

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Volkan İzol

Prof. Dr. Volkan İzol’un 2002 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Tıp Doktoru ve 2008 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı’ndan Üroloji Uzmanı unvanını almıştır. Aynı Anabilim Dalı’nda 2011 yılında öğretim üyesi olarak görev yapmaya başlamış ve 16 Nisan 2015 tarihinde doçent, 28 Ağustos 2020’de profesör unvanını almıştır. Asistanlık döneminde Avrupa Üroloji Diplomasını almaya hak kazanan İzol, uzmanlık sonrası dönemde ise minimal invaziv cerrahide bilgi ve tecrübesini artırmak üzere John Hopkins Üniversitesi’nde (ABD) gözlemci statüsünde çalışmıştır. Uluslararası ve Ulusal hakemli dergilerde yayımlanan birçok makalesi mevcut olan İzol’un yurt dışı-yurt içi bilimsel toplantıda 200’ün üzerinde sözlü bildirisi ve konuşması bulunmaktadır. Günlük pratiğinde sıklıkla Üroonkoloji ve minimal invaziv ürolo ...

Prof. Dr. Volkan İzol
Prof. Dr. Volkan İzol
Adana - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube